Cumhur İttifakından meclise giren DSP lideri Aksakal’dan TBMM Başkanı Kurtulmuş’a çok sert tepki

Cumhur İttifakı ile 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimine katılan Demokratik Sol Partinin (DSP) lideri Önder Aksakal Türkiye Büyük Millet meclisi başkanı hakkında çok sert bir açıklama yaptı.

Cumhur İttifakından meclise giren DSP lideri Aksakal’dan TBMM Başkanı Kurtulmuş’a çok sert tepki

Aksakal'ın ulusal medyada yeterince yer almayan bu açıklaması Yeni Ankara’nın gözünden kaçmadı, kaçamazdı.

Aksakal diyor ki;

“Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyesi olan Milletvekillerini, bir teröristin ayağına gitmesi için iknaya zorlamak asla kabul edilemez.

Bunun anlamını, olsa olsa o bebek katiline verilen cezayı belirleyen yüce Meclisin hükmi şahsiyetine yapılmış en büyük saldırı olarak görmek gerekir."

Tabii bu arada konunun vahameti sadece bunlarla sınırlı değil. TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş dört gün önce İstanbul Florya Tesislerinde basınımızın değerli temsilcilerini ağırladı ve bazı açıklamalarda bulundu.

Bu açıklamaların içerisinde bizi hayrete düşüren önerileri ve düşünceleri ile karşılaştık. Eğer bu söyledikleri “spontane gelişmiş” ya da “yanlış kullanılmış” cümleler değilse durum daha da vahimdir.

Sayın Kurtulmuş’a sormak isteriz;

Bir taraftan “Bu sürecin devletle örgüt arasında bir pazarlık olmadığını, örgütün federasyon, ayrıcalıklar ya da resmi dil talepleri gibi maksimalist isteklerle gündeme gelmediğini, sürecin devletin kararlılığıyla şekillendiğini” belirteceksiniz, diğer yandan;

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporu ortaya konulduğunda, örgütün kendisini gerçekten tamamen feshettiğinin, tüm silahlarını teslim ettiğinin de bir yerde tespit edilmesi lazım geleceğini söyleyeceksiniz.

Bunun adresi olarak da Türkiye’de devletin en üst güvenlik mercii, Milli Güvenlik Kurulu’dur. Milli Güvenlik Kurulunda bu konu tartışılır ve Milli Güvenlik Kurulu, PKK’nın artık bir silahlı örgüt olmaktan çıktığı yönünde bir karar alırsa bu meselenin hukuki zeminini tahkim etmiş olur. Benim kanaatim de böyledir.” diyeceksiniz.

"BU NE YAMAN ÇELİŞKİDİR? BU NASIL BİR ANLAYIŞTIR?"

"Ne yani? Bu görev, yani PKK’nın artık bir terör örgütü olmaktan çıktığı yönünde bir karar almak Milli Güvenlik Kurulunun kuruluş kanununun hangi maddesinde tanımlanmış görevlerine dahildir diye size sorma hakkımız doğar.

Milli Güvenlik Kurulu Kanunu ilk olarak tam 63 yıl önce 11.12.1962 yılında Mecliste onaylanmış, bugünkü haliyle Anayasamızın 118.nci maddesindeki çerçevede görev yapan bir kuruldur. Bir karar mekanizması değildir ve hiç olmamıştır.

Ne diyor 118. madde;

“Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında, Cumhurbaşkanı yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından kurulur. Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki görüşlerini Cumhurbaşkanına bildirir.”

Yaklaşık elli yıldır 40 bin insanımızın kanı elinde olan bir terör örgütü sözüm ona kendini feshetti, 30 tane çakaralmaz silahı yaktı ya da tüm silahlarını bırakarak teslim oldu diye nasıl terör örgütü vasfından kurtulabilir ya da çıkarılabilir?

Bu kabul edilemez, böyle bir kararı hiç kimse alamaz ve MGK da TBMM’nin üzerinde bir Kurul değildir.

Sayın Kurtulmuş, bu gibi enteresan düşüncelerle Başkanı bulunduğu TBMM’nin de misyonu ve itibarını tartışılır hale getirmiştir.

PKK her hal ve şart altında bir terör örgütüdür.

Kurgulanan bu süreç sonunda tamamen silahlarından arınsa da militanları teslim olsa ve artık ülke gündeminden tamamen çıksa da sonsuza kadar terör örgütü olarak anılacak ve hatırlanacaktır! Bizden söylemesi."