Türkiye'nin köklü sanat merkezi Ankara Devlet Tiyatrosu

Türkiye’nin kültür ve sanat hayatında önemli bir yere sahip olan Ankara Devlet Tiyatrosu, 1 Ekim 1949’da perdelerini açarak seyircisiyle buluştu. Kurum, Cumhuriyet’in sanat politikalarının bir yansıması olarak Türk tiyatrosunun gelişiminde öncü rol üstlendi.

Türkiye'nin köklü sanat merkezi Ankara Devlet Tiyatrosu

10 Haziran 1949 tarihinde çıkarılan “Devlet Tiyatro ve Operası’nın Kuruluş Yasası” ile resmileşen süreç, dönemin önemli sanat insanlarından Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarının gayretiyle hayata geçirildi. Böylece Türkiye’nin ilk resmi sanat kurumu unvanını taşıyan Ankara Devlet Tiyatrosu, 1 Ekim 1949’da iki farklı sahnede perde açtı. Küçük Tiyatro’da Cevat Fehmi Başkut’un “Küçük Şehir” adlı eseri, Büyük Tiyatroda ise Johann Wolfgang von Goethe’nin ölümsüz eseri “Faust” seyirciyle buluştu.

SAYISIZ OYUN KAZANDIRDI

Kurulduğu günden bu yana geçen 76 yıl boyunca Ankara Devlet Tiyatrosu, yalnızca Ankara’nın değil tüm Türkiye’nin tiyatro belleğine sayısız eser kazandırdı. Yerli ve yabancı yazarlardan klasikleşmiş oyunlar, çağdaş eserler ve yeni yazarların kaleminden çıkan metinler, yıllar içinde sahnelerde izleyiciyle buluştu. Bu yönüyle kurum, hem seyircinin tiyatroya olan ilgisini canlı tuttu hem de pek çok genç sanatçının yetişmesine katkı sundu.

Bugün Ankara Devlet Tiyatrosu, sezon boyunca sahnelediği çok sayıda oyunla tiyatro severlerin buluşma noktası olmaya devam ediyor. Modern sahne teknolojileriyle donatılmış salonları, farklı yaş gruplarına hitap eden repertuvarı ve klasiklerden çağdaş eserlere uzanan geniş yelpazesiyle kurum, sanatın toplumla bütünleşmesinde köprü görevi görüyor.

OKUL İŞLEVİ GÖRÜYOR

Cumhuriyet’in ilk yıllarında temelleri atılan bu kurum, sadece bir sanat sahnesi olmanın ötesinde, Türkiye’de kültürün gelişimini, sanatsal üretimin çoğalmasını ve tiyatro sevgisinin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan bir okul işlevi görüyor.

Ankara Devlet Tiyatrosu, açıldığı günden bu yana olduğu gibi bugün de perdelerini her sezon heyecanla açarak sanatın birleştirici gücünü izleyicilerle paylaşmayı sürdürüyor.