CHP için kritik gün! Kurultay davasında karar çıktı!

CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davanın 5. duruşması bugün Ankara'da görüldü. Delegelere maddi menfaat sağlandığı, oyların rüşvet karşılığı satın alındığı ve divan başkanının tarafsız davranmadığı yönünde iddiaların bulunduğu davada ret kararı verildi.

CHP için kritik gün! Kurultay davasında karar çıktı!

Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan’da yapılan 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada beşinci duruşma, Dışkapı Adliyesi Z-10 numaralı salonda görüldü.

"EKREM İMAMOĞLU 15 MİLYONDAN FAZLA OY ALMIŞTIR"

Avukat Çağlar Çağlayan, mahkeme heyetine sunduğu beyanda, Genel Başkan Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile delegelerin kişilik haklarına saldırı yapıldığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

"19 Mart tarihinde gerçekten de bir kısım kötü niyetli olmak üzere söylentiler toplum genelinde yayılmıştır. Aynı söylentilerim başka bir zamanda yayıldığı bununla ilgili Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin açıklama yaptığı ancak o gün için bu yönde herhangi bir düzeltme yapılmadığı yine siyasi hukuk tarihimizde Tosya ve Gemerek diye anılan son dakika başka mahkemelerden tedbir kararı alma gerçeğinin de bulunduğu gözetildiğinde, genel başkanın partisini koruması gerekçesiyle itham edilen suç ithamlarının gerçekleşmesine olanak sağlamayacaktır. Ekrem İmamoğlu 15 milyondan fazla yurttaşın oyunu almış ve bu şekilde partinin cumhurbaşkanı adayı olmuştur. Bu söylemler hem genel başkanımıza hem cumhurbaşkanı adayımıza hem de tüm delegelerimize yönelen kişilik hakları saldırısıdır. Biz bunların dilekçeden çıkarılmasını talep ederiz."

"39'UNCU OLAĞAN KONGRE SÜRECİNDEKİ TÜM SEÇİMLER YOK HÜKMÜNDEDİR"

Davacı Avukat Onur Üregen mahkeme heyetine şu açıklamada bulundu:

"Gelinen noktada hem toplumsal selamet hem de hukuki istikrar açısından bugün davanın karara bağlanması ve talebimizin kabulü yönünde karar verilmesi talebimizi yeniliyoruz. Adil yargılanma ve eşit savunma hakkı çerçevesinde beyanda bulunma hakkımı kullanmaktayım. Sürekli müdahale, sözümün kesilmesi, tehditkar veya küçültücü ifadeler nedeniyle savunma hakkımı etkin biçimde kullanmam fiilen etkilenmektedir. Davadan kurtulma kastıyla tertip edilen, ikisi de yok hükmünde olan 21’inci ve 22’nci olağanüstü seçimli kurultayın birincisi bakımından mutlak butlan ve kesin hukuksuzlukla batıl olduğunu; son ikisi bakımından yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkindir. 39’uncu Olağan Kongre sürecindeki tüm seçimlerin de yok hükmünde olduğunun tespitine yöneliktir."

'DELEGELERE PARA VERİLDİ' İDDİASI

Avukat Üregen sunduğu beyanda delegelere, CHP Lideri Özgür Özel'e oy vermeleri için para verildiği iddia ederek, "Para alan delegelerden Özgür Özel’e oy verdiklerini kanıtlayacak şekilde fotoğraf çekerek kendilerine para veren milletvekili veya partililere gönderilmesi istendiği ispat edilmiştir. Bu usulsüzlükler neticesinde kurultay iradesi tamamen ihlal edilmiş, gerçek anlamda bir seçim ne yazık ki gerçekleştirilememiştir. Dava konusu CHP 38. olağan seçimli kurultayında yapılan seçim usulsüzlükleri, söz konusu seçimi kazanan mevcut genel başkan Özgür Özel’in kamuya açık beyanlarıyla da sabittir. Özgür Özel, katıldığı bir TV programında Sayın Cumhurbaşkanına şaibe iddiaları bakımından 'Sanane be, sanane' diyerek kurultay usulsüzlüğünü ihbar etmektedir" şeklinde konuştu.

"ŞAİBELER ORTADAN KALKMADAN YAPILACAK HER KURULTAY, KONGRE, SEÇİM YOK HÜKMÜNDEDİR"

Davanın karara bağlanmasını talep eden Üregen, "Şaibeler ortadan kalkmadan yapılacak her kurultay, her kongre, her seçim yok hükmündedir. CHP açısından bu davalar silsilesinden ve tartışmalardan kurtulmanın yegâne yolu, davanın karara bağlanarak neticelenmesidir" açıklamasında bulundu.

"LAF OYUNU VE ÇARPITMA VAR"

Davacı tarafın beyanını 'laf oyunu ve çarpıtma olarak' nitelendiren Avukat Çağlayan, şunları ekledi:

"Celse arasına giren dilekçede ve şimdiki beyanlarda laf oyunu, çarpıtma var; ancak sadece hukuk yok. O konuşmayı dinleyen herkes, o sözü Cumhurbaşkanının partinin iç işlerine karışmasına Genel Başkan'ın tepki verdiğini anlar. İstanbul delegelerinin sakat bir biçimde seçildiğini kabul etmiyoruz, aynı zamanda mahkeme de etmiyor. Üstelik İstanbul delegelerinin oy kullanmadığı kurultay da yapıldı; yine sonuç aynı çıktı. Bugüne kadar süper dava olarak nitelendirilebilecek bu dava, olağan kongrelerin ve daha önce dava edilmemiş olağanüstü kurultayın batıl sayılması talebiyle süperüstü bir davaya dönüşmüştür. Konuya ilişkin tüm Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu kararları, davanın reddini gerektireceğini söylüyor."

"BU DAVANIN DAVACISI LÜTFÜ SAVAŞ DEĞİL"

Dava ile Cumhuriyet Halk Partisine zarar verilmek amaçladığını ileri süren Avukat Uğur Poyraz, "İddia hakkını meslektaşım kullandı. Ama bu davanın davacısı Lütfü Savaş değil; onu öne koydular, o bir fiyonk. Türkiye'nin gerçeklerini konuşalım. Bu davayı kapatacak, yine açacak, yine açacak. Amaç, Cumhuriyet Halk Partisi'ne zarar vermek. Arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan var, Kemal Kılıçdaroğlu var. Amaç, bu davalarla yargıyı kullanarak Cumhuriyet Halk Partisi'ne zarar vermek. Davanın reddine karar verilsin" dedi.

NE OLMUŞTU?

CHP'nin Kasım 2023’teki 38'inci Olağan Kurultayı ile 6 Nisan’da yapılan 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın dördüncü duruşması 15 Eylül tarihinde görülmüştü. Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, davacı taraf, Kurultay Divan Başkanı'nın tarafsızlığını yitirdiğini öne sürmüştü.

Davacı Vekil Onur Üregen, 15 Eylül günü şu beyanda bulundu:

"Cumhuriyet Halk Partisinin Kasım 2023’teki 38'inci Olağan Kurultayı ile 6 Nisan’da yapılan 21'inci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada, davacı ve taraflı avukatlar arasında tartışma çıktı. Dava hakiminin müdahalesi ile duruşma devam ediyor. Her şeyden evvel davamız, kamu düzenine aykırılık ve tam kanunsuzluk sebeplerine dayanmaktadır. Bu tür hukuki sakatlıkların, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerle sınırlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği hukukun en temel ilkelerindendir. Nitekim, huzurdaki davanın çözümü bakımından işlevsel olan Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesinin 3. fıkrası da bu hakikati hüküm altına almıştır."

Mahkeme heyetine beyan sunan Avukat Çağlar Çağlayan ise şunları söyledi:

"Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin çok önemli iki kararı bulunmaktadır. Bu davaları açabilmek için kongre üyesi bulunmasının zorunlu olduğu, bu yöndeki kararların kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar olduğu, ayrıca hükümle dahi tedbir verilmesinin kanunun arkasından dolanılması anlamına geldiği ifade edilmektedir. Yani dosyanın muhtemelen gideceği daire, bu yargılamaların nasıl yapılması gerektiğini ayrıntılı şekilde tarif etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararında da, süresinde toplanan kurultay çağrısında yeterli desteğe ulaşıldığı anda hem taraflar hem de herkes için bağlayıcı olduğu belirtilmiştir. Eğer bu dava ile amaç bir şekilde kongre seçimlerini yenilemek ise, CHP bir önceki olağanüstü kurultayında zaten bunu yapmıştır. Ne var ki gelişen şartlar ve CHP üzerinde oluşan baskılar karşısında delegeler söz söylemek durumunda kalmıştır. CHP kurultay delegeleri, çok kısa sürede yeterli sayıda imza toplayarak CHP’nin olağanüstü kurultayını çağırmıştır. Siyasi Partiler Kanunu’nda, bir kongrenin iptali durumunda 30 ila 60 gün arasında seçimlerin yenilenmesi gerektiği tarif edilmektedir. Seçimlerin tekrarlanması, İstanbul İl Kongresi bakımından ilk kez, kurultay bakımından ise ikinci kez yakın zamanda gerçekleştirilmiştir."

Tedbir kararının reddine karar veren mahkeme heyeti tarafından dava 24 Ekim gününe ertelenmişti.