Atatürk kahin miydi?

Toprakların örtemeyeceği, çamurların yapışıp kirletemeyeceği bir kişilik ve akıl yatıyor Anadolu’nun bağrı Ankara’da. Ne yaptıklarını unutturabildi ne de öngörülerini örtebiliyorlar.

İki cümlesi ki Dünya Şampiyonu Muhammed Ali’nin yumruğunu yemişiz de 20 dakika ayılana kadar boşluğa baktıran, sersemleten laflar.

Yaptığı her işte olmazları olduran, kördüğümleri çözen nükleer aklı, bir kahin keskinliğindeki öngörülerini de barındırıyordu. İkinci dünya savaşının çıkacağı, kimin kazanacağı, sonra nasıl bir küresel sistem kurulacağına dair görüşleri paylaşılıyor, tartışılıyordu kamuoyunda.

Ancak bu iki cümle, zihin teleskopunun daha ne kadar ileriyi görebildiğini tescillerken hem de bir yabancı tarafından tespit edilmiş olması, kendi kendimize övünme bahanesini alırdı onu unutturmaya ve düşüncelerini örtmeye çalışanların elinden.

NE KADAR UZUN SOLUKLU BİR DEVLET TASARLAMIŞ

Birkaç defa karşılaşıp sohbet etme fırsatı bulan Fransız gazeteci Marcel Sauvage, Ata'nın ölümünden bir gün sonra 11 Kasım'da Fransız İntransigeant Gazetesi'ni kaplayan haber ve makaleler yanında ‘Atatürk’ü Nasıl Tanıdım’ başlıklı bir yazı kaleme alır (*).

Övgülerini gizleyemeyen uzun yazının içinde, o görüşmelerden birinde, söylenen şu iki cümle dökülür Ata’nın ağzından:

Çok büyük milletlere ait küçük ülkeler vardır. İstikbal, diğerlerinden ziyade işte bu milletlerindir.

Etrafı çok lafla doldurulmamalı aslında, bu iki cümle, tekrar tekrar okunmalı. O gün içeride ve dışarıda bu cümlelerin ağırlığı ve derinliğini anlayacak ufku olan kimse var mıydı acaba? Anlayabilen rakiplerin ensesinden, soğuk terler boşalmıştır ancak.

90 yıl sonra bugün anca anlayabiliriz belki iki cümleye sığmış bu kahinvari öngörüyü. Bu aklın sahibi de kurduğu devlet de ne kadar uzun soluklu tasarlanmış belki biraz anlayabiliriz.

KİMDİR BU BÜYÜK MİLLET?

Açın haritayı bir bakın bakalım, büyük milletler kimdir ve onun küçük ülkeleri hangileridir?

Tarihten hangi millet çıkarılınca tarih kalmıyor.

Son 20 yıldır adeta fışkıran arkeolojik bulgularla çarpıtılmış tarihimiz yeniden yazılıyor. Onu çarpıtsa genetik bilimi çıkıyor karşılarına, keyfince tarih yazımı buraya kadar, kaçacak yeri kalmadı sahtekarların.

Düne kadar kardeşliği unutturulan Macaristan, Türk Devletleri Teşkilatı’na niye dahil edilmiştir? Aklınızdan geçmeyecek daha birçok ülkenin temeli ve kültüründe döşeli taşlarımız, dedikoduyla sulandırılamayacak artık, çok uzun sürmeden öğreneceğiz bir bir.

Durup dururken mi çıktı ‘Türk’e dönüşecek ‘Türkiye Yüzyılı’ kavramı ve hedefi? Bizden önce el alemin gerçekleri kabullenen düşünürleri, ekonomistleri, akademisyenleri yazdı gidişatın varacağı durumu.

KAHİNDEN ÖTESİN

Türk devlet düşüncesi, töresi ve derinliği ile bir zeytin ağacıdır. Darbelerle dallarını keserler, kundaklayıp yakarlar, dibine zehirli fikirlerin ölümcül asitleri akıtılır. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti ile özünden yeni filiz veren zeytin ağacını, devlet ve milletini yeşertmiştir.

Kahin görür ama yapamaz. Sen, sonunu bilerek ve görerek yapmışsın. Kahinden ötesin.

O gün mazlum ülkelere örnek olduğun gibi, küresel vicdanı bir kez daha yeşertecek ümit veren filizin.

Daha ne kadar ileriyi görerek yaptın acaba planı, bir 90 yıl daha yaşasak hangi iki cümlen çıkacak dip köşelerden. Tarihine yakışır önderliğin, kahinden öte görüşünle yerinden kımıldatılamaz kilit taşımızsın. Aklımızda, gönlümüzde, ebediyen sabit yerinle.

* Bilal Şimşir'in, 'Atatürk'ün Hastalığı' kitabından.. s.123-124

Türk Tarih Kurumu Yayını - TTK, TDK ve Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Kızılay Bayındır 1 Sokak, 24 numarada e-satışı da var.

SON DAKİKA HABERLERİ

Ali İnandım Diğer Yazıları