Trump İsrail’de: “Savaş bitti” dedi, peki gerçekten bitti mi?

ABD Başkanı Trump’ın Tel Aviv ziyareti umut ve endişeyi aynı anda taşıyor. “Savaş bitti” diyen Trump, barış inşa etmeye mi geldi yoksa yeni bir siyasi hamle mi yapıyor? Orta Doğu’nun kaderi, bu kez diplomasi masasında şekillenecek.

Trump İsrail’de: “Savaş bitti” dedi, peki gerçekten bitti mi?

ABD Başkanı Donald Trump, bugün sabah Tel Aviv’e inerek İsrail-Hamas arasındaki ateşkesi “zaferin işareti” olarak nitelendirdi. İki yılı aşkın süredir devam eden çatışmaların ardından gelen bu ziyaret, Orta Doğu diplomasisinde yeni bir dönüm noktası olarak görülüyor.

“SAVAŞ BİTTİ, ANLADINIZ MI?”

Trump’ın uçağında yaptığı açıklamada kullandığı “Savaş bitti, anladınız mı?” ifadesi, hem iddialı hem de tartışmalı bir çıkış oldu. ABD’nin arabuluculuğuyla sağlanan bu ateşkes, İsrail’in Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesi, Hamas’ın rehineleri serbest bırakması ve insani yardımın hızlandırılması adımlarını kapsıyor.

Ancak sahadaki tablo, Trump’ın sözlerini tam olarak desteklemiyor. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve güvenlik yetkilileri, operasyonların tamamen bitmediğini, Hamas’a yönelik askeri baskının devam edeceğini vurguluyor.

BARIŞ MI, POLİTİK ŞOV MU?

Trump’ın ziyaretine yönelik tepkiler ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim bu adımı “tarihi barış girişimi” olarak görürken, diğerleri ABD’nin bölgede yeniden nüfuz kazanma çabası olarak yorumluyor. Özellikle Hamas’ın silahsızlanma ve çekilme koşullarını kabul edip etmeyeceği hâlâ belirsiz.

Trump’ın İsrail programı yoğun; rehine aileleriyle görüşecek, ardından Knesset’te konuşma yapacak ve Şarm el-Şeyh’teki uluslararası barış zirvesine katılacak. Diplomatlara göre bu ziyaret, yalnızca sembolik bir kutlama değil; aynı zamanda Trump’ın 20 maddelik barış planının geleceğini şekillendirecek bir sınav niteliğinde.

BARIŞ GELECEK Mİ?

Trump’ın “savaş bitti” vurgusu, bölgede bugüne kadar yapılan geçici ateşkeslerden farklı bir iddia taşıyor. Ancak bu iddia, sahadaki insani kriz ve güvenlik endişeleri karşısında gerçek bir dönüşüme evrilemezse, ciddi bir güven bunalımına yol açabilir.

Gözler şimdi İsrail-Hamas arasındaki ilk adımların sürdürülebilirliğine, rehinelerin serbest bırakılmasına ve Gazze’nin yeniden inşasına çevrilmiş durumda. Trump’ın ziyareti, ya ABD’nin barış mimarı rolünü güçlendirecek ya da Orta Doğu’da yeni bir diplomatik hayal kırıklığının habercisi olacak.