Emekli Kriminal Daire Başkanı İrfan Bayar uyardı: "Genç nüfusumuz uyuşturucu tacirlerinin hedefi"
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığından emekli 1'nci Sınıf Emniyet Müdürü İrfan Bayar, uyuşturucu konusunda anne ve babaları uyardı. Bayar, Polis Teşkilatının 180'nci Kuruluş Yıl Dönümünde anne ve babalara önemli ipuçları verdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığından emekli olan 1'nci Sınıf Emniyet Müdürü İrfan Bayar, uzunca bir süreden beri anne ve babalara madde bağımlılığına karşı uyanık olmaları konusunda konferanslar veriyor. İnsanlık tarihinde hiç olmadığı kadar tehlike içinde olduğumuza dikkat çeken Bayar, “Anne ve babaları işte bu nedenle bilgilendiriyorum” dedi.
Görev yaptığı yıllarda “suç dünyasının korkulu rüyası” olan ve “Üzeyir Garih Cinayeti”ni aydınlatan daire başkanı olarak hafızalarda iz bırakan İrfan Bayar, Polis Teşkilatının Kuruluşunun 180’nci Yıl Dönümünde Yeni Ankara’ya şunları söyledi:
“ÇOK BİLGİ MUTSUZLUK GETİRİR!”
Resmi görevli olarak Hindistan’a gittiğimde Budist rahipler ile görüşmüştüm. Onların ‘Çok bilgi mutsuzluk getirir’ sözlerini unutamadım. Şimdi bu sözlerden yola çıkarak, ülkemiz gençliğinin ne kadar büyük tehlike altında olduğunu görüyorum. Tehlikenin büyüklüğünü de bildiğim için mutlu olamıyorum. Yıllardır gençlerimizin uyuşturucu çukuruna düşmemeleri için anne ve babaları uyarmaya çalışıyorum.

“ÜLKEMİ VE İNSANLARIMIZI ÇOK SEVİYORUM”
Ülkemizde uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı etkin bir süreç yönetilse de anne ve babaların da bu sürece yardımcı olmaları gerekiyor. Aslında ailelere iyilik yaparken, ülkeme hizmet etmeye devam ediyorum. Konferanslarımı da “İyilik yapar gibi görünme, iyilik yap görünme” anlayışı ile sürdürüyorum.
“GENÇ NÜFUSUMUZ, UYUŞTU TACİRLERİNİN HEDEFİ"
Ülkemiz 1980- 90’lı yıllarda transit ülkeydi. Şimdi genç nüfusundan dolayı, uyuşturucu tacirlerinin hedefi haline geldi. Ülkemizde 15-24 yaş gurubunda 13 milyon 654 bin gencimiz yaşıyor. Bu rakam birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazladır. Maddeye başlama yaşı 16 olarak önümüze çıkıyor. Gençlerimizin yüzde 35’i meraktan, yüzde 18’i arkadaş ısrarı ile, yüzde 15-16’sı da özenti ile yüzde 32’si de kişisel nedenlerle bu illete bulaşıyor. Gittiğim her yerde söylüyorum. Bu konuda gençleri özendirmemek lazım.
Dünya ölçeğinde bakıldığında yıllık kara para miktarı 2,4 trilyon dolardır. Bu rakamın içinde 1,3 trilyon doları ise madde bağımlılarının sırtından uyuşturucu tacirlerinin cebine akıyor. Uyuşturucu insanoğlunun yaşamı boyunca asla ihtiyaç duymadığı, alıştığı zaman bırakamadığı bir illettir. Anne ve babalar çocuğunun maddeye başladığını 3-5 yıl geçtikten sonra anlıyor. O zaman da iş işten geçmiş oluyor. Bir ülkenin güvenliği sınırda başlar. Kadını ve çocuğu korumakla devam eder. Bağımlılık devamlı kullanmak değildir. Bağımlılık, bırakamamak anlamına gelir. Bağımlılık, insanı köle haline getirir.
“ANNE VE BABALAR GEÇ ANLIYOR"
Üzülerek söylüyorum; 11 yaşında bir gencimizin madde bağımlılığından ölümü polis kayıtlarına girdi. Türkiye’de maddeye başlama yaşının ortalama 16 olduğunu biliyoruz. 16 yaşında esrar içen, 18 yaşında sürekli olarak kullanmaya başlıyor. 21’ine geldiğinde uyuşturucuya başlıyor. Aile ağır uyuşturucuya başlayan bir genci 21 yaşında fark edebiliyor. Genç bu yaşta da eroin bağımlısı oluyor. Bu dönemde dışarıdan borç alıyor, hırsızlık yapabiliyor. Bu süreçte ailelerin en büyük hatası, “Benim çocuğum asla bunu kullanmaz. Asla bu işe başlamaz” düşüncesinden kaynaklanıyor.
“UYUŞTURUCUYA BAŞLAYAN BİR GENÇTEKİ BELİRTİLER”
Ben konferanslarımda bu konuyu anlatırken “işaret fişekleri” ifadesini kullanıyorum. Öncelikle çok baskı altında olan çocuklar bu kötü alışkanlıklara bulaşabiliyor. Ailelerin çocukları ile ilişkileri kesinlikle uygun bir dozda olmalıdır.
Aileler kendi çocuklarını gözlemlerken şunlara da dikkat etmelidir:
* Sakız çiğneme alışkanlığı olmayan çocuk, son zamanlarda sakız çiğniyorsa (Bazı maddeler çenede kilitlenme, ağızda kuruma yapar)
* Çocuk alışkın olmadığı halde son dönemde gizli ya da açık şekilde “Göz damlası” kullanmaya başlamışsa (Uyuşturucu göz kızarıklığı ve kuruluğu yapar)
* Bir genç eve girerken bol parfümle eve gelirse, bu da işaret fişeğidir. Bu da kokuları kamufle etmeye yönelik bir girişimdir.
* Son zamanlarda yemek yerken, TV izlerken burnunu çekiyorsa (Burnunun aktığını zanneder)
* Huy değişikliği başladıysa, sakin olan çocuk sinirli, sinirli olan çocuk sakin davranıyorsa,
* Daha önce terlemeyen bir çocukta terlemeler görülüyorsa, el ve yüzünde kızarıklıklar gözleniyorsa,
Çocuğun madde kullanmaya başladığının işaretleridir. Acilen uzman desteği alınmalıdır.