"Enflasyon virüs gibidir"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı canlı yayında ekonomi gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında para politikasının yönü, enflasyonla mücadele süreci ve önümüzdeki döneme dair beklentiler öne çıktı.
Karahan, brüt rezervlerde son dönemde 80 milyar doların üzerinde artış yaşandığını belirterek yükselişin büyük ölçüde yurt içi kaynaklardan geldiğini söyledi. Türk lirasına güvenin artmasıyla vatandaşların döviz bozdurduğunu ve bu dövizlerin rezervlerde biriktirilerek Merkez Bankası’nın pozisyonunu güçlendirdiğini ifade etti. Kur Korumalı Mevduat’ta da ciddi bir düşüş kaydedildiğini hatırlatan Karahan, iki yıl önce 140 milyar doları aşan bakiyenin önemli ölçüde gerilediğini aktardı.
TCMB’nin temel önceliğinin dezenflasyon ve fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Karahan, hedeflerinin tek haneli enflasyon ve sonrasında enflasyonu yüzde 5 seviyesinde istikrara kavuşturmak olduğunu söyledi. Enflasyon sürecini “virüs” benzetmesiyle açıklayan Karahan, her ekonomide tedavinin etki hızının farklı olabileceğini ifade etti.
Ekonomide talep koşullarının değiştiğine değinen Karahan, önceki dönemde büyümenin özel tüketim ve ithalata dayandığını, bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti. Mevcut durumda tüketim malları ithalatının düştüğünü, hizmet üretim endeksinin yataya yakın seyrettiğini söyleyerek ekonomide dengelenme olduğunu dile getirdi.

“Hissedilen enflasyon” tartışmalarına da yanıt veren Karahan, vatandaşların özellikle kira ve gıda gibi sık tüketilen kalemlerdeki artışları daha fazla hissettiğini belirtti. Kira enflasyonunun uzun süre yüksek seyrettiğini ancak aylık artışların artık yüzde 4’ün altına indiğini söyledi. Hizmet enflasyonunun da son bir yılda yüzde 70’lerden yüzde 44’e gerilediğini aktardı.
Faiz aktarım mekanizmasına ilişkin Karahan, “Politika faizi düşerse piyasa faizleri otomatik olarak düşer” algısının doğru olmadığını, beklentiler bozulursa piyasa faizlerinin tam tersine yükselebileceğini vurguladı. Son dönemde yapılan indirimlerin ise piyasalara yansıdığını, kredi ve mevduat faizlerinde yaklaşık 11 puan düşüş görüldüğünü ifade etti.
Döviz kuru politikasına ilişkin de net mesaj veren Karahan, “Kurun baskılanması kesinlikle söz konusu değil” dedi. Dövizde bir seviye hedefi bulunmadığını, fiyatlamaların rezerv yapısı ve beklentiler üzerinden şekillendiğini belirtti. Küresel ölçekte altın fiyatlarındaki yükselişin Türkiye’de en az 100 milyar dolarlık servet etkisi yarattığını ve bunun talep üzerinde zaman zaman faiz kararlarından daha güçlü etkiler oluşturduğunu söyledi.
Uzun vadeli kredi faizlerinde belirleyicinin Merkez Bankası kararları değil, enflasyon beklentileri olduğunu vurgulayan Karahan, parasal aktarımın sağlıklı işlediğini ve hem kısa hem orta vadeli göstergelerin dezenflasyon sürecinin devam edeceğine işaret ettiğini belirterek sözlerini tamamladı.