Ankara'da "Arıcılığın Ekonomik ve Ekolojik Önemi" sempozyumu düzenlendi
Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde düzenlenen "Arıcılığın Ekonomik ve Ekolojik Önemi" sempozyumunda Yeni Ankara'ya konuşan Bozok Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı Ulusoy, Güdül, Beypazarı ve Kızılcahamam'da arıcılığın yaygınlaştığını söyledi.
Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu ve Türkiye Ziraatçılar Derneği Ankara Şubesi (TARGEV) işbirliğinde, "Arıcılığın Ekonomik ve Ekolojik Önemi" konulu sempozyum gerçekleşti. Moderatörlüğünü Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Sözcüsü, Bozok Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı Ziraat Mühendisi Ayfer Ulusoy'un yaptığı programda; Türkiye Ziraatçılar Derneği Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Güler ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Yurdakul, Entemolog, Arı Hastalıkları Uzmanı Dr. Ertaç Tutkun ile Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı Başkanı Seyfettin Aslan sunum yaptı.

"AMACIMIZ ANKARA KIRSALINI KALKINDIRMAK"
Sempozyumun düzenlenme amacına ilişkin Yeni Ankara'ya özel açılmada bulunan Ziraat Mühendisi Ayfer Ulusoy, "Ankara kırsalını nasıl kalkındırabileceğimiz üzerine çalışmalar yürütmek için bir aradayız. Her ay farklı bir konu işliyoruz. Bu toplantımızın konusu arıcılık. Özellikle Ankara'nın Güdül, Beypazarı, Kızılcahamam bölgelerinde hem Ankara keçisi (tiftik keçisi) hem de arıcılık oldukça yaygın. Amacımız tarımsal alanları ve arıcılığı korumaktı. Çünkü arı yoksa doğanın dengesi de yok. Einstein’ın bir sözü vardır; 'Arılar biterse, dünyada yaşam en fazla dört yıl sürer'. Gerçekten de küçücük arılar, geleceğimizi belirleyen canlılar. Tozlaşma olmazsa meyve, sebze, bitki olmaz" açıklamasında bulundu.
"ANKARA'NIN BAZI İLÇELERİ ARICILIĞA ÇOK UYGUN"
Ankara'da arıcılığa uygun olan ilçeleri sıralayan Ulusoy, "Arıcılık için öncelikle çiçek, orman, yani el değmemiş doğal alanlar gerekiyor. Ankara’nın Kızılcahamam, Güdül, Beypazarı, Nallıhan bölgeleri bu anlamda çok uygun. Ama diğer bölgeler uygun değil diyemeyiz. Örneğin Yozgat Boğazlıyan’daki Bozok Tarımsal Kalkınma Kooperatifimizde organik belgeli bal üretimi yapan ortaklarımız var. Arazide 165 adet ıhlamur ağacı var ve arılar polen toplasın diye ağaçlara dokunulmuyor. Aromatik bitkiler -lavanta, kekik, biberiye, goji berry, melisa otu, limon otu- yetiştiriliyor. Keten ve çörek otu da var. Bu bitkiler hasat edilmiyor, arılar için bırakılıyor. Bu sayede çok kaliteli bal elde ediliyor. Petekler de doğal olarak arılar tarafından yapılıyor, çünkü organik üretimde hazır petek kullanılmıyor" ifadelerini kullandı.
"ARICILIK KÜÇÜK SERMAYELERLE BOL KAZANÇ SAĞLAR"
Türkiye Ziraatçılar Derneği Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Güler ise arıcılığın ekonomik kazancına değinerek, "Arıcılık, dar gelirli vatandaşların geçimini sağlayacak bir meslek grubudur. Arıcılığın malzemelerini bir kez alınca uzun yıllar kullanabilirsiniz. Bu yüzden küçük sermayelerle bol kazanç sağlayan bir meslektir" diye konuştu.

"ARICILIK MESLEĞİNE DESTEK ŞART"
Türkiye Ziraatçılar Derneği Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Yurdakul da arıcılık mesleğine yeterli destek sağlanmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'de 97 bin arıcı var. Türkiye'de on kişiye bir kovan bal düşüyor Nakliye de pahalı, arıcılar zorlanıyor. Arıcılık meşakkatli bir iş, destek şart" şeklinde konuştu.
"ANKARA BALI İLE İLGİLİ COĞRAFİ İŞARET SÜRECI 2021 YILINDA BAŞLADI"
Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı Başkanı Seyfettin Aslan, Ankara balı ile ilgili coğrafi işaret sürecini anlatarak şunları söyledi:
"2021 yılında Ankara balı ile ilgili coğrafi işaret süreci başlamış, çalışmalar devam etmektedir. Ankara, ana arı üretimde önemli bir konumda olup, Tarım Bakanlığınca izin verilen 13 ana arı işletmesi Ankara da bulunmaktadır. Ülkemiz toplam üretim kapasitesinin 500 bin adet/yıl olduğu bilinmektedir. Ülkemiz florasında, bal arıları için önemli olan bitki türlerinin belirlenmesi, floranın doğal yapısının korunması, ekolojik dengenin sağlanması ve sürdürebilirliği açısından oldukça önemli."

