Av. Tülay Bekar: “Tarikatlar devlete sızmasaydı, bu karanlık gece olmazdı”
Çalıkuşları Derneği Başkanı olan ve ayrıca şehitler ile ilgili birçok proje yürüten Avukat Tülay Bekar, 15 Temmuz’un yıldönümünde Yeni Ankara’ya yaptığı açıklamada, darbe girişiminin hatırlanması kadar nedenlerine yönelik özeleştirinin de şart olduğunu söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde açıklama yapan Avukat Tülay Bekar, bu tarihin yalnızca anmakla değil, ders çıkarılarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. “Bu tarih, bir tesadüf değildir” diyen Bekar, 15 Temmuz’un, emperyalist odakların Türkiye üzerindeki oyunlarının bir uzantısı olduğunu savundu. Bekar, 15 Temmuz’u Lozan Antlaşması'nın 24 Temmuz’daki yıldönümüne yakınlığıyla ilişkilendirerek, "PKK ve FETÖ gibi yapılara bu tarih boşuna seçtirilmedi" iddiasında bulundu.
“LOZAN, BU MİLLETİN TAPUSUDUR”

Bekar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu anlaşması olan Lozan Antlaşması'nın, Mustafa Kemal Atatürk döneminde her yıl kutlandığını hatırlatarak, bu tarihin yeniden resmî bir bayram olarak ilan edilmesini dile getirerek, “Lozan, bu milletin tapusudur. Emperyalizme karşı verilen büyük mücadelenin hukukla taçlandığı gündür. Bugün yönetenlerden talebim, 24 Temmuz’un ‘Lozan Vatandır’ şiarıyla yeniden bayram olarak kabul edilmesidir” dedi.
“15 TEMMUZ DİRENİŞTİR AMA SORUMLULUK DA VARDIR”
15 Temmuz’un halkın ve güvenlik güçlerinin ortak direnişiyle engellendiğini vurgulayan Bekar, “O gece halkıyla bütünleşen vatansever asker ve polisler, ihaneti durdurdu” dedi. Ancak, bu sürecin arka planında yıllar süren siyasal ihmal ve hatalı tercihlere dikkat çekti. Bekar, “Bu örgütlerin devletin en hassas noktalarına kadar sızabilmesi, uzun yıllar boyunca sürdürülen yanlış siyasetlerin sonucudur. Eğer Atatürk’ün akılcı ve laik devlet anlayışından sapılmasaydı, 15 Temmuz belki de hiç yaşanmazdı" dedi.
“GEÇ KALMADAN ATATÜRK’E DÖNÜN”

Açıklamasının sonunda yöneticilere çağrıda bulunan Bekar, Atatürk’ün ilke ve değerlerinin yeniden rehber alınması gerektiğini belirtti:
“Ben her zaman Atamın ve bayrağımın gölgesindeyim. Gölgesinde huzurla gülümserim. Ey yönetenler, siz de geç kalmadan Atatürk’e dönün. Aksi takdirde bedeli ağır olur. Tıpkı Şehit Özel Harekât Polisi Demet Sezen’in çocuğunun öksüz kalması gibi.”