Akrabalık ve akrabalık ilişkileri
Hayat, ilişkilerimizle anlam kazanır. Bizler her ne kadar farkında olmasak da aile yapımız, kimliğimizin temelini oluşturur. Aile yapımız yalnızca anne, baba ve kardeşlerden ibaret değil; geniş ailemiz, yani akrabalarımız da yaşantımızın önemli bir parçası. Amcalar, teyzeler, halalar, dayılar… Her biri hayatımızda onlarca hikâyeyle yer edinmiş durumda.
Biz yalnızca genetik bağlarla değil, aynı zamanda ortak bir kültürün parçası olarak da aile bütünlüğünün içerisindeyiz. Nişanlarımız, düğünlerimiz, bayramlarımız, cenazelerimiz, mevlitlerimiz; akrabalarımızla birlik olduğumuz, kenetlendiğimiz, omuz omuza verdiğimiz geleneklerimiz. Bu geleneklerimiz eski hatıraların konuşulduğu, sessiz bakışlarda geçmişin izlerinin görüldüğü, küçüklerin örf adetleri öğrendiği, birlik olmaktan doğan kuvvetin ortaya çıktığı meclislerdir aynı zamanda.
Ne var ki, günümüzde bu kıymetli ilişkilerin temelleri sarsılmış durumda. Kalabalık şehirler, yoğun iş hayatı ve bireyselleşme; akrabalık ilişkilerimizi derinden etkiledi. Artık kenetlenmekten çok uzaklaşmak söz konusu. Öyle ki, çoğu insan en yakın akrabasını bile tanımıyor maalesef.
Oysa bir insan için; aynı geçmişi, kültürü, üzüntüleri, şakaları paylaşabileceği bir bağa sahip olmak büyük bir şans. Birçok insanda bu bağ, kırgınlıklarla kopabiliyor. Mal paylaşımı, kıskançlık, yanlış anlaşılmalar, dedikodular, iftiralar ilişkileri zedeleyebiliyor. Sonuçta yıllarca konuşulmayan, ziyaret edilmeyen büyükler, birbirine yabancılaşmış kuzenler, sessizliğe gömülmüş aile fertleri ortaya çıkıyor.
Bunun temelinde ise, çoğu zaman anlam veremediğimiz egolar yatıyor. Herkesin “ben” demeye başlaması, gereksiz “ben olma” kaygısı, hem başkalarını kırmamıza hem de bizim kırılmamıza neden oluyor.
Şunu da çok iyi biliyoruz ki; Hayat, kırgınlıklarla geçirilecek kadar uzun değil.
Akrabalık bağı, sadece kan bağı anlamına gelmiyor. Saygı, sevgi, hoşgörü ile beslenen; süreklilikle güçlenen ve tamamen bizim elimizde şekillenen bir bağ.
Belki yazımı okuduğunuzda, uzun zamandır konuşmadığınız ama çok özlediğiniz bir akrabanızı hatırlatmış olabilirsiniz. Belki de o çok özlediğiniz akrabanızı aramayı düşünürsünüz.
Ne dersiniz?.. Kopmuş bir akrabalık bağına yeniden can verebilir miyiz?
Akrabalarımız, sadece geçmişimizi paylaştığımız kişiler değil; gelecekte birlikte yürüyeceğimiz yol arkadaşlarımız. Bazen bu yolda bir adım atmak, yılların sessizliğini bir anda sevince dönüştürebilir. Kazanılan her kalp yürüğümüz hayat yolunun çiçekleri aslında.