Şirketler konkordato kuyruğunda: “Sert krize dönüşebilir”

2025’in ilk 8 ayında konkordato başvuruları, geçen yılın tamamını geçti. Türkiye’de firmalar ekonomik dar boğaz nedeniyle mahkemelere başvuruyor. Bu krizden etkilenen sektörler arasında ise tekstil ve inşaat öne çıkıyor. Uzmanlar bu durumun sert bir krize dönüşebileceği konusunda uyarıyor

Şirketler konkordato kuyruğunda: “Sert krize dönüşebilir”

Artan girdi maliyetleri, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve krediye ulaşımda yaşanan zorluklar, firmaları ödeme güçlüğüyle baş başa bıraktı. Tekstil sektöründe hammadde fiyatlarındaki keskin yükseliş ve iç talepteki daralma, üreticiyi çıkmaza sürüklerken, inşaat sektöründe azalan konut satışları ve yükselen kredi maliyetleri borç yükünü daha da ağırlaştırıyor.

Türkiye genelinde mahkemelere yansıyan konkordato taleplerinin, yalnızca borç yapılandırma arayışından ibaret olmadığı, ekonomik kırılganlığın da somut bir göstergesi olduğu belirtiliyor. Sektör temsilcileri, bu durumun orta ve uzun vadede iş dünyasında sarsıcı bir etki yaratabileceğine dikkat çekiyor.

ŞİRKET KRİZİNDE TEKSTİL VE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÖNE ÇIKIYOR

Sektör temsilcileri, özellikle Anadolu’daki orta ölçekli tekstil atölyeleri ile büyük şehirlerdeki inşaat firmalarının konkordato başvurularında başı çektiğini belirtiyor. Tekstilciler, “İç pazarda alım gücü düştü, ihracatta rekabet kaybettik” derken, müteahhitler, “maliyetler katlandı, satışlar yarıya düştü” sözleriyle durumun zorluğunu özetliyor.

ŞİRKETLER İFLASIN EŞİĞİNDE: KONKORDATO TASDİKLERİ GECİKİYOR

Ekonomik veriler, iflas süreçlerinin hızlandığını, ancak konkordato anlaşmalarının mahkemelerde onaylanma süreçlerinin ciddi şekilde yavaşladığını ortaya koyuyor. Yılın ilk 8 ayında verilen iflas kararları, geçen yılın tamamındaki 132 kararı geride bırakarak yüzde 143 artışla 141’e ulaştı.

Buna karşılık, konkordato projelerinin mahkeme tarafından onaylandığını gösteren tasdik kararları, aynı dönemde yüzde 12 azalarak sadece 61 oldu. Uzmanlar, tasdik sürecinin ortalama 695 gün sürmesinin, alacaklıları ve şirketleri uzun ve belirsiz bir bekleyişe mahkum ettiğini vurguluyor.

Süreçteki bu dengesizlik, borçlarını yapılandırmak isteyen şirketleri zor durumda bırakırken, alacaklılar açısından da tahsilatın gecikmesi riskini artırıyor. Finans çevreleri, sürecin hızlanması ve yasal düzenlemelerle daha şeffaf hâle getirilmesi gerektiğini belirtiyor.

EKONOMİK SIKIŞIKLIK BORÇLARI BÜYÜTÜYOR

Ekonomistler, konkordato başvurularındaki artışın tesadüfi olmadığını vurguluyor. Borç yükü giderek sürdürülemez bir noktaya gelirken, işletmeler kısa vadeli kredilerle ayakta durmaya çalışıyor. Yüksek faiz oranları ve daralan piyasa koşulları, borçları adeta çığ gibi büyütüyor.

Uzmanlara göre, önümüzdeki aylarda konkordato başvurularının artması bekleniyor. Yıl sonuna yaklaşılırken borçların vadesi geldiğinde daha fazla firma sıkışacak ve mahkemelerin iş yükü artacak. Bu dalga yalnızca şirketleri değil, binlerce çalışanın ve tedarik zincirinin geleceğini de doğrudan etkiliyor.

FİNANSAL BASKI KRİZ RİSKİ YARATIYOR: ACİL DÜZENLEME ŞART

Adalet Bakanlığı, İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik öngören bir taslak üzerinde çalışıyor. Taslak, konkordato kurumunu daha etkin hâle getirerek özellikle alacaklıları korumayı amaçlıyor.

Reel sektör temsilcileri, piyasadaki ödeme zincirinin kırılganlığını artıran mevcut yapının acil müdahale gerektirdiğini vurguluyor. Uzmanlar, gerekli düzenlemeler yapılmazsa önümüzdeki dönemde tahsilat sıkıntılarının ciddi bir kriz yaratabileceği uyarısında bulunuyor. Konkordato ve iflas süreçlerindeki hızlı artış, ekonomideki kırılganlığı ve işletmelerin giderek artan finansal baskısını gözler önüne seriyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik gündeminde çözüm bekleyen önemli konuların başında yer alıyor.