Mahkemeağcin Yeraltı Şehri: Kızılcahamam’ın tarihi hazinesi
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Mahkemeağcin Köyü’nde bulunan yeraltı şehri, 7'nci ve 8'inci yüzyıllardan kalma kilise, manastır ve mağaralarıyla tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Tüf kayalar içinde gizlenmiş bu yerleşim, geçmiş medeniyetlerin izlerini taşıyor.
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine 18 kilometre uzaklıktaki Mahkemeağcin Köyü, adını aldığı yeraltı şehriyle tarihi bir mirası barındırıyor. Çeltikçi yolu üzerinde yer alan bu antik yerleşim, köy merkezinden 3 kilometre yarıçapında mağaralar, kiliseler ve ören yerleri gibi kültürel jeositlerle dikkat çekiyor. İlk Hristiyanların Roma zulmünden kaçarak sığındığı düşünülen Mahkemeağcin Yeraltı Şehri, kolay oyulabilen tüf kayaları ve tarihi yapılarıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyor. İşte bu gizemli yeraltı şehrinin detayları.
TARİHİ MİRAS: İLK HRİSTİYANLARIN SIĞINAĞI

Mahkemeağcin Yeraltı Şehri’nin ilk sakinlerinin, Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçan erken dönem Hristiyanlar olduğu düşünülüyor. Bölgedeki kolay oyulabilen tüf kayalar, savaş ve zulüm dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılmış. 7'nci ve 8'inci yüzyıllardan kalma kilise ve manastır kalıntıları, bu dönemin dini ve sosyal yapısına işaret ediyor. Mağaraların nemli ve gevşek toprak yapısı, mesken ve ibadet alanlarının kolayca oluşturulmasını sağlamış.
KAYA KİLİSELERİ VE HAÇ İŞARETLERİ

Yeraltı şehrinde bulunan kaya kiliseleri, içine haç işaretleri oyulmuş nişleriyle dikkat çekiyor. Bu nişler, erken Hristiyanlık döneminin dini ritüellerini yansıtıyor. Tüf kayalar içindeki kırmızı renkli tabakalar, oksitlenme veya pişme sonucu oluşmuş ve özellikle yağmurlu havalarda belirgin bir renk kontrastı sunuyor. Köy sakinleri, bu yapıların Kapadokya’daki yeraltı şehirlerini andırdığını belirtiyor. Ancak, zamanla çökmeler nedeniyle birçok mağaranın kapandığı ifade ediliyor.
KADIPINARI DÜZLÜĞÜ: TOPLANTI VE İBADET ALANI
Mahkemeağcin Köyü’ndeki Kadıpınarı mevkiinde, 8-10 dönümlük bir düzlük bulunuyor. Bu alanda, 5 metre yüksekliğinde mağaralar ve dış yüzeyde yapılaşma izleri yer alıyor. Düzlüğün, dinsel toplantılar veya vaazlar için kullanıldığı düşünülüyor. Mağaraların dışındaki yapılaşma, sakinlerin artık gizlenme ihtiyacı hissetmediğini gösteriyor. Bu alan, yeraltı şehrinin sosyal ve dini hayatına dair önemli ipuçları sunuyor.Jeolojik Yapı: Tüf ve Volkanik KalıntılarMahkemeağcin Yeraltı Şehri’nin bulunduğu tüf kayalar, yer yer masif ve ince taneli, yer yer de bazalt, andezit, riyolit, cüruf ve pomza parçaları içeriyor. Bu jeolojik yapı, tüfün dayanıklılığını artırarak mağaraların uzun süre ayakta kalmasını sağlamış. Kırmızı renkli tabakalar, bölgenin volkanik geçmişine işaret ediyor ve görsel olarak dikkat çekiyor. Ancak, köy sakinleri, mağaraların bakımsız kaldığını ve çökmeler nedeniyle bazı bölümlerin kapandığını belirtiyor.
TURİZM POTANSİYELİ VE KORUMA ÇAĞRISI

Mahkemeağcin Yeraltı Şehri, tarihi ve jeolojik özellikleriyle turizm açısından büyük bir potansiyel taşıyor. Köy sakinleri, mağaraların ilk kez gören ziyaretçiler tarafından ilgiyle karşılandığını, kayaların evlerle bütünleşmiş yapısının özellikle yoldan geçenleri etkilediğini ifade ediyor. Kızılcahamam Belediye Başkanı Süleyman Acar, bölgede kazı ve restorasyon çalışmalarının başladığını duyurdu. Köylüler, yetkililerden yeraltı şehrinin bakımı ve turizme kazandırılması için gerekli adımların atılmasını bekliyor.
Mahkemeağcin Yeraltı Şehri, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde, erken Hristiyanlık döneminden kalma kiliseleri, manastırları ve mağaralarıyla tarihi bir hazine olarak öne çıkıyor. Tüf kayalar içindeki bu yerleşim, Kapadokya’yı andıran yapısıyla ziyaretçileri geçmişe yolculuğa davet ediyor.