Kiracı kadar boş daire: 7 buçuk milyon!

Mart 2014’te Boğaziçi Üniversitesi’nde konferans veren İngiliz akademisyen David Harvey “.. yatırım amaçlı alınıp atıl bekletilen mekân sayısı büyük boyutlara ulaşmış durumda. O kadar ki kapitalist kentlerde artık kullanılmayan ev sayısı, evsiz insan sayısından daha fazla..” demiş biz de pek çok kez işlediğimiz konuyu bir de böyle köşemize taşımıştık o zaman.

“Kullanılmayan ev sayısı, evsiz sayısından daha fazla…”

3 gün önce ev fiyatları ve kiraların uzun menzilli füze etkisiyle arttığı halde 7 buçuk milyon boş daire olduğunu öğrendik ülkemizde.

Tüketiciler Birliği Başkanı Mahmut Şahin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak yaptığı açıklamada, ülkede 7,5 milyon kiracı olduğunu ve buna karşılık yaklaşık aynı sayıda boş daire bulunduğunu İHA haber ajansına açıklamış ve durumu değerlendirip önerilerini sunmuş.

KRİZSİZ DE KRİZLİ DE AYNI ŞEYİ TARTIŞIYORUZ

Öneri ve yorumları David Harvey’le kesişiyor. Hükümet ve devletlerin bilemeyeceği ya da uygulayamayacağı şeyler değil. Ama zengini zengin etme, altta kalanın canını çıkarma sistemi vahşi kapitalizme yol veriyorsanız olacağı budur.

O zaman salgın yoktu, savaşlardan kaçan sığınmacılar yoktu, elimizden ucunu kaçırdığımız yüksek enflasyon yoktu ama aynı şeyi tartışıyorduk; evsizden çok ev var. Kullanılmayan evlerin devlet malına dönüştürülmesi gibi öneriler vardı, alt ve orta gelir grupları için konut üretilmesinin öncelikli olduğu, bunu da rantçıların pençesine düşürmeden ihtiyaç sahibine sağlamayı tartışıyorduk.

Hala lüks konut üretiyor müteahhitler de TOKİ de.

“..Üretmeden para kazanan sermaye sahipleri, aynı zamanda kentlerin yapılanması hakkında kararları veriyor..” da demişti Harvey. Çoğunluk olan sakinler katılamıyordu şehirle ilgili kararlara. Öyle de oldu zaten.

RANTÇILIĞIN SINIRINI ÇİZMEZSEN

İnsan için değil, bu azgın azınlık için insan yaşamına aykırı şehirler kuruluyor ve durduramıyoruz onları. Üretim hatta yüksek teknoloji üretim ekonomisine yatıracağımıza birkaç adamın üretmeden para kazanma asalaklığına, toprağa gömdük parayı.

Onlar da kendilerine göz yumanların altını işte 7 buçuk milyon boş daireyle böyle oyuyor, ülke ekonomisini, toplumsal yaşamı altüst ederek böyle veriyor dersin ana fikrini. Yaptırana da göz yumana da müstahak, rantçılığın sınırını çizmezsen rantçı senin altını çizer vurguyu senin üstüne yığarak.

İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında Milli Koruma Kanunu’yla kira artışlarına kiraları dondurarak, mülk satışlarında sınırlı bir yüzde getirerek önlem almıştı Türkiye Cumhuriyeti. Mülkler en az 10 katına, tutturabilen tutturduğuna yükseltti fiyatları, hızla açılan maaş-kira ya da maaş-mülk fiyat aralığı kalbinden vuruyor şimdi ekonomiyi.

HÜKÜMETLER YAPAMIYORSA DEVLET NEREDE?

7 buçuk milyon boş daire ülke hizmeti ve yararına kullanılmadığına göre birkaç asalağın çıkarları, göz yuman siyasetçi ile bürokratın altını, kalın çiziyor kırmızı kalemle.

Vahşi kapitalizmin doğduğu ülkede de böyle, boy verdiği ülkelerde de. Son 5 yıldır kira ve konut fiyat artış bedellerini, kendi enflasyon tahmini üzerinde artış bedeli uygun görerek değerlendiren hükümette, 80 yıl önce Milli Koruma Kanunu’nu yapanlar kadar da mı izan yok?

Medyamızın, milyonlar konut sıkıntısı içindeyken 7 buçuk milyon boş daireye canlı yayın bağlanıp Adana kebabın inceliklerini anlattırdığı kadar ilgi göstermeyişi, sabahtan akşama aynı konuyu boş lafla 24 saat dolduran ama bu konuyu gündemin başına çekemeyişi de ilginç.

Tabii bu ilgisizlik dolayısıyla biz de boş, boşluğa konuşmuş oluyoruz. Hastalık baki de itiraz eden yok, tedavi olmak isteyen de.

Hükümetler yapamıyorsa devlet nerede?

Asalaklar ülkeyi sarsıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Ali İnandım Diğer Yazıları