Tatil: Ruhun yeniden doğuşu
Tatil… Ömrümüzün dinlenme, evden, şehirden, işten ya da okuldan uzaklaşma zamanı. Birçok kişi tatili sadece bavul hazırlamak ve farklı yerlerde vakit geçirmek olarak görüyor. Oysa tatil, kendi ruhumuza attığımız küçük bir reset, aynı zamanda kendimizi yenileme fırsatı değil mi?
Hayatın karmaşasından kendimize zaman ayıramamak çok bunaltıcı. Farklı ortamlarda, farklı insanlarla geçirilen zamanla bunalımın geçeceğini düşünüyoruz. Oysa kafamızdaki sıkıntıları da yanımıza alırsak, tatil nerede geçireceğimiz fark etmeyecek ve istediğimiz huzuru bulamayacağız.
Tatil aslında vücudumuza bir detoks, ruhumuza ise bir arınma. Elbette yeni yerler görmek, farklı tatlar keşfetmek insana kendini iyi hissettiriyor. Maddi imkanlarımızın yettiği ölçüde tatil yerleri seçerek gidebiliyoruz. Bazılarımızın yazlığı var, her sene düzenli olarak oraya gidiyorlar. Bazılarımızın ise birkaç yılda bir otellerde geçirdiği sınırlı süreli tatilleri oluyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili cennet ülkemizde yüzmeyi bilmeyen, deniz görmemiş, tatile çıkmamış ailelerimiz var maalesef. Bunun en başlıca sebebi sosyo-ekonomik durum. Bir kesimin ise tatil yapma geleneği yok. Paraları olsa bile gezmek, tatil yapmak hayatlarında yer almıyor. Aramızda hâlâ tatile gitmeyi ayıp sayanlar bile var. Hani şu sıkışınca dini kullananlar... Yüzmeyi Medine’de öğrenen ve “Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin” diyen Peygamberimize değinmeden geçemeyeceğim.
Tatilin de çeşitleri var. Bazıları su korkusu nedeniyle gezmeyi tercih eder. Kısıtlı zamanı olanlar sevdiklerinin yanına, memlekete gitmeyi seçer. Görmediği yurt içi veya yurt dışı yerlere gitmeyi sevenler de var. Tatilin çeşitliliğinin ortak sonucu, kendine zaman ayırmak ve ruhu dinlendirmek aslında.
Yoğunluk sadece zihinsel değil; ruhsal ve bedensel olarak da yorucu bir tempo yaratıyor. Kendimize ve ailemize gerekli zamanı ayıramıyoruz. Bazen sevdiklerimizle balkonda içtiğimiz bir fincan kahve bile küçük bir tatil. Çünkü bu, bir kaçış değil; kendimize doğru geliş ve dönüşüm.
Elimize geçen her fırsatı değerlendirip, dinlenip yeni ufuklara tertemiz bir dönüş yaptığımızda, bu aslında kendimize de bir “merhaba” demek.