Kılıçdaroğlu’nun sert uyarısı ve Yavaş krizi ışığında parti alarmda

Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun videolu çıkışı, sadece bir parti uyarısı değil, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi içindeki kırılmanın dışa vurumu olarak okunmalı.

Kılıçdaroğlu’nun; "Cumhuriyet Halk Partisi rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz. Derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir.” sözleri oldukça net bir kırmızı çizgi çekiyor. Bu sözlerin gündeme gelmesi rastlantı değil; aynı gün itibarıyla ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni kararı açıklandı.

Savrulmanın Somut Yüzü: Yavaş Soruşturması

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla soruşturma izni verilmesi, CHP için sadece yerel bir mesele değil; partinin içinde bulunduğu durumun sembolik göstergesidir.

Kılıçdaroğlu’nun önceki pasajlarıyla birleştiğinde ortaya çıkan tablo şudur:

Parti içinde yolsuzluk ve çıkar ilişkilerinin iddiaları,

Bu iddialara yönelik kamuoyunda güven kaybı,

Yönetimin bu problemler karşısındaki pasifliği ve görüntü yönetimindeki zayıflığı.

Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, bu tabloya “ya kendinizi arındırırsınız ya da bu tablo sizi paramparça eder” mesajı niteliğindedir.

Dış Politika ve “Terörsüz Türkiye” Bağlamı

Kılıçdaroğlu’nun diğer bir önemli vurgusu da şuydu:

⁠“CHP, Orta Doğu’da tökezlememizi bekleyen İsrail ve Amerika belasını bertaraf etmek ve devletin ali menfaatleri için elini taşın altına koymak zorundadır.”

Şu kritik soruyu sormadan geçemeyiz: CHP bugüne kadar “terörle mücadele”, “ulusal güvenlik” ve “bölgesel denge” gibi başlıklarda aktif bir duruş mu sergiledi? Ya da yalnızca iktidar karşıtı bir duruşla geçiştirilen bir muhalefet rolü mü üstlendi? Kılıçdaroğlu, ikinci seçeneği kabul etmiyor ve CHP’yi tarihsel misyonuna dönecek bir kırılma noktasına çağırıyor.

Kısacası: İki Alan, Tek Yol

CHP’nin önünde iki kritik yol ayrımı var:

İçsel Temizlik: Yolsuzluk, çıkar ilişkileri ve imaj kayıplarıyla mücadele etmek.

Tarihsel Misyonun Yeniden İnşası: “Terörsüz Türkiye”, “bölgesel söz sahibi rol” gibi başlıklarda CHP’yi kenarda bırakmamak.

Kılıçdaroğlu’nun sözleri bu iki noktanın birleşiminden doğan bir alarmdır:

⁠“Hesap sorabilmek için de hesap vermekten kaçınmamak gerekir.”

CHP, ya bu alarmı dikkate alıp yeniden inşa edilir, ya da bugün içinde bulunduğu savrulma daha büyük bir kırılmaya dönüşür.