Tarladaki ilaçtan sofradaki yemeğe uzanan görünmez yolculuk: Pestisit

Tarımda yaygın kullanılan pestisitler, yanlış uygulandığında tarladan sofraya uzanan görünmez bir risk zinciri oluşturuyor. Doz aşımı ve denetim eksikliği, hem toprağı hem de insan sağlığını yıllar içinde sessizce tehdit ediyor.

Türkiye’nin dört bir yanında kullanılan tarım ilaçları (pestisitler) sebze ve meyveyi böcekten, hastalıktan, yabani ottan korumak için tarlaya sıkılan kimyasallar. Çiftçinin ürünü kurtarma çabası olarak başlayan bu işlem, doğru kullanılmadığında hem toprağa hem suya hem de insan sağlığına ciddi zarar veriyor.

PESTİSİT TAM OLARAK NE?

Tarlada böcek varsa böcek ilacı, ot varsa ot ilacı, mantar hastalığı varsa mantar ilacı kullanılır. Bunların hepsine birden “pestisit” deniyor. Yani pestisit bir marka ya da tek bir madde değil, tarımsal zararlıları öldüren kimyasalların genel adı.

NEDEN KULLANILIYOR?

Çiftçi ürünü kurtarmak istiyor. Kurdu, böceği, mantarı ürünlerinden uzak tutmak için ilaç kullanıyor. Aksi halde mahsul yanabilir, çürüyebilir, verim düşebilir. Yani pestisit görmek çoğu zaman çaresizliğin değil, tarımsal rutinin sonucu.

PESTİSİTİN ZARARI NEREDE BAŞLIYOR?

Pestisitin zararı, doz aşımıyla birlikte başlıyor. Bir tarlaya gereğinden fazla ilaç sıkıldığında sebze-meyvenin kabuğunda kalıntı kalıyor. O kalıntı yıkamakla tam olarak çıkmayabiliyor. İnsan vücudunda yıllar içinde birikerek etki edebiliyor. Toprak ve yeraltı suyu kirleniyor. Hatta arılar, kelebekler gibi yararlı canlılar bile bundan zarar görüyor. Kısacası kontrolsüz kullanılan ilaç, çiftçinin eli kolu olsa da fazla kullanım hem ürünü hem insanı zehirleyebiliyor.

İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ NELER?

Pestisit kalıntısı yüksek ürünlerin uzun süre tüketilmesi kanser riskini artırabiliyor, hormonsal sistemi bozabiliyor, çocuklarda gelişim sorunlarına yol açabiliyor. Yani zarar bir anda ortaya çıkmıyor, yavaş yavaş ve sinsice ilerleyerek ciddi bir probleme dönüşüyor.

EN ÇOK HATA NEREDE YAPILIYOR?

Kritik nokta hasat süresi. Çiftçi ürünü ilaçladıktan sonra kaç gün beklemesi gerektiğini biliyor ama bazıları erkenden topluyor. Pestisit henüz çözünmeden ürün pazara çıkıyor. Asıl risk de buradan geliyor.

TÜKETİCİ NELERE DİKKAT ETMELİ?

Halkın pestisitli ürünlere karşı gücü sınırlı olsa da bundan korunmanın bazı yöntemleri var. Ürünleri bol suyla yıkamak bunların başında geliyor. Kabuğu yenilebilen ürünlerde bile kabuğu soyarak tüketmek önemli bir başka konu. Pazarda “mevsiminde ve yerelde” olanı tercih etmek dikkat edilecek farklı bir başlık ve son olarak fiyatı aşırı düşük olan ürünlere şüpheyle yaklaşmak. Bu yöntemlerle sorun tamamen ortadan kalkmasa da risk en aza indirgenebilir.

Sonuç olarak pestisit, doğru kullanıldığında çiftçinin yardımcısı ancak yanlış kullanıldığında görünmez bir tehlike. Toprağın bereketiyle insan sağlığı arasındaki çizgi çok ince. Çünkü sofraya gelen bir domatesin hikâyesi tarlada başlıyor ve kullanılan her damla kimyasal, o hikâyenin kaderini belirliyor.

İZLENEBİLİRLİK SAĞLANMALI, TÜKETİCİNİN BİLİNÇ DÜZEYİ ARTIRILMALI

Gıda Mühendisi Gamze Kozanlı da gıda güvenliği konusunda devlet politikalarında atılması gereken en acil adımın izlenebilirlik olduğuna dikkat çekiyor.

Ürünlerin ham maddeden sofraya gelinceye kadarki tüm süreçte izlenebilirliğin sağlanmasının elzem olduğunu vurgulayan Kozanlı, "Özellikle tarımda pestisit kısmı incelenmeli, bu konuda üreticinin ve tüketicinin bilinç düzeyi artırılmalı." dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber