Kaos

Sanki her şeyi daha da zorlaştırıp, içinden çıkılmaz bir hale getirmeye çalışıyor, CHP yönetimi… Attıkları her adım, mevcut bilmem kaç bilinmeyenli denklemi, bir o kadar daha bilinmeyenli hale getiriyor.

Oysa mevcut sorun, çözülmeyecek kadar büyük değil. Asırlık parti, daha önce 37 kez olağan ve 20 kez de olağanüstü şekilde yaptığı kurultayı, 38’inci kez yapıyor.

Buraya kadar bir sorun yok. Fakat CHP, 2023’teki 38. Kurultayını, birilerinin kişisel kariyer hesapları uğruna eline yüzüne bulaştırıyor.

Kongrenin fesada uğratılması için bir yığın yasadışı ve usulsüz iş ve işlemler yapılıyor. Elbette bunlar, mahkeme safahatındaki iddialar. Doğruluğuna mahkeme karar verecek.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15 Eylül’deki duruşmada bir karar verecek. Bu kararın öncesinde, İstanbul İl Kongresi için verilen, o kongrede seçilen yönetimin görevden uzaklaştırılması kararı, 15 Eylül kararı için ciddiye alınması gereken bir işaret fişeği oldu.

Normal şartlarda, böylesine bir davaya muhatap olan ciddi bir partinin, hukuka uygun hareket ederek, mahkeme sonucunu sükûnetle takip etmesi beklenir.

YARGIYA KARŞI ÖN ALMA KURNAZLIĞI

Maalesef bugünkü ‘hormonlanmış’ CHP’de işler böyle yürümüyor.

Bir kez daha ve basitçe özetleyelim:

CHP, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde, 38. Olağan Kurultayını yapıyor. Kurultayda, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi kaybediyor; Ekrem İmamoğlu vesayetinde Özgür Özel ve ekibi kazanıyor.

Kaybeden taraftan çok sayıda delege, mahkemeye başvurarak, kongrede delegelerin iradesinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynaklarından karşılanan bazı maddî menfaatlerle fesada uğratıldığını ve kurultay sürecinde bazı usulsüz işlemler yapıldığını iddia ediyor.

Yargı, iddiaları ciddiye alıyor ve kurultayın iptali için dava açılıyor.

Bu arada, Ekrem İmamoğlu’nun başında bulunduğu bir yapılanmanın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden birçok yolsuzluk, rüşvet, irtikâp ve teröre finansman sağladığına dair soruşturmalar başlatılıyor.

Elde edilen bilgi, belge, delil, tanık ifadeleri ve itiraflar kapsamında, Ekrem İmamoğlu ve yakın ekibinin yargı karşısına çıkarılacağı aşikâr oluyor.

CHP, ufukta görünen yolsuzluk soruşturması ve muhtemel tutuklamaya karşı ön almak amacıyla, henüz ortada olmayan Cumhurbaşkanlığı seçimi için, 23 Mart 2025’te gayri resmî ve gayri meşru bir aday belirleme önseçimi yapıyor. Tek aday olarak dayatılan Ekrem İmamoğlu, bilmem kaç milyon oyla, 2028’de yapılacak seçim için CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ilan ediliyor.

KURNAZLIK HER ZAMAN İŞ GÖRMEZ

Fakat bu anlamsız önseçimden 4 gün önce, 19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu ve yakın ekibi, yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınıyor. Tutuklama kararı ise, yasadışı önseçimin yapıldığı 23 Mart 2025’te geliyor.

Bunun üzerine CHP apar topar, 21. Olağanüstü Kurultayın 6 Nisan 2025 toplanması kararını alıyor. Eşzamanlı olarak, İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı sokak eylemlerini ve yasadığı bazı girişimleri başlatıyor. Genel Başkan Özgür Özel de, Silivri’de tutuklu olan Ekrem İmamoğlu’yu her ziyaretinden sonra dozunu daha da artırdığı sert açıklamalar yapıyor; savcı ve hâkimlere hakaret ve tehditler yağdırıyor; siyasî iktidarı CHP’ye karşı komplo kurmakla suçluyor.

Elbette ‘kem aletle kemalat olmaz’. Sokak hareketleriyle de yargı baskı altına alınamaz. Nitekim alınamıyor. Tutuklamalardan sonra itiraflar çorap söküğü gibi geliyor. Tutuklu yargılanan 150’ye yakın zanlının 70 kadarı itirafçı oluyor. İtirafçıların büyük çoğunluğu, İmamoğlu’nun yakın çalışma arkadaşları, üst düzey bürokratlar, parti ileri gelenleri ve İmamoğlu yönetiminden yüksek miktarlı ihaleler alan işadamlarından oluşuyor.

CHP yönetimi, ortalığa saçılan sayısız belge, kanıt, MASAK raporu, sadece 4’ü gizli olan düzinelerce tanık ve nihayet onca itirafçıya rağmen, yürütülen soruşturmanın ‘içi boş ve siyasî amaçlı’ olduğunu iddia ederek, tabanını ve kendisine bağlı Saraçhane Medyasını yönlendirmeye çalışıyor.

PERŞEMBENİN GELİŞİ

Derken, İstanbul İl Kongresinin iptali için açılan davada, mahkeme 2 Eylül 2025’de bir ara karar vererek, anılan kongrede seçilen yönetim ve üst kurul delegelerini görevden uzaklaştırıyor.

Genel Başkan Özgür Özel, İstanbul için kayyum atanan Gürsel Tekin’in CHP’den ihraç edildiğini açıklıyor. Fakat dakikalar sonra ‘o işin öyle olmayacağı’ anlaşılıyor. Zira ihraç için bazı süreçler gerekiyor. Ki, o süreçler en az 1 ay sürer. Yani Özgür Özel bir kez daha baltayı taşa vuruyor.

Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. İstanbul’daki mahkeme kararı, kuvvetle muhtemeldir ki 15 Eylül’de yapılacak olan 38. Kurultayın iptali davasında emsal olacak. Mahkemeden ‘mutlak butlan’ kararı çıkması halinde, CHP’de her şey 4 Kasım 2023’ten öncesine dönecek. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olduğu döneme…

Özgür Özel ve CHP yönetimi, mutlak butlan kararı endişesiyle, ellerinin altındaki bütün tuşlara aynı anda basıyor ve meseleyi tam bir kaosa sürüklüyor.

Buyurun 22. Olağanüstü Kurultaya

Peki, 15 Eylül’de mahkemeden iptal kararı çıkarsa ne olacak?

HUKUKSUZLUK DİZ BOYU

Gerek Siyasî Partiler Kanunu, gerekse CHP Tüzüğü, 22. Olağanüstü Kurultayın 21 Eylül’de yapılmasına imkân vermiyor. Çünkü olağanüstü kurultay çağrısının yapılması, imzaların toplanması, sonrasında geçmesi gereken süreler filan derken, bu işler o kadar kolay ve hızlı olamıyor.

Tüm bu tuhaf ve sıkıntılı süreçler ilerlerken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eline mikrofonu her alışında ‘mahkeme kararını tanımadıklarını’ söylüyor. Marjinal bir parti başkanının söyleyebileceği bu sözler, Anamuhalefet Partisi’ne uymuyor.

Diğer taraftan CHP, ‘tanımadığını’ ileri sürdüğü mahkeme kararı için itiraz süreçlerini işletiyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Özetle, CHP hukukî ve siyasî bakımdan tam bir kaosa sürükleniyor. Bu sürüklemeyi de bizzat Ekrem İmamoğlu-Özgür Özel ikilisi yapıyor. 15 Eylül’de mutlak butlan kararı çıkması halinde, kaos daha da derinleşecek.

Tüm bu olup bitenler, CHP’nin kendi içindeki iktidar kavgasından kaynaklanıyor olsa da Türk siyasetine irtifa kaybettiriyor; siyasî atmosferi kirletiyor, zehirliyor.

Yazık ki, CHP gibi bir Anamuhalefet Partisi’nin varlığı, Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin kötü kaderi. Katlanmaktan başka yapılacak bir şey de yok.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nihat Kaşıkcı Diğer Yazıları