Geçmişin sesinden günümüzün ritmine: Müzisyen Murat Köseler’in nostalji ve müziği buluşturan atölyesi

Müzisyen Murat Köseler, 32 yıllık müzik birikimini Tarihi Pilavhanoğlu Çarşısı’nda nostaljik ürünlerle buluşturuyor. Eski plaklardan ilham alan Köseler, 6 yıldır açtığı atölyesinde, gençten yaşlıya geniş bir kitleye müzik ve geçmişin izlerini taşıyan koleksiyonunu sunuyor.

Geçmişin sesinden günümüzün ritmine: Müzisyen Murat Köseler’in nostalji ve müziği buluşturan atölyesi

Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Ankara Kalesi civarındaki Tarihi Pilavoğlu Han Çarşısı’nda 6 yıldır faaliyet gösteren Müzisyen Murat Köseler, nostalji tutkunlarını geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Plaklardan eski dönem müzik aletlerine, retro objelerden koleksiyon parçalarına kadar pek çok değerli ürünü bir araya getiren Köseler, çarşıya adeta zamanın durduğu bir atmosfer kazandırıyor.

Ankara, Türkiye ve dünya gündemini Yeni Ankara'dan takip etmek artık WhatsApp'ta da mümkün. Haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesi için tıklayın.

Atölyenin kuruluş sürecini ve kendisini bu adımı atmaya teşvik eden nedenleri Yeni Ankara muhabirine anlatan Köseler, şunları söyledi:

"PLAKLARDAN ATÖLYEYE"

Yaklaşık 32 yıldır müziğin içindeyim. Plaklara da özel bir ilgim vardı. Bir dönem radyo programcılığı yaptım. Program yaptığım dönemlerde Edip Akbayram, Cem Karaca, Barış Manço gibi sanatçıları tanıtıyordum ve bolca araştırma yapıyordum. Dolayısıyla 1990'ların ortasından 2000'li yılların başına kadar geçen süreçte plak toplamaya başladım. Topladığım plakları, radyo programlarında daha pratik kullanabilmek için CD formatına aktarıyordum. Bu süreçte plakları arşivlemeye başladım. Zamanla, 2019 civarında 'Neden bir yer açmıyorum?' diye düşünmeye başladım. Çünkü hem ders verebileceğim hem de elimde biriken birçok objeyi sergileyebileceğim bir alanım olsun istedim. 6 yıl önce de buraya gelerek Gecko Müzik atölye macerası başlamış oldu.

"ESKİ EŞYALAR, YENİ HAYATLAR"

Burada nostaljik objeler, plaklar, pikaplar, eski ses sistemleri ve retro tarzda objeler yer alıyor. Bu atölyeyle birlikte tasarımcılığa da başladım. Eski enstrümanlardan veya çeşitli objelerden lambalar, yastıklar tasarlıyorum. Ayrıca burada gitar dersleri veriyorum, özellikle flamenko ağırlıklı. Sahne çalışmalarımız da sürüyor. Eski eşyaların yapıldıkları dönemde aşkla üretildiğine inanıyorum. Çünkü o dönemlerde gerek objelerde gerek ses sistemlerinde daha fazla estetik kaygı vardı. Günümüzde ise bu estetik anlayışın yitirildi. Herkesin bir rekabet duygusu vardı ve sürekli yeni şeyler sunmak için çok güzel tasarımlar ortaya koyulmuş.

Atölyeye gelenlerin çoğu genç olsa da, 60 yaşında öğrencilerimde var. Yaş aralığı oldukça geniş. Flamenko dersleri veriyorum ama flamenko biraz farklı ve zorlayıcı olduğu için herkesin ilgisini çekmiyor. Genelde insanlar klasik gitarla, akorla şarkı söylemek istiyor. Flamenko dinleyenlere başlangıçta zor geliyor, 'Acaba yapabilir miyim?' diye düşünüyorlar. Ama doğru bir metotla ilerlediğimizde, düzenli çalışan herkesin başarılı olduğunu görüyoruz. Zaten derslere devam edenler iyi bir noktaya geliyor.

"HERKESİN BİR HOBİSİ OLMALI"

Hobiler insan hayatı için çok önemli. Özellikle gençlerin hobiler edinmesini öneriyorum. Eskiden pul koleksiyonları vardı, şimdi birçok seçenek var. Küçük oyuncaklar, para koleksiyonu, plak biriktirmek gibi. Bazı şeyler zamanla değer kazanıyor. Hobiler hiçbir zaman ölü yatırım değildir. İnsan araştırma yaparken büyük bir zevk alıyor, aradığı şeyi bulunca çok mutlu oluyor. Bu süreçte hem araştırmacı yönünüz gelişiyor hem de bilgi birikiminiz artıyor. Bir konuda uzmanlaşıyorsunuz. Bu nedenle gençlere tavsiyem: Küçük de olsa bir hobiniz olsun. Hayatta pek çok olumsuzlukla karşılaşıyoruz; bu yüzden küçük mutluluklara ihtiyaç duyuyoruz.