Ankara Barosu tarafından "Kent Hakkı ve Gazetecilik: Şeffaflık, Dijital Güvenlik, Kamu Yararı" paneli düzenlendi
Ankara Barosu tarafından düzenlenen "Kent Hakkı ve Gazetecilik: Şeffaflık, Dijital Güvenlik, Kamu Yararı Paneli"nde konuşan Gazeteci Çiğdem Toker, "Ankapark içi sekiz yüz milyon dolarlık bir kamu zararından bahsediyor. Bu parayı canlandırmakta bile vatandaşın zorlanacağı rakamlar." dedi.
Ankara Barosu Kent ve Çevre Merkezince "Kent Hakkı ve Gazetecilik: Şeffaflık, Dijital Güvenlik, Kamu Yararı" paneli düzenlendi. Avukat Gökhan Candoğan moderatörlüğünde düzenlenen panele, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, Gazeteci Çiğdem Toker, Gazeteci Füsun Sarp Nebil ve Gazeteci Tolga Şardan konuşmacı olarak katıldı.

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, burada yaptığı konuşmada, kentlerin ortak yaşamı temsil ettiğini söyledi. Köroğlu, "Bu kentin her yerinde dolaşıyoruz. Kent yalnızca tuğla ve asfaltın değil umutların, hafızanın ve ortak yaşamın da adıdır. Kentler hukuku dediğimiz şey hem hakların hem sorumlulukların adalet terazisinde buluştuğu yerdir." dedi.
Gazeteci Çiğdem Toker ise muhalif belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin, "Ana muhalefet partisinin yönettiği belediye başkanlarına dönük operasyon süreci, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ile zaten daralmış olan alanı daha da daraltıyor." açılmasında bulundu.
Toker, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a için hazırlanan dosyalara ilişkin ise şunları söyledi:
"2019 yerel seçimlerinin ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın teftiş kurulunu harekete geçirmesi sonucu hazırlanan 97 dosya var kendisi de açıkladı. Çoğu ile ilgili takipsizlik kararı var. Bunların çok büyük bir bölümü bilirkişi raporu ile bir kısmı bilirkişi raporu olmaksızın alınmış. Mesela sadece Ankapark içi 8 yüz milyon dolarlık bir kamu zararından bahsediyor. Bu parayı canlandırmakta bile vatandaşın zorlanacağı rakamlar. Yolsuzluk ise neden bu konulara dair yaptırım uygulandığını göremedik altı sene geçti aradan."

"VERİ SIZINTISI YENİ BİR OLAY DEĞİL"
Gazeteci Füsun Sarp Nebil de veri sızıntısına ilişkin, "Teknoloji ile ilgilenmemiz lazım. Bu konuda Türkiye'de büyük bir açık var. Veri sızıntısı yeni bir olay değil. Son olaylarda ise bu veri sızıntısı olayı bir kişinin olayı değil. Asıl hackerler ortada bile yok. Onlar bu verileri satıyor." açıklamasında bulundu.

"GAZETECİ HABERE GİDERKEN HABER OLMAMALI"
Gazeteci Tolga Şardan ise gazetecilik mesleğine ilişkin, "Medya dediğimiz çatının altında çok geniş bir yelpaze var. Gazetecilikte bana üç temel öğreti anlatıldı; gazetecilik bir mesafe mesleğidir, gazetecilikten zenginleşilmez ve gazetecilikte habere giderken haber olmamak. Maalesef yeni Türkiye'de bu üç temel öğreti tamamen rafa kalkmış durumda. Gazetecilikte, gazetelerle kaynaklar arasında mesafe kalmadığı gibi tamamen bir zenginleşme aracı haline geldi. Artık gazeteciler de çoğu haberlerini yaptığı insanlar gibi çok sık adliye yolundalar." diye konuştu.
