Gençliğin şifresi

Hiç kimse sağlıklı olmak veya fazla kilolarından kurtulmak için yemek yemenin keyfinden vazgeçmek zorunda değil:)

Aksine, doğru beslenme alışkanlıklarıyla hem sağlığımıza kavuşabilir hem de yemeklerden aldığımız keyfi artırabiliriz.

Hepimiz biliriz ki, en lezzetli ve en büyük hazla yediğimiz yemekler, gerçekten acıktığımız zaman yediğimiz yemeklerdir...

Bu nedenle gün içinde sık sık yiyecek tüketmek yerine, öğle yemeğini aradan çıkarıp, diğer iki öğün arasında da daha uzun süreler bırakmak hem vücudumuzun doğal düzenine hem de genel iyilik hâlimize büyük katkı sağlayacaktır…

Uzun süreli açlık dönemleri (uyku dahil 13–16 saat açlık gibi) hem vücudumuzda otofaji işlemini (atık değerlendirme tesisleri) başlatarak hasarlı hücrelerin tamir edilerek işe yaramayan gereksiz atıkların temizlenmesine, hem de hücre yenilenmesini sağlayan gençlik hormonu salınımını artırarak ölü hücrelerin yerine yenilerinin gelmesini hızlandırır…

Açlık süresi biraz daha uzatıldığında (24–26 saat ve üzeri), vücutta gençlik hormonu olarak bilinen HGH’nin salınımı %1200 ile %2000 arasında artabilir. Bu da hem yaşlanma belirtilerini yavaşlatır hem de metabolizmanın çok daha verimli çalışmasına destek olur.

Bu yaklaşım sayesinde sadece sağlığınızı iyileştirmekle kalmayız, aynı zamanda yediğimiz yiyeceklerden aldığımız tat ve doyum hissi de maksimuma çıkar…

Üstelik, daha az öğün tüketildiği için bütçenizde de fark edilir bir rahatlama yaşayabilirsiniz. Yani hem lezzet, hem sağlık, hem gençlik, hem de tasarruf bir arada olabilir…:)

SON DAKİKA HABERLERİ

Ümit Yurtkuran Diğer Yazıları