Artık trilyon dolara doymuyorlar

Milyar dolarlara doymuyorlardı, trilyon dolarlara doyamıyorlar artık. Zenginlik hastalığa, zenginler de akıl hastasına dönüştü. Sermaye, son 10 yıldır çığ oldu ceplerine akıyor. Kovid-19 salgını, çığın önündeki bütün engelleri kaldırmış görünüyor. Küresel ekonomik ve toplumsal sistem, büyük bir alt-üst oluşun bir kez daha arifesindedir.

8 milyar 355 milyonluk dünya nüfusuna, 3 bin adam ağır basıyor terazinin kefesinde. ‘Eşitsizlik’ demek bile mantıksız bir tanımlama bu dengesizliğe, terazi kırılmış.

İnsanoğlu, ekonomi diye bir kez daha doyumsuzluğun çıkmaz sokağına sıkıştırdı kendini, debelenmeden, yeni hamleler, savaşlar yapmadan, küresel kargaşayla çalkalanmadan çıkamaz bu sokaktan. Akıl hastalığıyla ilgili kısmı, bile bile bu sokağa girmesidir.

DEVLETLERİN 8 KATI ÖZEL SERVET

İngiltere merkezli, dünyadaki zenginlik ve yoksulluk üzerine çalışan, etkinlik ve yardımlar yapan ama bulunduğu merkezin, zaten bu dengesizliğin de merkezi olması dolaysıyla mesafeli yaklaştığımız Oxfam örgütü, 25 Haziran’da, ‘Özel Kardan Kamu Gücüne: Finansal Gelişme, Oligarşi Değil’ başlıklı yeni raporunu yayınlamış.

- 2015-2025 arası 10 yılda en zengin yüzde 1’lik kesim, 33 trilyon 900 milyar dolar arttırmış servetini.

- 3 bin milyarder 6 buçuk trilyon doları, sadece son 10 yılda edinmiş.

- 1995-2023 arası özel servetler, kamu servetinden 8 kat daha fazla büyüyerek 342 trilyon dolara ulaşırken küresel kamu serveti, 44 trilyon dolarda kalmış.

Sadece 2 trilyon dolarını, hiçbir yatırım yapmaksızın 2024 yılında kazandılar. (2024 Servet Artışı 2 Trilyon Dolar)

Devletleri 8 kez katlayan servetiyle devletlerüstü güce dönüşmelerini perçinledi, arzularına göre iktidar ve muhalefetler sürüyorlar siyaset sahnesine.

YENİ ÖNERİLER DE ZENGİNE DOKUNMUYOR

Elon Musk, Jeff Bezos, Bernard Arnault, Warren Buffett ya da Mark Zuckerberg gibi öne çıkarılan zenginler akla geliyor ama bunların ipini tutan, o tutanların da ipini tutanlar var, onların isimleri yok raporlarda. Onları ya çok az biliyoruz ya da bir kısmını hiç bilmiyoruz. Dünyayı bu delilik seviyesine taşıyan, böyle bir matruşka zenginlik var iç içe geçmiş.

Bu delirmiş zenginler, gelirlerinin yüzde 0,3’ünü vergi olarak veriyormuş. 1 bile değil.

Bir de gelişmiş 7 ülke G7’ler, 2026 yılında dış yardımları yüzde 28 oranında azaltacağını açıklamış mı?

Bir de 24-25 Haziran’da Lahey’de yapılan NATO Zirvesi’nde üye ülkeler, gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 5’ini savunma harcamalarına ayırmaya zorlandı mı?

Bunlar birleşince zengin siyaseti, “Canınızı acıta acıta, iç organlarınıza kadar tek tek sökeceğiz” demeye getirmiyor mu amacını? Çünkü önerdikleri siyasi ve ekonomik önlemler, hiç zenginlere dokunmuyor bu haliyle.

ÇÖKMÜŞ SİSTEMİ KANIRTIYORLAR

Aşırı nüfus artışının da doğası bozulmuş gıdanın da yapay hastalık ve salgınların da uydurma çatışma ve savaşların da sorumlusu bu çökmüş siyasi, ekonomik ve toplumsal sistemdir. Çökmüş sistemin daha da dibini kanırtıyorlar.

İnsanlık için bir düzen kurmaya değil, çökmüş düzenlerine hala insanlığı çekmeye uğraşıyorlar. Bunların ‘yeni dünya’ önerileri, eskisinden de beter ve ilkel eğer ciddiye alırsanız.

Vallahi zenginliğin delirmişlik ölçüsünü, uygulamalar kadar kasalardaki trilyonlar da doğruluyor. Delirdin mi trilyonlara bile doyamıyormuşsun. Evren sonsuz, nefis doyumsuz.

Ancak insan olmak, ölçü ve değerle sınırlı. Sınırları aştın mı düdüklü tencere, patlayacak mutlaka!

Oxfam Raporu: https://www.oxfam.org/en/press-releases/new-wealth-top-1-surges-over-339-trillion-2015-enough-end-poverty-22-times-over

SON DAKİKA HABERLERİ

Ali İnandım Diğer Yazıları