Altındağ Belediyesi işçilerinin direnişi devam ediyor
Altındağ Belediyesi'nde, önceki dönem Basın Müdürü Muhammet Sadık Erdoğan’ın darp edilmesinin ardından Hizmet-İş Genel Başkan Yardımcısı İdris Ersoy, belediye önünde açıklama yaptı. Ersoy, kavgasız dövüşsüz bir toplu sözleşme beklediklerini söyledi.
Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı İdris Ersoy, Altındağ Belediyesi önünde, Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından darp edilen eski Basın Müdürü Muhammet Sadık Erdoğan’a destek açıklaması yaptı. Ersoy, “Biz kavga değil, barış istiyoruz” dedi.

Altındağ Belediyesi’nde işten çıkarılan ve 66 gündür belediye binası önünde devam direniş yapan işçilerin arasında konuşan Ersoy, şunları söyledi:
“REFAH VE MUTLULUK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Bizim mücadelemiz; işçilerin dövülmediği hakarete maruz kalmadığı, korkusuzca çalışacağı, huzur dolu bir belediye görmek içindir. Altındağ Belediyesi ile yaptığımız yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde belediye yönetiminin uzlaşmaz, keyfi ve hukuk tanımaz tutumu nedeniyle, demokratik hakkımızı kullanarak başlattığımız grevin 30’uncu günündeyiz. Aynı zamanda işten atılan 49 arkadaşımız için devam ettiğimiz direniş mücadelemizin 66’ıncı günündeyiz. Biz emeği savunan alın teri için mücadele eden bir sivil toplum kuruluşuyuz, hiçbir kurum ve kişi ile şahsi bir kavgamız ve çatışmamız olmaz. Bizim tüm mücadelemiz üyelerimizin ve çalışanların refahı ve mutluluğunu sağlamaktır. Bizim öncelikli vazifemiz üyelerimizin Toplu iş sözleşmesi var olan hakları korumak ve yeni dönem yapılacak sözleşmede çalışanlarımızı enflasyona karşı korumaktır.

“UZLAŞI ÇAĞRILARIMIZ CEVAPSIZ KALDI”
Altındağ Belediyesi bırakın hakları korumayı, çalışanlarımızın kazanılmış haklarını geriye götürecek türlü önerileri, bizlere dayatmaya çalıştılar. Belediye yönetimi ‘Ya bu tekliflerimizi kabul edersiniz ya da çalışanları sendikanızdan istifa ettiririz’ şeklinde anayasa ve yasalara uymayan tehditlerde bulundular. Tüm bu baskılara karşı emeğini alın terini işverenin iki dudağı arasına bırakmak istemeyen arkadaşlarımız sendikamızdan israfa etmediği için ramazan ayı içinde, farklı günlerde toplamda 49 arkadaşımız işten çıkarıldı. Şantaj ve tehditlerle de yüzlerce arkadaşımız sendikamız üyeliğinden zorla istifa ettirildi. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başladığı Ekim 2024’den bu yana mücadeleyi hep birlikte yürütüyoruz. Hizmet-İş Sendikası olarak tüm bu süreçlerde, üyelerimizin ekonomik kazanımlar için tüm uzlaşı ve hukuk yollarını sonuna kadar kullandık. Gelin bu toplu iş sözleşmesini masada imzalayın dedik duymadılar. Hayat pahalılığı karşısında geçinemiyoruz dedik dinlemediler. Bu zamana kadar da çağrılarımıza da cevap vermediler.
Bizim mücadelemiz; devlette ve belediyelerde ‘devamlılık’ esasına uymayıp, keyfi davrananlarladır. Sendikal mücadeleyi devam ettirmek için kahramanca mücadele eden ve bunun için işten çıkarılan 49 arkadaşımızın işe iadesi ve haklarının teslim edilmesi içindir. Anayasal, yasal ve sendikal haklarını kullanarak, çevreye ve Altındağ halkına zarar vermeden kurduğumuz eylem çadırını zorba şekilde yıkıp, Türk Bayrağını tekmeleyenlerledir.

“BELEDİYE YÖNETİMİNE SORMAK İSTİYORUM”
* Seçimden önceki vaatlerinizde; ‘Altındağ’da insanları mutlu etmek isterim’ dediniz, bu mu sizim mutluluk anlayışınız?
* ‘Çalışan adamın ekmeği ile oynamam dediniz’ işten çıkardığınız arkadaşlarımız, övgü ve takdir dışında hangi disiplin suçu işlediler?
* Kendileri ve yakınları hasta, engelli ve tedaviye muhtaç arkadaşlarımız işten atıldığı için mutlu mu sizce?
* Yeri gelince Anayasa, yasalardan dem vuranlar, hukuk kanun güzellemesi yapan yöneticiler, işçilerin haklarını için mücadele eden Şube Başkanımıza küfür etmek ve yumruk atmayı, hangi yasal mevzuattan buldunuz?
* Çalışan mazlum işçileri zorla alıkoyma, kişiyi hürriyetten yoksun bırakma, kasten adam yaralamak için cürüm oluşturmak Türk Ceza kanuna göre suçu nedir biliyor musunuz?
Ankara’nın kalbinde hukuk tanımaz bir şekilde davranan, işçilere mobbing uygulayan, yasal ve anayasal haklar yok sayılan, çalışanlarım öldüresiye dövüldüğü bir belediyede, yöneticiler bu cesaretini nereden buluyor?
Anayasamızın ikinci maddesi; Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk’ devletine vurgu yaparken, belediye yönetiminin uygulamaları bu dört maddenin hangisine uyuyor?

“TOPLU SÖZLEŞME DAVUL ZURNA İLE OLSUN, DÖVÜŞLE DEĞİL”
Belediye yönetimi bu hak ve hukuk tanımaz tavrını bıraksın. Başta Altındağ olmak üzere çadır kurarak haklarını arayan diğer belediyelerindeki uzlaşmaz tavırlar terk edilsin. Sırf sendikalı ve sadece demokratik hak arama mücadelesi verip de işten çıkarılan arkadaşlarımız tekrar iş başı yapsınlar. İş ve çalışma barışını bozacak bu tür girişimlere fırsat verilmesin. Gelin belediyelerde kavga ve dövüş ile değil, davul zurna ile toplu iş sözleşmesi imzalayalım. Yıllardır işyerlerinde mağdur edilen, işten atılan, haklarından mahrum bırakılan işçilerin mücadelelerini kazandığımız gibi Altındağ’da da kazanacağız. Kazanan emek olacak.
Basın açıklamasının ardından direniş çadırında bir araya gelen işçiler, kararlılıklarını ve birliklerini göstermek amacıyla 66'ıncı gün pastası kesti.
SADIK ERDOĞAN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTU
Altındağ Belediyesinin bir önceki dönemde Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü olan Muhammed Sadık Erdoğan, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Cebrail Aslan, Belediye Meclisi Başkanvekili Mehmet Emin Ayaz, Altındağ Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürü Süleyman Onacı ve yanındaki kar maskeli iki kişi tarafından belediye toplantı salonunda darp edildiği iddiası ile suç duyurusunda bulunmuştu.