Ankara’da Kızılırmak zirvesi! İklim değişikliği ve bozulan ekosistem değerlendirildi

Kırşehirli Dernekler Federasyonu ve Müteşebbis Gelişim Vakfı (MESVAK) iş birliği ile yapılan toplantıda ‘İklim Değişikliğinin Kızılırmak Havzasına Etkileri ve Kırşehir’de Kızılırmak Ekosistemi’ konusu ele alındı. Kızılırmak’ın hayat verdiği Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Aksaray, Çankırı, Çorum, Sinop ve Samsun'un geleceği konuşuldu.

Altındağ’daki Kabakçı Konağında yapılan toplantıya, Kırşehir Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Gökçınar, MESVAK Mütevelli Heyeti Başkanı Kazım Ceylan, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Kılıç, 25, 26 ve 27’nci dönem Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan ve Müteşebbis Gelişim Vakfı Başkanı Nurettin Konaklı katıldı.

MESVAK Akademi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekin’in sunum ve yönetiminde gerçekleşen konferansta söz alan konuşmacılar şöyle konuştu:

Kırşehir Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Gökçınar:
"Bize bu konu geldiğinde çok önemli bir konu olduğunu düşündük. Bu konuyu biraz daha büyütüp Türkiye’nin gündemine taşıyabiliriz. Çünkü çok ilden geçen, Türkiye’den doğup Türkiye’de deniz dökülen bir yer Kızılırmak. Gelecekteki su savaşları yıllarını düşünecek olursak Kızılırmak’ı tüm Türkiye’ye gündem yapıp sonuçlarını, sebeplerini ve çözümlerini yürütmek, anlatmak zorunda olduğumuzu hissediyorum."

MESVAK Mütevelli Heyeti Başkanı Kazım Ceylan:
"Bugün iki kavramı bir araya getiriyoruz. Kırşehir ve Kızılırmak. İnsanlık tarihine baktığımızda ilk insanlar suyun olduğu yerde, bereketli toprakların olduğu yerde ve iklimin ve güvenliğin olduğu yerde yaşamışlar. Kırşehir bu özelliğe sahip. Su berekettir, su güzeldir. Kırşehir medeniyetin de en önemli şehirlerindendir. Önemli şahsiyetler Kırşehir’de yaşamıştır."

Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Kılıç:

“KIZILIRMAK GEÇTİĞİ İLLERE BEREKET VERİYOR”

Kızılırmak’ın geçiş noktaları çok önemli. Sivas’tan Kayseri’ye geliyor, gelirken de Yozgat’tan su alıyor ancak Yozgat bundan istifade edemiyor. Türkiye’den en büyük havza Fırat-Dicle Havzası’dır ancak onlar Türkiye’de doğup Basra Körfezi’ne dökülür. Ama Türkiye içerisinde en büyük havza da Kızılırmak Havzası’dır. O yüzden de içinden geçtiği illere bereket getiriyor.

Kızılırmak nehrini içme suyu olarak kullanma ile ilgili sorun var. İçme suyu standardına uygun değil.

“TÜRKİYE’DE İLK KURAKLAŞACAK YER KONYA, NEVŞEHİR VE KIRŞEHİR”

Bütün dünyada bir sıcaklık artışı var ancak burada talihsizliğimiz Anadolu’da daha çok etkilenmemiz. Türkiye’de ilk kuraklaşacak yer Konya, Nevşehir ve Kırşehir’dir. Bu yıllar da uzak değildir 2060’lı 2070’li yıllarda olacaktır. Çünkü gelen kaynak azalıyor. Yeraltı suları azalıyor. Araştırmalara göre 2060’lı 2070’li yıllarda yağışın yüzde 15 azalması bekleniyor. Kızılırmak Havzası’nın su açığının sürekli olarak görüleceği ve Kızılırmak Havzası’ndaki su açığının en çok olduğu dönemin 60’lı 70’li yıllar arası olacağını söylüyor.

“YENİDEN EYLEM PLANI HAZINLANMASI LAZIM”

Havzanın korunmasında içme suyu koruma planlarının amacı, içme suyu ve kaynaklarının kalitesinin ve miktarının iyileştirilmesi, sürdürülebilir kullanımının sağlanması son derece önemli. Kısa vadede yapılabilecek şeyler; atık su arıtma tesislerinin hızla tamamlanmasına ihtiyaç var. Katı atık yönetim alt yapısının güçlendirilmesi lazım. Orta vadede; kirliliği kontrol etmemiz lazım. Uzun vadede ise entegre havza modelinin uygulanması lazım. Su verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması lazım. İklim değişikliği ve ekosistem dikkate alınarak çevresel sürdürülebilirlik son derece önemlidir. Su kaynaklarının korunması, kirlilikle mücadele edilmesi, toplumsal katılımın artırılmamı yönünde stratejik bir yol haritası sunmak için yeniden eylem planı hazırlanması lazım.

Konuşmaların tamamlanmasının ardından Başkent Ankara Meclisi Başkanı ve 25, 26 ve 27’nci dönem Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan şu değerlendirmeyi yaptı:

“TARIMIN PLANLANMASINA İHTİYAÇ VAR”

Böyle bir toplantıda olduğum için çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Geçmişte Milli Parklar Genel Müdürü’ydüm. Seyfe Gölü konusunda epey çalışmalar yaptık. Ama böyle önemli bir yerin ne hale geldiği ortada. Seyfe gölü kurudu. Vekilliğim döneminde de çok ilgilendim Seyfe Gölü ile. Sulak alanlar kuruyor. Türkiye’de birçok göl kurudu. Bir taraftan da su dengesi bozuldu. Türkiye’de ciddi manada tarımın planlanmasına ihtiyaç var bir yandan. Çiftçiye kuru tarıma teşvik etmek lazım. Seyfe gölü etrafında pancar tarımı yapılıyor, olacak şey değil.