Birleşik Kamu-İş'ten gelir dağılımı alarmı: Milli gelirin yarısı en zengin yüzde 20’de!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun yayımladığı 2026 Bütçe Raporu, Türkiye'deki gelir dağılımı adaletsizliğini ve kamu çalışanlarının durumunu çarpıcı verilerle kamuoyuna sundu.

Birleşik Kamu-İş'ten gelir dağılımı alarmı: Milli gelirin yarısı en zengin yüzde 20’de!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, kamu çalışanlarının ve genel olarak toplumun ekonomik durumuna odaklanan kapsamlı "2026 Bütçe Değerlendirme Raporu"nu yayımladı. Rapor, Meclis'te grubu bulunan tüm siyasi partilere iletilerek, kamu çalışanlarının maaş ve sosyal haklarına yönelik çeşitli yasa değişikliği önerilerini içeriyor. Konfederasyon, raporda Türkiye ekonomisinin temel sorunlarını, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve kamu çalışanlarının açlık-yoksulluk sınırları karşısındaki yetersizliğinine ilişkin çarpıcı verilerle yer veriyor.

MAAŞLAR YOKSULLUK SINIRININ GERİSİNDE KALDI

Raporun en dikkat çekici bölümlerinden biri, kamu çalışanlarının maaşlarının yoksulluk sınırının gerisinde kaldığını içeren veriler oldu. Konfederasyonun hesaplamalarına göre, Ekim 2025 itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 30 bin 327 liraya, yoksulluk sınırı ise 93 bin 697 liraya ulaşmış durumda. Buna karşılık, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre en düşük memur maaşı 50 bin 500 lira seviyesinde kalıyor. Bu durum, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının yalnızca yüzde 54'ünü karşılayabildiğini, yüzde 46'lık bir farkın bulunduğunu gösteriyor. Ortalama memur maaşının yoksulluk sınırını karşılama oranı ise yüzde 61.6 seviyesinde. Raporda, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırını karşılayabilmesi için en az yüzde 85,4, ortalama memur maaşının ise yüzde 63,6 oranında artırılması gerektiği belirtiliyor.

GELİR DAĞILIMINDAKİ BÜYÜYEN ADALETSİZLİK

Raporda, gelir dağılımının daha da bozularak yüksek enflasyon yükünün dar ve sabit gelirliler üzerinde bırakıldığı vurgulanıyor. Resmi hesaplamalara göre en yoksul yüzde 5'lik kesimin, Türkiye'deki yaratılan milli gelirden aldığı pay yüzde 1,1 iken, en zengin yüzde 5'lik kesimin aldığı pay yüzde 22,8'dir. En zengin yüzde 20'lik kesimin milli gelirden aldığı pay ise yüzde 48,1 ile milli gelirin neredeyse yarısını kontrol ettiğini ortaya koyuyor.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, tüketim harcamalarına da yansıyor. En yoksul yüzde 20'lik kesim, tüketim harcamalarının yalnızca yüzde 7,6'sını yaparken, en zengin yüzde 20'lik kesim harcamaların yüzde 38,7'sini gerçekleştiriyor. Konfederasyon, kaynakların büyük bir kısmının teşvik, destek, faiz ve vergi istisnası gibi yollarla zengin kesimlere aktarılmasının, gelir adaletsizliğini beslediğini iddia ediyor.

YÜKSEK İŞSİZLİK VE ENFLASYON VURGUSU

Birleşik Kamu-İş raporunda, 2018'den itibaren uygulanan ekonomi politikalarının eleştirisi yer alıyor. Türkiye'nin 2018-2022 döneminde ortalama yüzde 4,3 büyüdüğü belirtilirken, bu büyümenin yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranları eşliğinde gerçekleştiği ifade ediliyor. Türkiye'nin son üç yılda yüzde 8-10 arasında seyreden işsizlik oranının, dünyanın işsizlik oranı en düşük ülkeleri arasında kalmasına rağmen; tam gün çalışan, güvenceli iş arayanlar dikkate alındığında, gerçek işsizliğin 2025'in ilk çeyreğinde yüzde 32'ye kadar yükseleceği tahmin ediliyor.