Türkiye'de kadın şiddeti krizi: Siyasi partilerin 25 Kasım karnesi ve büyük sessizlik

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde siyasi partilerin söylem ve eylem uyumu mercek altına aldık. AK Parti, MHP ve birçok partinin Meclis'te kadın meselesine dair tek bir önerge dahi vermemesi, şiddetle mücadelede politik irade eksikliğini ve "cezasızlık kültürü"nü derinleştiriyor.

Türkiye'de kadın şiddeti krizi: Siyasi partilerin 25 Kasım karnesi ve büyük sessizlik

Dünya genelinde kadınların sesini yükselttiği, şiddete karşı dayanışma çağrılarının yankılandığı bu günde Türkiye, yine kadına yönelik şiddetin utanç verici boyutlarıyla yüzleşiyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre 2025’in ilk 11 ayında en az 384 kadın erkek şiddeti nedeniyle öldürüldü; 271 kadın ise “şüpheli” ölümlerle kayıtlara geçti.

Bu tablo, devletin koruyucu mekanizmalarının yetersizliğini, denetim eksikliğini ve giderek kökleşen cezasızlık kültürünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Peki, siyasi partiler bu kriz karşısında ne yapıyor?

SİYASİ PARTİLERİN 25 KASIM KARNESİ: SÖYLEM ÇOK, ADIM AZ

25 Kasım’a ilişkin açıklamalar, Meclis’e verilen önergeler ve bir yıllık politika geçmişi incelendiğinde, pek çok partinin güçlü söylemler üretmesine rağmen aynı kararlılığı eylem ve yasa düzeyine taşımadığı görülüyor.

TBMM’DE ÖNERGELER: 2025’TE KADIN MESELESİNİ KİM GÜNDEMDE TUTTU?

DEM PARTİ

2025’in başından bu aya kadar verilen önergelerin büyük bölümünü DEM Parti sundu.
Tekstil sektöründen kadın emeğine, istihdamdan şüpheli kadın ölümlerine, cezaevlerinden sahte kürtaj iddialarına kadar geniş yelpazede sunulan önergeler, partinin kadın meselesi odaklı çalıştığını ortaya koyuyor.

Bu yoğunluk bir gerçeğe işaret ediyor:

Meclis’te kadın gündeminin takipçisi olan sınırlı sayıda parti var; geri kalanı büyük ölçüde sessiz.

CHP: ÇOK ÖNERGE VAR AMA STRATEJİK BİR ÇATI SORU İŞARETİ

CHP, şiddet, yoksulluk, tarımdaki kadın emeği, cezaevi koşulları ve mülkiyet hakkı gibi pek çok konuda önerge verdi. Ancak bu önergeler çoğunlukla milletvekillerinin bireysel girişimleri şeklinde ilerliyor; partinin bütünlüklü bir kadın politikası olup olmadığı tartışmasını beraberinde getiriyor.

DBP VE İYİ PARTİ: SINIRLI SAYIDA ADIM

DBP yalnızca cezaevlerindeki kadın mahpusların koşullarıyla ilgili tek bir önerge sundu.
İYİ Parti’nin ise “kadın haklarının genel durumunun incelenmesi” başlıklı yalnızca bir önergesi bulunuyor.

Her iki parti için de soru aynı:

Yıllık politika performansı tek bir önergeyle temsil edilebilir mi?

KİMLER HİÇ YOK? BÜYÜK SESSİZLİK

2025’in ilk 11 ayında şu partiler kadın şiddeti, kadın emeği, istihdam, yoksulluk ya da cezaevi koşullarına ilişkin tek bir Meclis araştırma önergesi dahi sunmadı:

  • AK Parti

  • MHP

  • Yeniden Refah Partisi

  • Saadet Partisi

  • TİP

  • Gelecek Partisi

  • DEVA Partisi

  • HÜDA-PAR

Kadın cinayetlerinin arttığı, şüpheli ölümlerin büyüdüğü, her geçen gün yeni şiddet vakalarının yaşandığı bir dönemde bu sessizlik, politik sorumluluğun en çarpıcı göstergesi hâline geliyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın temsilinin güncel dağılımı, partiler arasındaki uçurumu ve siyasette kalıcı bir eşitlik sorununu bir kez daha görünür kılıyor. Resmî kayıtlara göre Meclis’te toplam 592 milletvekilinin sadece 118’i kadın. Bu, Türkiye’nin parlamentodaki kadın temsil oranının yüzde 19,93’te kaldığını gösteriyor.

Bu oran, hem dünya ortalamasının hem de eşit temsili esas alan demokratik standartların oldukça gerisinde. Parti bazlı veriler ise kadınların siyasetteki varlığının hâlâ partilerin yönetim anlayışı ve politik tercihleri doğrultusunda büyük değişiklik gösterdiğini ortaya koyuyor.

KADIN TEMSİLİNDE KESKİN FARKLAR: DEM PARTİ ZİRVEDE, MHP VE YRP DİPTE

Partilerin kadın-erkek dağılımına bakıldığında, en yüksek kadın oranı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nde (DEM Parti) görülüyor. Partide kadın oranı yüzde 48,21 ile neredeyse yarı yarıya temsile ulaşıyor. Onu, küçük partiler içinde kadın kotası ve eş başkanlık sistemiyle bilinen DBP ve EMEP izliyor.

Büyük partilerde ise tablo çok daha sınırlı:

AKP: yüzde 18,75 kadın (51 kadın vekil)

CHP: yüzde 20,14 kadın (28 kadın vekil)

DEM: yüzde 48 (27 kadın vekil)

MHP: yüzde 8,51 kadın (4 kadın vekil)

İYİ Parti: yüzde 10,34 kadın (3 kadın vekil)

Yeniden Refah Partisi, HÜDA-PAR, Saadet Partisi ve Demokrat Parti: Sıfır kadın milletvekili

Bağımsız 10 milletvekilinin de tamamı erkek.

Bu dağılım, özellikle sağ partilerde kadınların karar mekanizmalarına katılımı konusunda ciddi bir temsil açığı olduğunu gözler önüne seriyor.

MECLİS’TE 5 ERKEĞE KARŞILIK SADECE 1 KADIN

Genel toplamda 474 erkek ve 118 kadın milletvekili bulunuyor. Yani Meclis’te her bir kadın milletvekiline karşı yaklaşık beş erkek yer alıyor. Türkiye, kadın hakları konusunda yoğun tartışmaların sürdüğü bugünlerde bile siyasal temsil açısından hala cinsiyet eşitliğinden uzak.

Uzmanlar, siyasi partilerin "kadın kotası" söylemini çoğunlukla vitrin düzeyinde tuttuğunu, listelerin hazırlanması sürecinde ise erkek egemen bir siyasetin yeniden inşa edildiğini belirtiyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün hemen ardından gelen bu tablo, Türkiye’de karar alma süreçlerinde kadınların hâlâ yeterince temsil edilmediğini ve bunun kadına yönelik şiddet politikaları dahil pek çok alana doğrudan etki ettiğini bir kez daha hatırlatıyor.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE POLİTİK YÜK EŞİT DAĞILMIYOR

Meclis’in bir yıllık performansı gösteriyor ki:

  • Kadınlar için konuşmak kolay, hareket etmek zor.

  • Önergeler, yasalar ve politikalar açısından partiler arasında uçurum var.

  • Şiddetle mücadelede ülke çapında bütüncül bir siyasi irade hâlâ yok.

25 Kasım, bu nedenle şu soruyu daha yüksek sesle soruyor:

“Kadına yönelik şiddeti bitirmek için kim gerçekten mücadele ediyor, kim yalnızca konuşuyor?”