Kasım illüzyonu

Kasım ayının diğer on bir aydan farklı bir misyonu var. Bu misyonun adı da artık herkes tarafından ezberlenen o kavram: "Kasım İndirimleri." Peki gerçekten indirim mi, yoksa önce fiyat artırıp sonra indirim yapma oyunu mu? Hâlâ tam olarak çözülememiş bir indirim çılgınlığı(!) İçinde yaşadığımız dönem sanki toplumun üzerine kurulmuş bir illüzyon perdesi gibi. “Yıl bitmeden cepleri nasıl boşaltırız?” diye düşünülmüş bir planı andırıyor. "Ceza ayı", "indirim ayı" deniyor ama zavallı Kasım’ın suçu ne? Aslında Kasım, Yay burçları için keyifli bir dönem. Fakat ekranlarda, sokaklarda, telefon bildirimlerinde aynı cümle yankılanıyor: "Yılın en büyük indirimi!" Bu durum indirimden çok, toplumsal ölçekte yürütülen psikolojik bir operasyon gibi.

Fiyatlar aylar öncesinde yükseltiliyor, tüketici bu şişkinlikle yaşamaya alışıyor. Sonra bir gün yüzde otuz, yüzde kırk, hatta yüzde yetmiş etiketler sözde siliniyor. Peki gerçekte ne değişiyor? Artık bir ürünü, gerçekten ihtiyaç duyduğumuz için değil; başkasının sahip olması ihtimali yüzünden satın aldığımız bir çağdayız. Büyük bir tüketim toplumuna dönüştük. Reklamlar ihtiyaç yaratmıyor, eksiklik hissi üretiyor. “Bu fırsat bir daha gelmez” sözü adeta hipnoz etkisi taşıyor. Oysa fırsat çoğu zaman sahte; gerçek ise sadece alışveriş sepetinde kısa süreli bir tatmin.

Kasım indirimleri modern ekonominin en temiz görünen manipülasyon biçimi. Kimse seni zorlamaz, kapına dayanmaz, tehdit etmez. Sadece seni izler, davranışlarını ölçer, beklentilerini hesaplar ve seni özgür iradeyle alışveriş yaptığını sandığın bir çukura çeker. Sen düşersin, onlar sayar.

Asıl tehlike ise indirim kovalarken gerçek fiyat algımızı kaybediyoruz.
Normalde pahalı bulacağımız bir ürünü, sadece indirim var diye makul görmeye başlıyoruz. Kasım ayını dev bir alışveriş meydanına çeviren sistem, tüketiciyi yavaşça bilinçsizleştiriyor, bağımlılığı derinleştiriyor.

Ay sona erdiğinde kargolar kapıya yığılır; ama kimse ağır olan gerçeği yüksek sesle dile getirmez: En büyük indirimi kendimize yaptık. Cebimize, sabrımıza, aklımıza…

İndirimler biter; fakat geriye yanılgılar, patlayan kartlar, ödeme listeleri kalır. Borçlar ise sessizce bir sonraki seneye devrolur. Bu düzen, bizi sürekli kendine bağlı tutmayı başarır.

Bilinçli alışverişler yapmanızı dilerim…

SON DAKİKA HABERLERİ

Nazife Mert Diğer Yazıları