Gıda güvenliği alarmı: Tüketiciler için doğru bilinen yanlışlar masaya yatırıldı!
Tüketici Hakları Derneği Yenimahalle Şubesi, gıda tüketiminde toplumda yerleşmiş yanlış bilgileri düzeltmeyi amaçlayan kapsamlı bir bilgilendirme programına ev sahipliği yaptı. Programda tüketicilerin sıkça yaptığı hatalı gıda seçimleri örneklerle anlatıldı.
Tüketici Hakları Derneği Yenimahalle Şubesi, gıda tüketiminde toplumda yerleşmiş yanlış inanışları masaya yatırmak üzere bilgilendirici bir etkinlik düzenledi. Programa katılan Dernek Genel Başkanı Ergün Kılıç ve Gıda Mühendisi Funda Uyar Özpınar, tüketicilerin gıda güvenliğine yönelik dikkat etmesi gereken noktaları anlatarak önemli uyarılarda bulundu.
Gıda güvenliği konusunda önemli uyarılarda bulunan Gıda Mühendisi Funda Uyar, vatandaşların günlük tüketim alışkanlıklarında daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini belirtti.
“KAYNAĞI BELİRSİZ ÜRÜNLERE DİKKAT EDİN”

Uyar, özellikle açık süt ve üretim kaynağı belirsiz gıdaların ciddi risk taşıdığını vurgulayarak, “Karnımızı doyurmak için yemek yiyoruz, bazen de keyif almak için yemek yeriz. Güvenli gıda, devlet tarafından kontrol edilen, üretim şekilleri kurallara bağlanmış ve ambalajından hazırlanışına kadar deneyimli kişiler tarafından denetlenen gıdalardır. Açık süt almak bir alışkanlık olabilir ancak yanlış bir alışkanlıktır. Kontrollü bir şekilde planlanmayan, kimin tarafından ve ne zaman üretildiği belli olmayan ürünlerin alınmasını tavsiye etmiyoruz. Çiğ süt içmemeliyiz çünkü nerede ve nasıl üretildiği bilinmemektedir.” ifadelerini kullandı.
“BİLİNÇLİ OLMAK ZORUNDAYIZ”
Tüketicilerin ürün seçiminde daha dikkatli davranması gerektiğini söyleyen Uyar, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
“Kayıtlı olan, kayıt belgesi bulunan ve hangi hammaddeden üretildiği bilinen ürünleri tüketmek önemlidir. Gıda tüketimine bağlı zehirlenmeler ve ölümler artmaktadır. Bu nedenle kontrol altında olan ve insan sağlığına zarar vermeyen gıdaları tüketmek önemlidir. Bu tür ürünlerde taklit ve tağşiş yapılıyor; bal, et, peynir ve tereyağı gibi ürünlerde de taklit edilenler vardır. Ürünlere yönelik talebi ve tüketim miktarını aslında insanlar belirlemektedir.”
“PAKETLİ ÜRÜNLER BİLE HİLEDEN UZAK DEĞİL”

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, paketli gıdaların dahi hileden tamamen uzak olmadığını belirterek, “Güvenli gıdayı aslında bazı unsurlar tamamlar; bize sunulan ürünün ne kadar doğru olduğu, etiketlerde yazan bilgilerin ne kadar gerçeği yansıttığı temel sorunumuzdur. Polislerin veya zabıtaların denetlediği paketli ürünler vardır ancak paketli ürünlerde bile yapılan hilelere karşı dikkatli olmalıyız. Bu tür ürünlerin ölçülerine ve içerik bilgilerine bakarak kendi güvenliğimizi sağlamamız gerekir. Tüketici bilinçli olursa birçok sorun zaten tüketiciden önce çözülmüş olur. Depreme dayanıklı binalar konusunda yaşadıklarımızı gördük; müteahhit, jeolojik mühendis veya denetçi eksikliğinden dolayı binlerce insanımızı kaybettik. Aynı şekilde yangınlarda ve diğer felaketlerde de denetimsizlik nedeniyle canlarımızı yitirdik. Etik değerlere bağlı bir çalışma anlayışının her alanda olması gerekir; bu yalnızca gıda için değil tüm sektörler için geçerlidir. Gıdada hile yapan kişiler elbette vardır, ancak bu hileleri tespit etmek Tarım ve Orman Bakanlığının görevidir.” diye konuştu.
“BELEDİYEDEN MERKEZİ İDARİYE KADAR DENETİMLER BASKI ALTINDA”
Gıda güvenliği ve denetim süreçlerine dair açıklamalarda bulunan Kılıç, şunları kaydetti:
“Biz bu coğrafyada yaşanan birçok durumu kabulleniyoruz. GDO’lu ürünlerin 25 yıl önce piyasaya sürülmesiyle çocukların bünyesine kadar girdi; o dönemde ambalajlı ürünler hakkında yeterli bilgi yoktu. Yapılan analizlere göre test süreçleri bağımsız değildir. Bu oldukça kötü bir durumdur. Belediyelerden merkezi idareye kadar denetimler baskı altındadır. Kayıt dışılığın kontrol edilmesi ve tespit edilmesi de bu nedenle mümkün olmamaktadır. İdari alanın bu konuda aldığı önlemler önemlidir ve ilgili kurumların mutlaka müdahil olması gerekir. Zarar verecek her şeyin karşısında durmamız gerekiyor. Tüketiciyi aldatanlara karşı meslek odalarının daha etkin görev yapmasını talep ediyoruz. Kamucu bir siyaset anlayışımız var; bireyin haklarını koruyan bir politika yürütüyoruz. Emeklilerin, çocukların ve insanların aç kalmadığı bir dünya için çalışıyoruz.”
“GIDA ÜRETİM SÜREÇLERİ ŞEFFAF OLMALI”

Kılıç, piyasadaki taklit ve tağşiş uygulamalarına karşıda değinerek, “Taklit ve tağşişin yaygın olduğunu biliyoruz. Yayınlanan listelerin yeterli olmadığını düşünüyoruz; çünkü aynı firmalar isim değiştirerek ya da farklı ürünle piyasaya devam edebiliyor. Tarladan sofraya gelene kadar ürünü izleme imkânımız yok. Bazı gıdaların silahlı korumalarla üretildiğini bile duyuyoruz; bu süreçlerin şeffaf olması gerekir. Satış yerlerinde kırmızı et, süt ürünleri, tavuk ve beyaz etin yan yana bulunmaması gerektiğini bilmeliyiz ve buna uyulmalıdır. Bu durumlar bizim dışımızda gelişiyor ve bizi yöneten sistem tarafından belirleniyor. Haklarımızın tam olarak korunup korunmadığı konusunda tereddütlerimiz var. Sistem bizi zorlayarak haklarımızı rafa kaldırıyor; kendimizi savunamaz hâle geliyoruz. Kapitalizm bizi istediği gibi yönlendiriyor. Oysa gıda, bir canlının vazgeçilmezidir.” ifadelerini kullandı.