Gençlerin YKS süreci ve tercih stresi
Öğrencilerin ve velilerin dört gözle beklediği YKS sonuçları açıklandı. Sonuçlar herkese hayırlı olsun. TYT’si, AYT’si, YDS’si hepsi bitti. Omuzlardan büyük bir yük kalktı demek isterdim. Ancak asıl yük tercih süreci.
Her bir oturumdan beşer birinci çıktı. TYT için çocukların genel yorumu, Türkçe sorularında çok zaman kaybettikleri yönünde ve zaman yetişmediği için Matematik sorularına gereken önemi veremedikleri doğrultusunda. AYT’nin ise normal standardında gerçekleştiğini söylüyorlar. Ayrıca TYT süresi 135 dakikadan 165 dakikaya yükseltilmiş. Fakat bu durum, öğrencilerin dezavantajına olmuş. Sebebi ise paragraf sorularının çok olmasıymış.
AYT sorularının kolay olduğunu düşünen gençler ise notlara yansıyan gerçekle üzüldüler. Kolay soru her zaman avantaj değil. Soruların herkes tarafından çözülebiliyor olması, sorunun ayırt ediciliğini azaltıyor. Aynı neti yapan öğrenciler, ortaöğretim başarı puanları yüksek olanların kendilerinin önüne geçmesiyle anladılar ki okul puanı çok önemli.
İşte “kolay soru” azizliğine tam bu noktada uğradılar. Sınavdan önce “Acaba sınavda kolay soru var mıdır?” merakının boşuna olduğunu deneyimlemiş oldular. Sınavda önemli olan, bir kişinin kaç soru çözdüğü değil, sınava giren öğrencilerin genelinin kaç soru çözebildiği.
Tabii bir de kontenjanların yüzde 18 oranında azalması durumu var. Bu karar çok önceden alınmalıydı. Siz hiç uçak piste inerken rota değişimi duydunuz mu? Bu karar gençleri karamsarlığa iter, tercihler konusunda ellerini kollarını bağlar diye düşünülmedi hiç.
Ne yapsın bu gençler? Kaç net gelecek, yüzde kaçlık dilime gireceğim, şehir dışı yazsam mı, mezun olunca iş bulabilecek miyim gibi düşüncelerle uğraşırken bir de ortaya kontenjanlarda yüzde 18’lik azaltma çıktı. Veliler ise şehir dışına para yetiştirebilir miyim, harçlığını karşılayabilir miyim, yurt parası, el alem ne der derken bunalıp kaldılar ortada.
Diplomalar artık birer kâğıt parçasına dönüştü maalesef. Alelade yerlere üniversite yapıp, insanları umutlandırıp, kontenjanları şişirmek ne kadar yanlışsa, bu son dakika kontenjan azaltmalar da o kadar yanlış. Bu tarz kararlar önceden duyurulabilir Gençler ise ihtiyaç doğrultusunda mesleki eğitimlere yönlendirilebilir. Yığılma yaşanan üniversite bölümleri kapatılarak, bunlara ait binalar farklı kurumlara ve mesleki eğitim kurslarına tahsis edilebilir.
Birçok velinin kıt kaynağına ücret demeye dilimiz varmıyor. Tefe tüfe derken elde avuçta bir şey kalmıyor. İnsanlar çocuğunu mağdur etmemek için kredi çekmek zorunda kalabiliyorlar. Bunun yanında ailenin geçimi de söz konusu. Bu kadar tercih, para, harç, yurt, harçlık eziyetinin üzerine bir de geçim sıkıntısı ve işsizlik eklenince gençler bunalıma girebiliyor, maalesef intihara kadar sürüklenebiliyor.
Geleceğimiz, umudumuz, kıymetli gençlerimiz; okumak elbette çok önemli. Fakat okuduğunuz bölümün iş olanakları daha da önemli. Tercih döneminde geleceğiniz için iyi araştırın ve doğru tercihler yapın. Seçimlerinizin hayatınızın geri kalanını belirlediğini unutmayın. Az puanla yaptığınız faydasız bir tercihin hem zamanınıza, hem cebinize, hem de geleceğinize mal olacağını unutmayın. Mezuna kalarak biraz daha özveriyle severek okuyacağınız, meslek sahibi olacağınız bölümleri tercih edebilirsiniz. Mutlu, güzel bir gelecek sizinle olsun.