Ankara’da kitaplara hayat veren usta: Mehmet Karslı’nın 60 yıllık sanat serüveni
Ankara’nın yaşayan kültür hazinelerinden, 60 yılı aşkın süredir kitap ciltleme sanatıyla eserleri geleceğe taşıyan usta sanatçı Mehmet Karslı, bu yılki Kültür Yolu Festivali kapsamında Yeni Ankara’ya özel değerlendirmelerde bulundu.
Ankara’da Nuri Pakdil Edebiyat Müze Kütüphanesi’nde eserlerini sergileyen usta mücellit Mehmet Karslı, kitaplara yalnızca kap değil, adeta ruh kazandırarak ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmeye devam ediyor.
KİTAPLARA HAYAT VEREN USTA

Yarım asrı aşan tecrübesiyle geleneksel cilt sanatını yaşatan Karslı, “17 yaşında usta-çırak ilişkisiyle bu işe başladım. Daha sonra devlet memuru oldum. Aradan geçen yıllardan sonra kendi atölyemi açıp 13 yıl boyunca farklı kurumlarda ders verdim. Birçok genç öğrenci yetiştirdim; onlar da devlet kurumları ya da özel sektörlerde bu mesleği sürdürmeye devam ediyorlar. 1910 yılında İstanbul’da karma bir sergi açtık. İleri ki dönemlerde İstanbul Belediyesi tarafından açılan İSMEK kurslarına gidip klasik ne demek onu öğrendim. Kursiyerler oldukça fazlaydı, orada biraz bilgi edindim ve o günden beri mesleğimi icra ediyorum. Mesleğimi çok seviyorum; bu meslek el sanatları içindedir ve insana büyük haz verir.” dedi.
“KİTAP BİR VİZÖRDÜR, BU SANAT DA ONUN KALBİ”

Karslı, eserlerini sergilediği Kültür Yolu Festivali’ne olan ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları söyledi:
“60 yıl boyunca bu mesleği yaptım. Sanat camiası bana gerçekten çok ilgi gösterdi, halkımız da büyük destek verdi. Hala faaliyetlerimiz devam ediyor. Büyük ustalar yeni çalışmalar yapıyorlar. İstanbul’dan, Trabzon’dan bu sevgi için gelen birkaç kişi oldu; çok güzel şeyler duydum. Mesleğimiz biraz da kültüre, kitap sevgisine bağlıdır. Şimdi maalesef bir kitap 100 liraya satılıyor, insanlar ‘Başucu kitabım olsun’ diyorlar, ancak çiftçilere gelince fiyatı 2-3 katına çıkıyor. Kitap zaten bir vizör gibi; bu meslek de böyle bir kültür gerektiriyor. Ama yeter ki işimizi ciddiyetle yapalım, maddi durum önemli değil diyenler de var.”