DMK’dan Çalışma Bakanlığı önünde ‘dilek ağacı’ protestosu! Memurun ve emeklinin sesi Ankara'da yükseldi
DMK, memurun, emeklinin ve kamu çalışanlarının yaşadığı ekonomik güçlükleri görünür kılmak, taleplerini duyurmak amacıyla basın açıklaması düzenledi. TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, artan hayat pahalılığı ve yetersiz maaşlarla mücadele eden milyonlarca vatandaşın sesini duyurduklarını vurguladı.
Devlet Memurları Konfederasyonu (DMK), memurun, emeklinin ve tüm çalışanların duyulmayan sesi olmak amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir araya geldi.
“HAYAT ZORLUĞUNA SES OLMAK İÇİN BURADAYIZ”

Konfederasyon adına basın açıklamasını okuyan TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, “Beslenme çantası boş olan, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenemeyen çocuklarımızın gözlerindeki umutsuzluğuna, geleceğe dair kaygılar taşıyan, karamsarlığa ve depresyona sürüklenen gençlerimizin sessiz haykırışına, evlatlarının geleceği için endişelenen annelerimizin ve babalarımızın derin çaresizliğine, ikinci baharları kara kışa dönen, açlık sınırının altında hayata tutunmaya çalışan milyonlarca emeklimizin, çalışanın ve memurumuzun yaşadığı hayat zorluğuna umut olmak için, itiraz eden ses olmak için birlikteyiz. Gençlerimizin gelecekten korktuğu, hayallerinin ve umutlarının bir bir solduğu, ailelerin çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı bir ülkede, elbette sosyal devletten, adaletten ve refahtan söz etmek mümkün değildir” dedi.
“ALIN TERİMİZİN KARŞILIĞI SİLİNİYOR”
Her gün geçim sıkıntısıyla yüzleşen milyonların sesinin duyulmadığını belirten Demirel, şunları söyledi:
“Her geçen gün artan hayat pahalılığı karşısında, alın terimizin karşılığının eksilmesine, güven olmayan TÜİK rakamları ile maaşlarımızın törpülenmesine, evlatlarımızın beslenme çantasına koyacak bir lokma ekmeği bile düşünerek yaşamak zorunda bırakılan milyonların sessiz çığlığına, kimsenin sesi çıkmazken, herkes sus pus olmuşken, sorumlu olan yetkili parti sendikaları ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum!’ oyununu oynarken… bizler buradayız ve haykırıyoruz: Sesimizi duyan var mı? 3 ay önce memurların ve emeklilerin mali, sosyal, ekonomik ve özlük haklarının belirlenmesi için toplu sözleşme masası kurulmuştur. Memur ve emekli zam oranlarını meclis belirlesin, Hakem heyetine gitmeyin, temsilci göndermeyin, itirazlarına rağmen, kendilerinin bizzat “noter!” diye suçladıkları hakem heyetine bile isteye temsilci göndererek, memur ve emeklilerimize 2026 yılı için toplam yüzde 18 ve 2027 yılı için ise toplam yüzde 9 sadaka zammı verilmesinin iştirakçisi ve suç ortağı olan bu parti sendikalarına üye olup bunlara yetki veren memurlara sesleniyoruz.”
“ENFLASYON FARKI ZAM DEĞİL, KAYBEDİLEN ÜCRETİN İADESİDİR”

Demirel, “Kasım ayı enflasyonu 0,87 olarak açıklandı. Bu rakamlara, bu oranlara inanmak mümkün mü? kesinlikle inanmıyoruz. Görünen o ki, aralık ayı enflasyonuyla birlikte ocak ayında memura ve emekliye yüzde 20 civarı enflasyon farkı verilecek! Enflasyon farkı zam değildir. Enflasyon nedeniyle cebinden eksilen ücretin geri iadesidir. Bu iade ise kimsenin verilerine inanmadığı, güvenmediği, bağımsızlığını kaybetmiş TÜİK’in belirlediği enflasyon oranları kadardır. Yani memleket dahilinde memur, emekli, asgari ücretli, çalışan kim varsa sıfır zam alacaktır. Kiralar olmuş 20-25 bin lira, faturalar 10-15 bin lira, gıda/beslenme 30-35 bin lira. Bunun adı yaşamak mı? Açlık sınırının 30 bin liraya, Yoksulluk sınırının 100 bin liraya yaklaştığı, yoksul olmanın bile lüks sayıldığı, açlık ve yoksulluğun dayatıldığı, ülkenin neredeyse tamamının yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkûm edildiği, temel ihtiyaçları bile karşılamakta zorlanan; anneler, babalar, gençler, emekliler, çocuklarımız adına soruyorum.” dedi.
Hükümetin emeklilere ve gençlere verdiği sözü anımsatan Demirel, “Yine seçimden önce emeklilerimize söz verdiniz. O gün 8 bin lira olan seyyanen zammı emeklilerimize de vereceğinizi söylediniz. Tam 31 ay önce söz verdiniz. Hala bu sözü tutmadınız. Emeklilerimizin hali ortadadır. Açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen emeklilerimize, söz verdiğiniz seyyanen zammı verin! sözünüzü tutun. Ayrıca sözlü sınavı kaldıracağız diye söz verdiniz. 2 buçuk yıl geçti üzerinden, yazılı sınav birincilerini, derece yapan gençlerimizi 3 dakikalık sözlü sınav yapıp elemek kul hakkıdır. Hakikati, adaleti ve vicdanı zedeleyen bir uygulamadır. 3 dakikada kimseyi ölçemezsiniz. Buradan bir defa daha ifade ediyoruz. Sözlü sınav mülakat uygulamalarına son verin” şeklinde konuştu.
“TALEPLERİMİZ NET”
Demirel, taleplerini şu ifadelerle anlattı:
“Yoksulluk sınırının 97 bin 159 liraya ulaştığı bu şartlarda, 23 bin 500 lira ortalama emekli ücreti ile 50 bin 503 lira en düşük memur ücretine itirazımız var. Adalet herkese lazım, her yerde lazım. Bırakın ayırımcılığı. Kadro ve sınıf ayrımcılığı yapılmadan tüm memurlara yüzde 30 refah payı verin, sorun çözülsün. Memur da yararlansın, emekli de yararlansın. Adalet sağlansın. Yarım asırdır çözüm bekleyen yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmasını ve bu kadrolarda görev yapan kamu çalışanlarının eğitimlerine uygun kadrolara atanmasını, emekli ve işçilerimize ödenen ve memurlarımıza ödenmeyen bayram ikramiyesinin kapsamının genişletilerek kamu çalışanlarının da bayram ikramiyesi verilmesini, kademeli emeklilik sisteminin kurulmasını, banka promosyon anlaşmalarının cumhurbaşkanlığınca merkezi yapılması, 3+1 olan sözleşmeli çalışma süresinin 1+1 yıla düşürülmesini, teknik kadro meslek kanununun çıkarılmasını, 10 yıl hizmeti bulunan memurlara kadro ve sınıf ayrımı olmadan yeşil pasaport verilmesini, aşçılarımızın teknik hizmetler sınıfına geçilmesini, Kamuda engelli işçi alım kotasının yüzde 6 ve memur alımında ise yüzde 5’e çıkarılmasını, kamu kurumlarının engelli bireyler ve çalışanlar için ulaşılabilir olması için rampa, ışıklı ve sesli yönlendirme sistemlerin kurulmasını talep ediyoruz.”
Bakanlık binasının önünde bulunan ağacı “memurun ve emeklinin dilek ağacı”na dönüştüren konfederasyon üyeleri, maaşlardan sosyal haklara kadar birçok talebini tek tek not ederek ağacın dallarına astı.