Yabancılar, Türk tahvillerine hücum etti! İşte Türkiye'ye para girişinin perde arkası
Türkiye’nin risk primi yedi yılın en düşük seviyesine inerken yabancı yatırımcıların Türk tahvillerine ilgisi arttı. Ekonomist İris Cibre, enflasyon beklentilerindeki düşüşün hem piyasalarda iyimserliği yükselttiğini hem de banka hisselerindeki hızlı yükselişi tetiklediğini belirtiyor.
Türkiye’nin dış yatırımcı gözündeki riskini gösteren CDS oranı, 2018’den bu yana en düşük seviyesine gerileyerek 235,9 oldu. Ekonomist İris Cibre’nin değerlendirmesine göre bu düşüş, yabancı yatırımcıların yeniden Türkiye’ye ilgi göstermeye başladığını gösteriyor. Cibre, yalnızca bir günde Türkiye’nin tahvil stokunun 600 milyon dolar arttığını belirtiyor. Bu, yabancıların Türkiye’nin borçlanma kağıtlarını satın aldığı anlamına geliyor. Tahvil alımı, devletin borçlanırken ödediği faizin düşmesine yardımcı oluyor ve ekonomiye güven arttığında yabancı ilgisi büyüyor.
BANKA HİSSELERİ SON İKİ HAFTADA YÜZDE 9 YÜKSELDİ

Piyasalarda bu eğilimin bir başka yansıması bankacılık endeksinde görüldü. Son iki haftada banka hisseleri yüzde 9 yükseldi. Cibre, bu hareketliliğin temel sebebinin kasım ve aralık ayına ilişkin düşen enflasyon beklentileri olduğunu söylüyor. Yani piyasalar, fiyat artışlarının yavaşlayacağına inandıkça Türkiye’ye daha fazla para girişi olabileceğini düşünüyor.
FAİZ KONUSUNDA BEKLENTİLER

Ekonomiste göre, Türkiye’de enflasyon uzun vadeli ve istikrarlı biçimde düşüyor olsaydı, yabancı yatırımlar çok daha güçlü şekilde artabilirdi.
Cibre ayrıca faiz konusunda da beklentilerin yükseldiğine dikkat çekiyor. Piyasalar, Merkez Bankasının 150 ila 200 baz puanlık (yani yüzde 1,5 ile 2 arası) ek faiz artışı yapabileceğini fiyatlamaya başladı. Bunun nedeni, ocak ve şubat aylarında enflasyonun yeniden yükselebileceğinin öngörülmesi. Bu durumda Merkez Bankasının mart ayına daha güçlü bir pozisyonla girmek istediği düşünülüyor.
"YABANCI PARA ZORUNLU KARŞILIKLAR DÜŞÜRÜLDÜ"

İris Cibre, X’te yaptığı bir başka değerlendirmede zorunlu karşılık düzenlemelerinin genel yönünü özetledi. Cibre, bankaların yabancı para yükümlülüklerinde, özellikle mevduat tarafında farklı vadelerde 2’şer puanlık indirimler yapıldığını; kıymetli maden hesaplarıyla da aynı seviyeye çekildiğini belirtti. Mevduat dışındaki diğer yükümlülüklerde ise vadelere göre 3 ila 6 puan arasında değişen daha belirgin indirimlerin devreye alındığını söyledi. Bu adımların, bankaların kullandıkları kredilerin vadesini uzatmaya yönelik bir teşvik işlevi gördüğünü ifade etti.
Cibre, düzenlemenin bir diğer boyutunun yurtdışı repo işlemlerinde zorunlu karşılık oranının yüzde 25’e çıkarılması olduğunu aktardı. Bu sayede, döviz fonlarına kıyasla mevduatı, özellikle uzun vadeli döviz mevduatını, daha cazip hale getirme niyeti bulunsa da mevcut düşük getiri seviyelerinin etkisini sınırlayabileceğini dile getirdi. Yurtdışı repoda artan zorunlu karşılık oranının ise off-shore faizleri aşağı çekerek carry trade getirilerini azaltmayı hedeflediğini vurguladı.