Ankara'da panik yaratan deli dana hastalığının tedavisi var mı, belirtileri nelerdir?

Ankara'da olası bir vaka ve Bolu'da pozitif test sonucu ile gündeme gelen deli dana hastalığı, Türkiye’deki alarm zillerini çaldırdı. Halk sağlığını yakından ilgilendiren bu nadir hastalık tam olarak nedir, belirtileri neler ve korunmak için nelere dikkat edilmeli? İşte kritik bilgiler...

Ankara'da panik yaratan deli dana hastalığının tedavisi var mı, belirtileri nelerdir?

Son dönemde Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde kaydedilen olası bir vaka ve Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki pozitif test sonucu, Türkiye’de nörolojik hastalıklar alanında dikkatleri varyant Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (vCJD) üzerine çekti. Sığırlarda görülen Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE) ile ilişkili olan bu nadir prion kaynaklı hastalık, beyin dokusunu süngerimsi bir yapıya dönüştürerek maalesef ölümcül seyrediyor. Tıbbi çevreler, vakaların kesin doğrulanması ve hastalığın seyri konusunda gelişmeleri yakından izliyor.

DELİ DANA HASTALIĞINA NE SEBEP OLUR?

Deli dana hastalığına yol açan etken, kendiliğinden çoğalabilen protein partikülleri olan prionlardır. Bu prionlar, virüslerden daha küçük olup, özellikle beyin, kalp ve lenfositler gibi vücut yapılarında bulunur. Normalde düzenli bir yapıya sahip olan prionlar, enfeksiyon sırasında özel bir mekanizmayla anormal hale dönüşür.

Bu anormal prion proteinleri, proteaz adı verilen enzimlere karşı dirençli hale gelir ve beyinde birikim oluşturmaya başlar. Bu birikim, hastalığın nörolojik yıkımına yol açan temel sebeptir.

HASTALIĞIN BAŞLICA BELİRTİLERİ VE İLERLEME SÜRECİ

Deli dana hastalığının en yaygın türü olan Sporadik CJD’de belirtiler hızla kötüleşir ve sinir sistemi birkaç ay içinde etkilenir. Özellikle vCJD türünde ise, hastalığın başlangıcı sıklıkla davranışsal ve duygusal değişikliklerle kendini gösterir:

  • Davranışsal ve duygusal belirtiler: Depresyon, asosyallik, anksiyete, uyku sorunları ve sinirlilik.
  • Nörolojik semptomlar: Denge sorunları, konuşma bozukluğu, uyuşma, iğne batma hissi, baş dönmesi ve görme sorunları.

Hastalık ilerledikçe; fiziksel koordinasyon kaybı, kas seğirmeleri, yutma güçlüğü ile görme ve konuşma kaybı gibi nörolojik belirtiler ile birlikte, hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu ve zihinsel karışıklık gibi psikolojik sorunlar da artış gösterir.

DELİ DANA HASTALIĞI NASIL BULAŞIR VE KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

Bu hastalığın insanlara bulaşması genellikle enfekte sığır etinin (özellikle beyin, omurilik ve sakatat) tüketilmesiyle ilişkilidir. Hastalık, insandan insana günlük temas (dokunma, öksürük) yoluyla bulaşmaz. Ancak nadir durumlarda kan nakli veya kontamine cerrahi aletler yoluyla yayılabilir.

Korunma Yöntemleri:

  • Diyet: Sakatat tüketiminden kaçınılması ve etlerin iyi pişirilmesi önerilir.
  • Devlet tedbirleri: Türkiye'de Sağlık ve Tarım Bakanlıkları, hayvan yemlerine ruminant kökenli protein yasağı getirerek birincil koruma önlemlerini sürdürmektedir.
  • Kişisel dikkat: Şüpheli nörolojik semptomlarda derhal uzman bir doktora başvurmak hayati önem taşır.

TANI VE TEDAVİ SÜRECİNDE SON DURUM

Nörolojik semptomlarla başvuran hastalar, nörologlar tarafından detaylıca muayene edilir. Tanı sürecinde, Parkinson veya Alzheimer gibi diğer sinir sistemi hastalıklarını dışlamak için MRI ve EEG gibi görüntüleme tekniklerinden faydalanılır. Nadir durumlarda ise cerrahi biyopsi ile beyin dokusu incelenmesi tanıya yardımcı olabilir.

Ancak, deli dana hastalığının bilinen kesin bir tedavisi maalesef bulunmamaktadır. Hastalık, dejeneratif bir süreç olup, mevcut yaklaşımlar yalnızca semptomları hafifletmeye odaklanmaktadır. Kas seğirmeleri ve kramplar ağrı kesicilerle kontrol altına alınır ve palyatif bakım (beslenme, hijyen, psikolojik destek) ile hastanın konforu artırılır. Belirtiler başladıktan sonra hastalık hızla ilerler ve ortalama 6 ila 12 ay içinde ölümle sonuçlanır.