Arınç'ın "FETÖ’den yatan arkadaşlarım çıksın" talebi gerçek mi oluyor? DEVA’lı Şahin infaz düzenlemesinde "kırmızı çizgiyi" açıkladı
Bülent Arınç’ın başlattığı "tahliye" tartışmasında gözler Meclis’e çevrildi! İnfaz paketinin kapsamı genişliyor, binlerce FETÖ ve KCK hükümlüsü serbest mi kalıyor? DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, "eşitlik" şartı kabul edilirse kimlerin özgür kalacağını Yeni Ankara’ya anlattı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nda görüşülen ve kamuoyunda "11. Yargı Paketi" olarak bilinen kanun teklifi, infaz sistemindeki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Paketin ilk 15 maddesi kabul edilirken, özellikle infaz düzenlemelerini içeren maddeler muhalefetin sert tepkisine neden oldu. Yeni Ankara’ya konuşan DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, paketi "yamalı bohça" olarak nitelendirerek, düzenlemenin mevcut halinin Anayasa’nın eşitlik ilkesini ayaklar altına aldığını, iktidarın suçlular arasında ayrımcılık yaparak toplumsal barışı zedelediğini vurguladı.
ARINÇ'IN TAHLİYE ÇIKIŞI KARŞILIK BULACAK MI?

Sürecin en dikkat çekici boyutu ise eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın KHK TV’deki çıkışı oldu. 15 Temmuz darbe girişimine fiilen katılmayanların terör örgütü üyesi sayılamayacağını savunan Arınç, geçmişte arkadaşlık yaptığı bazı isimlerin müebbet aldığını hatırlatarak, "Darbe girişimini yapanlar uçağı uçuranlar, helikopterden ateş açanlardır. Bunların dışında sivil bile olsa bu eylemlere doğrudan katkı sağlamışsa en ağır cezayı alsın. Ama adamın profesörlüğüne bir ay kalmış, önce ihraç ediyorsun, sonra cezaevine alıyorsun. Bu bir faciadır." ifadelerini kullanmıştı. Arınç'ın bu sözleri, Meclis'teki infaz paketi görüşmelerinin seyrini değiştirecek bir tartışmayı başlattı.
"ALLAH'IN AYIRMADIĞINI SİZ NASIL AYIRIRSINIZ?"

İdris Şahin, Arınç'ın gündeme getirdiği bu mağduriyetlerin temelinde yatan gerçeği Yeni Ankara’ya anlattı. Görüşülen paketin 27. maddesinin "Covid izni" olarak sunulmasına rağmen, kamuoyunda "örtülü af" niteliğinde görüldüğüne ve böyle değerlendirildiğine dikkat çeken Şahin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu düzenleme aslında 31 Temmuz 2023’teki hukuksuzluğun bir kopyasıdır. İktidar, 'kısmi harici tanımlama' adıyla hırsızlık, dolandırıcılık, kasten yaralama, zimmet ve irtikap gibi suçları işleyenleri denetimli serbestlikle sokağa salıyor. Ancak konu düşünce suçlarına veya 'terör örgütü üyeliği' iddiasıyla yargılananlara gelince kapılar kapanıyor. Biz ilk günden beri diyoruz ki; Allah’ın ayırmadığı kullarını siz kanunla, anayasayla nasıl ayırırsınız? Hırsıza merhamet gösterip, düşüncesi nedeniyle yargılanana zulmetmek hangi vicdana sığar?"
"ÖNERGEMİZ KABUL EDİLİRSE BİNLERCE KİŞİYE TAHLİYE YOLU AÇILIR"
![]()
Şahin, Bülent Arınç'ın bahsettiği isimlerin durumunun, DEVA Partisi'nin verdiği önergelerle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Amaçlarının kişiye özel af değil, ilkesel bir eşitlik olduğunun altını çizen Şahin, şöyle konuştu:
"Bizim yaklaşımımız net: Cezada adalet, infazda eşitlik. Devletin varlığına kasteden, darbe girişimine katılan, eline silah alan ve terör eylemlerinde bulunanlar (İmralı da dahil) hariç tutulmalıdır. Ancak bunun dışındaki tüm suçların yararlanacağı geniş bir düzenleme yapılmalıdır. Eğer komisyonda vereceğimiz önergeler kabul edilirse, sadece Bülent Arınç’ın arkadaşları değil, haksız yere düşünce suçlusu olarak içeride bulunan, şiddete bulaşmamış binlerce kişi de yararlanabilir. Biz infaz rejiminin Avrupa standartlarında, 1/2 oranında eşitlenmesini savunuyoruz. İnsanları içeride çürütmek ıslah değil, intikamdır."
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE’DE AYRIŞTIRAN DEĞİL BİRLEŞTİREN ADIMLAR İSTİYORUZ”
Gündemdeki "Terörsüz Türkiye" tartışmalarına ve İmralı sürecine de değinen Şahin, sürecin şeffaf yürütülmemesi nedeniyle İmralı'ya komisyon üyesi göndermediklerini açıkladı. Şahin, özellikle şehit ailelerinin hassasiyetine dikkat çekerek, "Biz, belirsiz bir süreçte karanlığa yürümeyiz. İktidar samimi davranmıyor. Mesele şeffaflıktır. Eğer gerçek amaç toplumla paylaşılır, kamuoyu bilgilendirilir ve toplumsal mutabakat sağlanırsa, şehit ve gazi ailelerimiz de bu sürecin dışında hissetmez. Biz 86 milyonun kabul edebileceği, ayrıştıran değil birleştiren adımlar istiyoruz. Şehit ailelerini düşündüğümüz gibi, sadece bir bölgeye yönelik değil, Türkiye’nin tamamını kapsayan demokratikleşme adımları atılmalıdır. Terörle müzakere devlet eliyle gizli yürütülebilir ama hak ve özgürlükler Meclis'te şeffafça konuşulmalıdır." ifadelerini kullandı.
11. YARGI PAKETİ'NDE NELER KABUL EDİLDİ?

Tüm bu siyasi tartışmaların gölgesinde ilerleyen 11. Yargı Paketi’nin ilk 15 maddesi Komisyon’dan geçti. Kabul edilen maddelere göre; avukatlık disiplin cezaları netleştirildi, nitelikli dolandırıcılık davaları Asliye Ceza Mahkemeleri'ne devredildi ve kısmi akıl hastalığı olan faillere "yüksek güvenlikli hastanelerde zorunlu tedavi" şartı getirildi.
Meclis'te gözler şimdi infaz düzenlemeleri ve "sosyal medya yasaklarını" içeren kritik maddelerin oylamasına çevrildi.