Miras bırakan sahte satış yaptıysa bu işlemin iptali mümkündür
Bugün mirasçı olarak hakkı zedelenen kişilerin genel olarak sorun yaşadığı bir hususu ele alacağız. Miras bırakan kişinin bazı mirasçılarını mirastan mahrum etmek istediği için elindeki değerli mal varlıklarını sattığı sıklıkla görülen bir husus haline gelmiştir. Miras bırakanın yaptığı satış gerçekten üçüncü bir kişiye gerçek bedeli almak suretiyle yapıldıysa burada muvazaalı bir işlemden bahsedemeyeceğimiz için satışın iptali mümkün olmayacaktır. Fakat miras bırakan muvazaalı bir işlemle gerçekte olmayan bir satışı tapuda veyahut noterde gerçek satış olarak gösterdiyse? Buyrun bu hususu ele alalım...
Miras bırakan kişi sağlığında bazı mirasçılarını tek mirasçısı yapmayı veyahut diğer mirasçılara oranla daha fazla mal almasını sağlamayı düşünebilmektedir. Miras bırakan bu yöndeki arzusunu elindeki taşınmazları veyahut taşınır malları fazla pay almasını istediği mirasçısı üzerine geçirmektedir. İşte miras bırakan diğer mirasçıların hakkını zedelemek suretiyle mal varlığını bir mirasçısına devrettiyse bu işlemlerin iptali mümkün olmaktadır. Örneğin tapuda kayıtlı taşınmazı, mirasçılardan birine tapuda satış olarak göstermek suretiyle devretmesi iptali mümkün olan bir işlemden ibarettir.
Miras bırakanın yaptığı işlemin muvazaalı olarak kabul edilmesi için Yargıtay tarafından bazı hususların önemle incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Örneklerle açıklayacak olursak miras bırakanın mirasçılardan birine taşınmazı satış yoluyla devrettiğini düşünelim. Bu devrin muvazaalı olduğuna yönelik olguyu güçlendirecek hususlardan en önemlisi miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olmasıdır. Çünkü taşınmazı satacak derecede bir sıkıntısı olmayan hatta tam aksine ekonomik durumu iyi olan birinin elindeki taşınmazı satması hayatın olağan akışına aykırı niteliktedir. Yine taşınmazı tapuda satış yoluyla alan kişinin ekonomik durumunun kötü olması da olağan akışa aykırı olacaktır. Öyle ki satan kişinin ekonomik durumunun iyi olması satmasını gerektirecek bir olayın olmadığını gösterdiği gibi satın alan kişinin ekonomik durumunun kötü olması da o taşınmazı satın alacak maddi gücü olmadığından işlemin muvazaalı olduğunu destekler nitelikte olacaktır.
Miras bırakanın yaptığı muvazaalı şekildeki satış işleminin iptali miras bırakanın sağlığında mümkün değildir. Hakkı zedelenen mirasçılar haklarının zedelendiği iddiasıyla dava haklarını ancak miras bırakan kişinin ölümü sonrasında kullanabilirler. Eğer miras hakkınızın bir diğer mirasçıya geçirilmesi söz konusuysa miras bırakanın ölümünden sonra dava açmak suretiyle her türlü ispat aracıyla haklarınıza kavuşabilirsiniz. Tanık delili de bu tür davalarda önemli ispat araçlarından birisidir. Çünkü yapılan işlemler aile arasında olduğundan tanık delili önem arz etmektedir. Yazımızı Türk Medeni Kanunu 1024. madde ile bitirelim;
“Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.”
İlgili köşe yazıma ilişkin ve genel hukuki konularda danışacağınız sorularınız için bana av.akinozbey@gmail.com e-posta adresinden yazabilirsiniz.