İki ülke sözleşmeyi yırttı! İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek devletin sorumluluğunu bitirir mi?

Kadın hakları için tarihi öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin ardından Letonya da çekildi. Kadın örgütleri, “Sözleşmeden çekilmek, devletin kadınları koruma sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” uyarısında bulundu.

Avrupa genelinde kadın hakları için dönüm noktası olan İstanbul Sözleşmesi, peş peşe gelen çekilme kararlarıyla sarsılıyor. Türkiye'nin Mart 2021'de, resmileştirdiği sözleşmeden ayrılma süreci, şimdi Letonya'nın 4 Kasım'da aldığı kararla yeni bir boyut kazandı. Kadın örgütleri, "Bu bir geriye gidiş değil, kadın cinayetlerini meşrulaştırmak!" diye haykırarak protesto dalgası başlattı.

"YÜKÜMLÜLÜKLER, SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEKLE ORTADAN KALDIRILAMAZ"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin devletlerin insan hakları sorumluluklarını ortadan kaldırmadığını vurguladı. Platformun açıklamasında, “İstanbul Sözleşmesi’nden doğan yükümlülükler insan haklarına ilişkindir ve evrensel nitelik taşır, sözleşmeden çekilmekle ortadan kaldırılamaz” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, Türkiye, Letonya ve diğer ülkelerde devlet adına görev yapan tüm yetkililerin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddeti önlemek ve kadınların yaşam hakkını korumakla yükümlü oldukları hatırlatıldı. Platform, bu yükümlülüklerin sözleşmeden imza çekilmesiyle ortadan kalkmayacağının altını çizdi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, devletleri kadınların yaşam hakkını güvence altına almak için tüm koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirmeye çağırdı.

TÜRKİYE, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN NEDEN ÇEKİLDİ?

Türkiye, 2021'de ilk kez sözleşmeden çekilen ülke oldu. Bu karar, Türkiye'de kadın örgütlerini ayağa kaldırdı. Kadın örgütleri, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok noktada kitlesel yürüyüşler düzenledi. Sokaklar "İstanbul Sözleşmesi yaşatır!" sloganları ile yankılanırkeni, o slogan sosyal medyada etiket olarak milyonlara ulaştı.

Türkiye'nin Cumhurbaşkanı kararı ile 20 Mart 2021’de çekildiği sözleşmeye resmî gerekçe olarak, sözleşmenin “Türk aile yapısına uygun olmadığı” ve “toplumsal cinsiyet kavramının yanlış yorumlandığı” ileri sürüldü. Ancak kadın örgütleri ve hukukçular, bu gerekçelerin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, asıl amacın kadınları şiddetten koruyan yasal mekanizmaları zayıflatmak olduğunu savundu. Çekilme kararında, muhafazakâr çevrelerin “sözleşme LGBTİ+ haklarını teşvik ediyor” iddiası da etkili oldu. Ancak kadın örgütleri ve muhalefet, İstanbul Sözleşmesi’nin temel amacının, kadına yönelik şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak üzerine kurulu olduğunun altını çiziyordu. Türkiye’nin 2011’de ilk imzacısı olduğu sözleşmeden tek taraflı olarak ayrılması, hem ulusal hem uluslararası düzeyde tepki çekti.

LETONYA'DA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLDİ

Letonya Parlamentosu (Saeima), 4 Kasım'da oy çokluğuyla İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı aldı. Başbakan Evika Siliņa, "Sözleşme, Letonya'nın ulusal yasalarıyla uyumsuz ve gereksiz yük getiriyor" açıklamasında bulundu. Karar, muhafazakar Evanjelik partilerin baskısıyla alındı; sözleşmenin "cinsiyet ideolojisi" içerdiği iddiası öne sürüldü. Çekilme, 2026 Ocak'ta yürürlüğe girecek.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber