Diyetisyen Ecem Karaaslan uyardı! Kurban Bayramı’nda et tüketirken dikkat!
Kurban Bayramı’nda et tüketiminin aşırıya kaçılmasıyla birlikte bazı sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle bayram, sağlık açısından oldukça önem taşıyor. Konuyla ilgili olarak Diyetisyen Ecem Karaaslan, Yeni Ankara’ya açıklamalarda bulundu.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala, sofraların vazgeçilmezi olan kırmızı etin sağlıklı tüketimi yeniden gündeme geldi. Diyetisyen Ecem Karaaslan, bayramda artan et tüketimine dikkat çekerek, “Özellikle yeni kesilen etlerin tüketimi konusunda dikkatli olunması gerekiyor” dedi.
Kurban eti tüketirken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar hakkında Yeni Ankara muhabirine özel açıklamalarda bulunan Karaaslan, şunları söyledi:
“KIRMIZI ETİN YANINDA SEBZE VE TAM TAHILLI BESİNLER TÜKETİLMELİ"
Kırmızı et, kaliteli bir protein ve demir açısından zengindir, ancak sadece et tüketimi tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, özellikle kırmızı etin yanında mutlaka sebze yemekleri ve salatalar da tüketilmelidir. Tam tahıllı besinler gibi besinleri beslenme düzenine eklemek önemlidir. Çünkü, bu hem sindirimi kolaylaştırır. Hem de posa, vitamin ve mineral alımını destekler. Aynı zamanda pişirme yöntemi de oldukça önemlidir. Genellikle kızartma yöntemine yöneldiğimiz için, bunun yerine fırında, haşlama ya da ızgara gibi, daha sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih etmek daha doğru olacaktır.

“KURBAN ETİ 24 İLA 48 SAAT DİNLENDİRİLMELİ”
En önemli konulardan biri de kurban etinin kesildikten hemen sonra pişirilmesidir. Bu durum, hem gıda güvenliği hem de sindirim zorluğu açısından önerdiğimiz bir yöntem değildir. Çünkü kurban eti kesildikten sonra, 'rigor mortis' yani ölüm sertliği dediğimiz bir süreç yaşanır. Bu sertlik, etin hem tüketimini zorlaştırır, hem de sindirimini güçleştirir. Bu nedenle, etin yumuşaması ve daha kolay tüketilebilmesi için mutlaka 24 ila 48 saat dinlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca etin buzdolabında 1-2 gün bekletilmesini mutlaka öneriyoruz. İç sıcaklığın düşmesiyle birlikte bakteri üreme riski de azalır. Öte yandan, etin saklama koşullarına dikkat edilmelidir. Et uzun süre oda sıcaklığında bekletilmemeli. Parçalar halinde bölünerek buzlukta saklanmalı ve çözülen et tekrar dondurulmamalıdır. Bu durum, gıda güvenliği açısından oldukça önemlidir. Ancak bazı bireyler, 'Mutlaka birinci gün tüketeceğiz' diyorlarsa, sindirim problemleri ya da kronik hastalıkları olmamasına dikkat etmeleri gerekir. Eğer kişi sağlıklıysa ve eti birinci gün tüketecekse, eti mutlaka çok iyi pişirmeli ve iyice çiğnemelidir.

“KIRMIZI ETİN AŞIRI TÜKETİMİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR”
Kırmızı etin aşırı ve sürekli tüketilmesi, böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve gut hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle kırmızı et, doymuş yağ ve kolesterol açısından zengin olduğu için, ileri yaş gruplarında damar tıkanıklığı ve ani kalp krizi riski artmaktadır. Ayrıca, kırmızı et tüketimiyle birlikte, genellikle posalı gıdaların alımı da azaldığı için bağırsak hareketleri yavaşlar ve sindirim problemleri ortaya çıkabilir. Özellikle sucuk, salam ve sosis gibi işlenmiş et ürünlerinin tüketimi, kolorektal kanser (kalın bağırsak) riskini de artırmaktadır. Bu nedenle, dengeli beslenmek en sağlıklı seçenek olacaktır. Özellikle 65 yaş ve üzerindeki bireylerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
“BAYRAMDA ŞERBETLİ TATLI TÜKETİMİNE DİKKAT!”
Bayramlarda genellikle misafirliklerde şerbetli tatlılar, poğaçalar, börekler ve çörekler sıkça ikram edilmektedir. Bu nedenle, dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır. Özellikle şerbetli tatlılar, saf karbonhidrat ve yağ açısından çok zengin olduğu için diyabetli bireyler ve insülin direnci olanlar bu tatlıları dengeli ve kontrollü şekilde tüketmelidir. Benim önerim; şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılara yönelmek olacaktır. Ancak mutlaka şerbetli tatlı tüketmek isteyenler için, küçük porsiyonlar tercih edilmeli ve bu tatlılar ana öğün yerine, ana öğünden yaklaşık iki saat sonra tüketilmelidir. Eğer sık misafirliğe gidiliyorsa, ikram edilen her şeyi tüketmek yerine tadımlık ve küçük porsiyonlar şeklinde tüketmek daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca gün içinde susamadan su içmek ve en az 2,5 litre su tüketmek gerekmektedir. Bunun yanında hareketli olmak, sindirim sorunlarını tolere edebilmek açısından oldukça önemlidir.