Ankara'da taşlara hayat veren usta Mehmet Bostancı'nın 45 yıllık sanat serüveni

Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Altınköy Açık Hava Müzesi'nde eserlerini sergileyen Heykel ve Mozaik Sanatı Ustası Mehmet Bostancı, 45 yıldır mesleğini usta-çırak ilişkisiyle yaşatıyor. Mesleğin nesilden nesile aktarıldığını belirten Bostancı, “Bu sanat sokaktan değil, aileden gelir” dedi.

Ankara'da taşlara hayat veren usta Mehmet Bostancı'nın 45 yıllık sanat serüveni

Altındağ Belediyesinin ev sahipliğinde Altınköy Açık Hava Müzesi’nde düzenlenen etkinlikler ile geleneksel el sanatları tanıtılmaya devam ederken, Hatay’dan Ankara’ya gelen Heykel ve Mozaik Sanatı Ustası Mehmet Bostancı, yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Hatay’ın eşsiz doğal taşlarından biri olan serpantinle 45 yıl önce başladığı yolculuğunu, mozaik sanatıyla zenginleştiren Bostancı, hem geleneği yaşatıyor, hem de özgün tasarımlarla bu kadim zanaatı geleceğe taşıyor.

El emeği göz nuru sanatıyla ilgili olarak Yeni Ankara muhabirine özel açıklamalarda bulunan Bostancı, şunları söyledi:

45 YILLIK EMEK

Babamın tavsiyesiyle 1980 yılında bu işe başladım. 45 yıldır bu mesleği yapıyorum. Öncelikle Hatay taşı olan serpantin (yılan taşı) ile çalışmaya başladık. Serpantin taşı sadece Hatay’da bulunan, yoğunluk olarak kütle halindeki bir taştır. Biz bu taşları çekiç ve bıçakla oyarak şekillendiriyoruz. İşimizi bitirdikten sonra zımpara ve cila yaparak eserlere son halini veriyoruz. Taşa cilasını uyguladıktan sonra, taş kendi doğal rengini ortaya çıkarıyor.

Ankara, Türkiye ve dünya gündemini Yeni Ankara'dan takip etmek artık WhatsApp'ta da mümkün. Haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesi için tıklayın.

MOZAİK SANATINDA ESTETİK VE SABIR BULUŞTU

Mozaik taşından eserler yaparken de öncelikle tasarım aşamasını kafamızda kuruyoruz. Bu biraz zaman alabiliyor. Örneğin bu sene kuş serisi hazırladım, burada çoğunlukla mermer kullandım. Daha sonra taşların renklerini de doğadaki taşlardan ilham alarak belirliyoruz. Bazı kuş figürlerinde yapay taş da kullandım. Yapay taşları yalnızca tasarıma görsel çeşitlilik katmak amacıyla kullanıyoruz. Tüm ürünlerimiz tamamen taştan yapılmıştır ve uzun süreli el emeğiyle ortaya çıkmıştır.

Bize belli siparişler geliyor; genellikle kolye ucu, kedi, balık, kaplumbağa, at, kuş resmi gibi. Elimizden geldiğince müşterinin isteği doğrultusunda yapmaya çalışıyoruz. İnsan figürleri gibi özel tasarımlarda ise hayal gücümüzü kullanıyoruz. Örneğin ürünlerimizin bir tanesinde balıklı bir insan kafası yaptık, bu doğada olmayan bir figürdür. Ürünlerimizin fiyatları ise bin TL ila 5 bin TL arasında değişiyor.

Ayrıca, hapishanedeki mahkûmların yaptığı el işi ürünler de var. Onlar da boş zamanlarında bu tarz işler yapıyor. Bitirdiklerinde bize haber gönderiyorlar ve biz de onların adına bu ürünleri satıyoruz. Amacımız onlara destek olmak. Herkesin kolay kolay yapamayacağı ürünler bunlar. Mesela bazı ürünleri bin TL'ye satıyoruz ama gerçek değeri aslında 40-50 bin TL civarındadır.

"BU SANAT SOKAKTAN DEĞİL, AİLDEDEN GELİR"

Biz bu işi usta-çırak ilişkisiyle sürdürüyoruz. Bu nedenle bize dışarıdan öğrenci gelmez. Çünkü bu meslek uzun süreli emek isteyen, dayanılması zor bir süreçtir. Herkesin kolayca yapabileceği bir iş değil. Bu mesleği sürdüren kişilerin genellikle bu işi yapan bir aileden gelmiş olması gerekir. Bu sanat sokaktan değil, aileden gelir. Yani bu işe çocukluktan itibaren alışmış ve kendini bu alanda sürekli geliştirmiş olmalıdır.