Geleceği inşa edenler Yeni Ankara’ya konuştu: Öğretmenlerden 24 Kasım’da yeni nesil eğitim manifestosu
Kızılay Final Premium Kurs kurucusu Lokman Karataş ve Prof. Dr. Makbule Evrim Gülsünler, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlam ve önemine dair Yeni Ankara’ya özel açıklamalarda bulundu.
Öğretmenlik mesleğinin artık dönüştüğünü söyleyen eğitimci Lokman Karataş, “Bence öğretmenlik bugün hiç olmadığı kadar değişiyor. Eskiden öğretmen bilgiyi taşıyan kişiydi; şimdi bilgi zaten öğrencilerin cebinde, telefonlarında. Bu durum öğretmeni 'her şeyi bilen kişi' olmaktan çıkarıp, doğru bilgiye ulaşmayı ve onu anlamlandırmayı öğreten bir rehbere dönüştürüyor. Teknoloji bu dönüşümün en güçlü itici gücü. Dünyadan örnek vermek gerekirse, Güney Kore’de bir İngilizce öğretmeni YouTube’da ders anlatarak yüz binlerce öğrenciye ulaşıyor. Yani öğretmenliğin etki alanı artık sınıfın dört duvarıyla sınırlı değil; dijital platformlar öğretmeni küresel bir aktör hâline getiriyor. Toplumsal değişimler de öğretmenin rolünü genişletiyor. Farklı kültürden öğrenciler, yeni aile yapıları ve artan psikososyal ihtiyaçlar, öğretmeni sadece akademik bilgi veren biri olmaktan çıkarıp çocuklara güven, yön ve destek sağlayan yetişkin figürüne dönüştürüyor.” ifadelerini kullandı.
“DİJİTALLEŞME ÖĞRETMENİN DEĞERİNİ ARTIRIYOR”

Karataş, dijitalleşmenin öğretmenliğin önemini azaltmayacağına işaret ederek, “Bir de yapay zekâ gerçeği var. Yapay zekâ, ödev kontrolü gibi rutin işleri üstlenmeye başladıkça öğretmenin “insana dokunan” yönü çok daha değerli hâle geliyor. Empati kurmak, merak uyandırmak, ilham vermek… Bunları bir makine yapamadığı için öğretmenin kıymeti daha da artıyor. Kısacası bugün öğretmen, sadece ders anlatan değil; teknoloji yöneten, öğrenme deneyimi tasarlayan, çocukların dünyasını anlayan ve onlara yol gösteren çok yönlü bir profesyonel. Bu değişim, mesleğin değerini azaltmıyor; tam tersine, daha vazgeçilmez hâle getiriyor.” diye konuştu.
“GELECEĞİN ÖĞRETMENİ KÜRESEL VİZYON SAHİBİ OLMALI”

Geleceğin öğretmeninin artık sadece kendi ülkesine değil, tüm dünyaya açılan bir vizyona sahip olması gerektiğini vurgulayan Karataş, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
“Çünkü artık öğrenciler sadece yerel sınavlara değil, küresel hayata hazırlanıyor. Bu nedenle öğretmenin öncelikle küresel farkındalığı yüksek, farklı kültürlerle çalışmayı bilen ve dünyadaki toplumsal, teknolojik ve çevresel gelişmeleri yakından takip eden biri olması gerekiyor. Beceriler açısından ise en kritik başlık 'esneklik' ve 'öğrenmeyi öğrenme' yeteneği. Teknoloji çok hızlı değişiyor; bugün popüler olan bir araç yarın demode olabiliyor. O yüzden öğretmenin sürekli kendini yenileyebilmesi, yeni araçları ve yöntemleri öğrenmeye açık olması çok önemli.”
“GELECEĞİN ÖĞRETMENİ GÜÇLÜ BİR DİJİTAL OKURYAZAR OLMALI”
Karataş, öğretmenlerin güçlü bir dijital okuryazarı olması gerektiğine dikkat çekerek, “Ayrıca geleceğin öğretmeni güçlü bir dijital okuryazar olmalı. Dijital ortamları doğru kullanabilen, öğrenciye bilgi kirliliği içinde güvenilir kaynak bulmayı öğretebilen, yapay zekâ araçlarını etik ve etkili şekilde sınıfa entegre edebilen bir öğretmen. Bu beceriler sadece teknoloji bilgisi değil, aynı zamanda eleştirel düşünme ve medya okuryazarlığı gerektiriyor. Etik tarafı da bence çok önemli. Teknolojinin ve küresel rekabetin arttığı bir dünyada öğretmenin sahip olması gereken temel etik anlayış; adalet, şeffaflık, mahremiyete saygı ve kapsayıcılık olmalı.” dedi.

Günümüzdeki öğretmenlerin iletişim becerilerinin artık her zamankinden daha kritik hâle geldiğini söyleyen Lokman Karataş, “İletişim becerileri bence her şeyden daha kritik hâle geliyor. Çünkü yapay zekâ her işi yavaş yavaş devralabilir, ama öğrencinin ilham alma ihtiyacını, empatiyi, motivasyonu hâlâ sadece bir insan verebiliyor. Geleceğin öğretmeni, öğrencilerle güçlü bağ kuran, onların potansiyelini gören ve bunu ortaya çıkaran kişi olacak. Öğretmen; dünyayı bilen, teknolojiyi yöneten, etik değerlere bağlı kalan ve en önemlisi insana dokunmayı bilen öğretmen olacak. Bu vizyon hem çocukları hem de toplumu geleceğe taşıyacak.” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK’ÜN SÖZLERİ BUGÜN DE YOL GÖSTERİYOR”
24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlam ve önemine değinen Karataş, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Öğretmenlik, sadece bir meslek değil; toplumun geleceğini kuran, ülkenin kaderine dokunan bir sorumluluk. Bu günü anlamlı kılan şeylerden biri, hiç kuşkusuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenliğe verdiği değer. Atatürk, 'Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir' derken aslında bir gerçeği söylüyordu: Bir ülkenin kaderi, sınıfın içindeki o sessiz ama güçlü emeğe bağlıdır. Cumhuriyetin temellerini atarken en büyük yatırımı eğitime yapması da bunun en somut göstergesiydi. O yüzden Öğretmenler Günü, aynı zamanda Atatürk’ün eğitim vizyonunu hatırladığımız bir gündür. Onlar sadece bir mesleği icra etmiyordu; Türkiye’nin geleceğini savunuyorlardı. Terör saldırılarında hayatını kaybeden Aybüke Yalçın gibi, Necmettin Yılmaz gibi genç öğretmenler… Onlar bize öğretmenliğin ne kadar büyük bir ideal, ne kadar güçlü bir fedakârlık olduğunu yeniden hatırlatıyor. Dolayısıyla Öğretmenler Günü, sadece kutlama değil; bir saygı duruşu, bir hatırlama, bir vefa günü aslında. Öğretmenlerin emeğinin, onurunun ve toplumdaki yerinin yeniden görünür olduğu bir gün. Bir öğretmenin dokunduğu çocuk, bir ülkenin kaderini değiştirebilir. Bu yüzden Öğretmenler Günü, aslında hepimizin geleceğe olan inancının günü. Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.”
“ÖĞRETMENLİK İNSAN KALBİNE DOKUNAN BİR MESLEKTİR”

Prof. Dr. Makbule Evrim Gülsünler ise 24 Kasım Öğretmenler Günün anlam ve önemi ile ilgili şunları söyledi:
“Öğretmen bir anne babanın evladı olarak büyümek, öğretmenliğin benim için anlamını çok özel kıldı. Evimizde gördüğüm sabır, emek ve adanmışlık, bu mesleğin sadece bilgi aktarmak değil; insanın kalbine dokunmak olduğunu öğretti. Öğretmenlik, toplumun geleceğini şekillendiren en güçlü güçtür. Bir çocuğun merakı, bir gencin hayali ve bir insanın karakteri, öğretmenin rehberliğiyle filizlenir. Değişen dünyada öğretmenin rolünün daha da önem kazandığına inanıyorum. Artık öğretmen, bilginin kaynağından çok, doğru düşünmeyi, sorgulamayı ve keşfetmeyi öğreten bir yol göstericidir. Benim vizyonum da; merakı canlı, değerleri güçlü ve dünyayı daha iyi hâle getirme isteği taşıyan bireyler yetiştirmek. Çünkü geleceği gerçekten değiştiren şey, iyi bir öğretmenin dokunduğu yürekte başlar.”