Ankara’da her sağanakta aynı tehlike, altyapı alarm veriyor
Ankara'da bahar aylarında artan yağışlarla birlikte yaşanan su baskınlarına dikkat çeken, MMO Başkanı Ünal, şehir planlamaları yapılırken meteorolojik verilerin de dikkate alınması gerektiğini bildirdi.

Ankara’da her yıl bahar aylarındaki yağışlar, su baskınlarına yol açarken, Meteoroloji Mühendisleri Odası (MMO) 33. Dönem Başkanı Emel Ünal, “Birkaç saat süren sağanak yağışlarda alt yapının zorlandığını gözlemliyoruz. Kent planlamalarında meteorolojik verilerin dikkate alınmasını öneriyoruz” dedi.
Yeni Ankara muhabirine açıklama yapan MMO 33. Dönem Başkanı Ünal, şöyle konuştu:
"KENT PLANLAMASINDA METEOROLOJİK VERİLER DİKKATE ALINMALI"
Ankara, en fazla yağışı nisan ve mayıs aylarında almaktadır. Aşırı yağışlar nedeniyle kentte her yıl bazı bölgelerde su baskınları yaşanmakta, bu durum vatandaşlarımızı olumsuz etkilemektedir. Ancak her yıl mayıs ayında mevsim normallerinin üzerinde yağış görülmemektedir. Özellikle kararsız yağış tiplerinde, birkaç saat içinde bir aylık yağış miktarına ulaşan yağışlar meydana gelebilmektedir. Ne yazık ki altyapı çalışmaları bu tür aşırı hava olayları dikkate alınarak planlanmadığı sürece şehirlerimiz bu tarz afetlerle karşı karşıya kalmaya devam edecektir.
"HER ŞEHİR İÇİN AYRI DEĞERLENDİRME ŞART"
Küresel ısınmadan kaynaklı olumsuz etkilerden söz ederken, öncelikle bu kavramın tanımına dikkat edilmelidir. Küresel ısınma; Dünya’nın ortalama sıcaklık değerlerindeki artış anlamına gelmektedir. Bu sıcaklık artışının yerel düzeyde etkili olup olmadığının ise her büyükşehir için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Ancak asıl temel sorun; bu etkiler olsun ya da olmasın, kentlerimizin yapısının meteorolojik veriler dikkate alınmadan tasarlanmış olmasıdır.
Örneğin, yapılan araştırmalara göre; hiç ağaçlandırma yapılmamış bir sokak ile ağaçlandırılmış bir sokak arasında sıcaklık farkı 6°C’ye kadar çıkabilmektedir. Aynı şekilde hâkim rüzgâr yönüne karşı inşa edilen yüksek yapılar, şehrin doğal hava sirkülasyonunu bozarak hava kirliliğini artırmaktadır. Ayrıca, kent içinden geçen dere ve çayların ıslahı ya da üzerlerinin kapatılması sonucu, bu su yollarının taşıma kapasiteleri azaltılmakta ve meteorolojik veriler göz önüne alınmadan yapılan bu tür müdahaleler, her sağanakta şehir sokaklarının dereye dönüşmesine yol açmaktadır.
Tüm bu sorunların önüne geçebilmenin en etkili ve basit yolu; altyapı projeleri, çevre düzenlemeleri ve kent planlamaları yapılırken mutlaka meteorolojik etki değerlendirmesinin de sürece dahil edilmesidir.