Op. Dr. Serhan Gazyağcı uyardı: “Astigmat, ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir!"
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serhan Gazyağcı, astigmatın sadece basit bir görme kusuru olmadığını, aynı zamanda ciddi göz hastalıklarının habercisi olabileceğini söyledi.
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serhan Gazyağcı, astigmatın, sanıldığı kadar basit bir kırma kusuru olmadığını belirterek, “Bazı durumlarda ciddi görme bozukluklarına neden olabilir ve hatta göz nakliyle sonuçlanabilecek hastalıkların habercisi olabilir” dedi.
Astigmatın belirtileri ve tedavisi hakkında Yeni Ankara muhabirine özel açıklama yapan Dr. Gazyağcı, şunları söyledi.
“ASTİGMAT, CİDDİ SAĞLIK SORUNLARININ HABERCİSİ OLABİLİR"
Astigmat deyince hastalar genellikle ne anlama geldiğini tam kavrayamıyor; çünkü miyop uzakla, hipermetrop yakınla ilişkilendirilirken, astigmat biraz arada kalıyor. Ancak biz doktorlar, astigmatizmayı sadece basit bir kırma kusuru olarak değil, teknik detaylarıyla ele almak zorundayız, çünkü altında yatan birçok farklı neden olabilir. Astigmat, sanıldığı kadar basit bir kırma kusuru değildir; bazı durumlarda ciddi görme bozukluklarına neden olabilir ve hatta göz nakliyle sonuçlanabilecek hastalıkların habercisi olabilir. Bu nedenle hem hasta açısından anlaşılması zor hem de doktorlar açısından mutlaka detaylı incelenmesi gereken bir durumdur. Genellikle miyop ya da hipermetrop gibi değerlendirilse de, astigmatizmanın temelinde bir şekil bozukluğu yatar. Normalde göz küre şeklindeyken, astigmatlı bir göz elips veya Amerikan futbol topu şeklinde olur. Bu şekil bozukluğu nedeniyle görüntüler hem uzakta hem yakında bulanık algılanır. Astigmat, görme kalitesini her mesafede etkileyen karmaşık bir problemdir. Astigmatı olan kişiler hem uzağı hem de yakını net göremeyebilir.

“BAŞ AĞRISI ASTİGMATIN İLK BELİRTİSİDİR”
Bu durum genellikle görme bozukluğu olarak fark edilir, ancak birçok hastada ilk belirti baş ağrısıdır. Kişi görme problemi yaşadığını anlamadan, sürekli baş ağrısından şikayetçi olur ve farklı branşlardaki doktorlara başvurur. Ancak sonunda bir doktorun yönlendirmesiyle göz muayenesi yapılır ve astigmat teşhisi konur. Gözlük verildiğinde ise baş ağrısı kaybolur. Ayrıca astigmat, okuma sırasında satırların karışmasına da neden olabilir. Çocuklar okurken satır atlıyor ya da dikkatini veremiyor diye aileler veya öğretmenler tarafından ‘dikkatsiz’ olarak algılanabiliyor. Oysa bu durum, çoğu zaman dikkatsizlikten değil, görme bozukluğundan kaynaklanır.
Astigmatı olan bir çocuk, birkaç sayfa okuduktan sonra göz ağrısı, yorgunluk ve konsantrasyon problemi yaşar, bu da okul başarısını ciddi şekilde etkileyebilir. Ayrıca astigmatı olan bireylerde özellikle gece araç kullanırken ışıkların saçılması, farların aşırı parlak görünmesi gibi şikayetler de sık görülür. Astigmat, sadece bir numara kusuru değil; baş ağrısından ışık hassasiyetine, konsantrasyon eksikliğinden görme performansındaki düşüşe kadar pek çok belirti verebilen ciddi bir görme problemidir. Doktorlar olarak biz de bu belirtilerle gelen hastalarda detaylı ölçümler yaparak uygun gözlükle çözüm sunuyoruz.
“ASTİGMATI DÜZELTMEK MÜMKÜN”
Astigmatın düzeltilmesi imkansız gibi bir kanı, toplumda oldukça yerleşmiş durumda. Ancak günümüzde, astigmatı düzeltmek mümkündür. Eğer kişi 40 yaşın altındaysa ve gözlük kullanmak istemiyorsa, lazerle astigmat tedavisi yapılabiliyor. Miyop ve hipermetrop ne kadar başarılı bir şekilde düzeltiliyorsa, astigmat da aynı başarıyla sıfırlanabiliyor. 40 yaş ve üzerindeki bireyler için ise, akıllı lens adı verilen teknoloji ile astigmat düzeltilebilir. Ayrıca, astigmatın genetik bir temele dayandığını unutmayalım. Genetik faktörler astigmatın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar; ancak günümüzde, yaşam tarzındaki değişiklikler ve teknolojinin etkisiyle, miyop gibi diğer görme bozukluklarında artış gözlemleniyor.
Eskiden ileri teknoloji kullanamıyorduk, bu yüzden bazı görme bozukluklarını tespit etmek oldukça zordu. Ancak günümüzde, 5-6 aylık bebeklerde bile göz ölçümleri yapabiliyor ve astigmatı erken tespit edebiliyoruz. Bu nedenle, son yıllarda daha fazla astigmat vakası kaydedilmiş gibi görünse de, aslında bu hastalık her zaman vardı, sadece önceden ölçüm yapılmadığı için fark edilemiyordu.
“ASTİGMATLI GÖZLÜKLERDE DOĞRU ÇERÇEVE SEÇİMİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR"
Hekim, astigmatlı bir hasta için gözlük reçetesi yazsa da, gözlükçü arkadaşın da bu konuda deneyimli olması gerekiyor. Çünkü astigmatlı gözlüklerin yapımında bir dizi ayar ve doğru çerçeve seçimi gerekir. Hekimler bu konuda hastalarına doğru bilgi verirken, gözlükçülerin bazen bu detayları hastalarla paylaşmadığı olabiliyor. Bu nedenle, astigmatı olan bir hasta gözlükçüye gittiğinde, numarasının özel olduğunu ve doğru çerçevenin seçilmesi gerektiğini bilmelidir. Sadece estetik kaygılarla seçilen çerçeveler, teknik olarak yanlış olabilir ve gözlük kullanıldığında tatmin edici sonuçlar vermeyebilir. Bu yüzden hasta, gözlük seçiminde sadece zevkine göre değil, astigmatın teknik gereksinimlerini de göz önünde bulundurmalıdır.
Günümüzde, miyop ya da hipermetrop gibi görme bozukluklarından kurtulmak isteyenler, lazer tedavileri ya da akıllı lenslerle gözlüklerden ve lenslerden kurtulabiliyorlar.

ASTİGMAT TEDAVİSİNDE ERKEN TEŞHİS VE TESTLER BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Astigmatizmanın tedavisi genellikle gözlükle yapılır, ancak bu her zaman yeterli değildir. Tecrübeli bir doktor, astigmat tespit ettiğinde hemen hastayı detaylı testlere tabi tutar çünkü kötü olasılıkları göz önünde bulundurmak zorundayız. Bu durum, bazı hastalar için şaşırtıcı olabilir; çünkü bir arkadaşına sadece gözlük verilmişken, kendilerine hem gözlük hem de ek testler önerildiğinde, ‘Doktor para kazanmak için bunu yapıyor’ gibi düşüncelere kapılabiliyorlar. Ancak bu testlerin yapılmaması, ilerleyen zamanda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve hem hasta hem de doktor için büyük bir bedel anlamına gelebilir. Bu yüzden, astigmatı olan hastalar, doktorlarının önerdiği testleri tereddütsüz yaptırmalılar.
Astigmat ve diğer görme bozuklukları genellikle genetik faktörlere dayanır. Miyop, hipermetrop da genetik olarak geçebilir; ancak çoğu durumda, bu durumlar ailede bir geçmişe dayanır. Ayrıca, bazı hastalıklar veya travmalar sonrasında da astigmat gelişebilir. Örneğin, göz yaralanmaları, darbeler, mikrobik enfeksiyonlar veya kornea üzerinde oluşan yaralar astigmatizmaya yol açabilir. Bu yüzden düzenli göz muayeneleri önemlidir, özellikle çocuklar için.
Okul öncesi dönemde çocukların göz ölçümlerinin yapılması çok kıymetli çünkü astigmatı erken tespit etmek artık oldukça kolay ve herhangi bir eziyete yol açmaz. Bugün teknolojinin sağladığı imkanlarla, bebeklerde bile uzaktan aldığımız ölçümlerle görme bozukluklarını tespit edebiliyoruz. Bu yüzden yıllık düzenli göz muayenelerini kesinlikle öneriyoruz. Elbette astigmat tedavisinde gözlüklerin doğru şekilde yapılması da çok önemlidir.
Ailelere burada büyük sorumluluklar düşüyor; özellikle çocuklarını doğduktan sonra 6 ay, 1 yaş ve her yıl bir göz doktoruna götürmeleri çok önemli. Eğer bunu yapamıyorsa bile, en geç okula başlamadan önce göz muayenesi yapılmalı. Görme bozuklukları bazen belirti vermeyebilir, ancak okul başarısını ciddi şekilde etkileyebilir. Çocuk, okulda tembel olarak nitelendirilebilir ama aslında görme problemi vardır. Gözlükle bu sorun çözüldüğünde, çocuk birden okulda en başarılı öğrencilerden biri olabilir. Bu nedenle, anne ve babalar, çocuklarının düzenli göz muayenelerini ihmal etmemelidir. Aynı şekilde, yetişkinlerin de yılda bir göz muayenesinden geçmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. Bu sayede, görme problemleri erken tespit edilip, gerekli tedavi yöntemleri uygulanabilir.
“ANKARA, SAĞLIK ALANINDA CENNET KONUMUNDA"
Ankara halkı sağlık konusunda oldukça bilinçlidir, çünkü Ankara, sağlık hizmetlerine kolay erişim ve yüksek kalite sunan bir şehirdir. Üniversiteler, devlet hastaneleri ve özel sektörle sağlığın cenneti olma özelliğini taşır. Gerçekten, Ankara’da doktora ulaşmak çok daha kolaydır ve burada sağlık hizmetlerinin kalitesi oldukça yüksektir. İstanbul veya İzmir gibi büyük şehirlerde daha fazla hastane ve üniversite olmasına rağmen, sağlık açısından Ankara’nın sunduğu imkanlar benzersizdir. Ancak, bu kolay erişime rağmen, tecrübelerimizde hala doktora gitmeyen ya da geç giden hastalarla karşılaşıyoruz, bu da bazen şaşırtıcı olabiliyor. Bu yüzden halkı bilinçlendirmek çok önemli.