Türkiye’nin ilk “İklim Kanunu” yürürlükte: "Özgürlükleri kısıtlamıyor, refahı önceliyor"
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, iklim değişikliğiyle mücadelede çok paydaşlı bir uygulama modeli öngörüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, yasayı değerlendirdi.
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu, 2 Temmuz 2025’te TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve 9 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, kanunun içeriğine ilişkin açıklamalarda bulunarak, yasanın bireysel özgürlükleri sınırlandırmadan çevresel ve toplumsal faydayı hedeflediğini belirtti.
“TÜRKİYE’NİN KOŞULLARI GÖZETİLEREK HAZIRLANDI”
Halil Hasar, kanunun hazırlanış sürecinde Türkiye’nin tarihsel sorumlulukları ile mevcut çevresel, ekonomik ve sosyal koşulların dikkate alındığını ifade etti. Hasar’a göre, İklim Kanunu’nda tarım, hayvancılık, su kaynakları ve iklim adaleti gibi başlıklar öncelikli olarak ele alındığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kanunu “yerli ve milli” olarak tanımladığına da atıfta bulundu.
ELEŞTİRİLER VE İÇERİK ÜZERİNE AÇIKLAMALAR
İklim Kanunu hakkında kamuoyunda oluşan bazı eleştirilerin, içeriğinden çok ismine yönelik olduğunu belirten Hasar, yasanın bireysel yaşam tarzlarını doğrudan etkileyen ya da cezalandırıcı nitelikte hükümler içermediğini söyledi. Hasar, “Kanun, toplumsal refahı koruma amacını taşırken bireysel özgürlükleri kısıtlayan bir yaklaşım benimsemiyor” dedi.
SANAYİ DÜZENLEMELERİ VE KARBON MEKANİZMALARI
Kanun kapsamında sanayi sektörüne yönelik getirilen düzenlemeler de tartışma konusu oldu.
Hasar, "Burada farklı bir ekonomik düzen söz konusu. Artık ihracatınızı doğrudan etkileyecek mekanizmalar var. Önlem almadığınız takdirde, gün gelecek burada ürettiğiniz bir malı ihraç edemeyecek hale gelebilirsiniz. Bu nedenle sanayi için getirilen düzenlemeler, önleyici ve yol gösterici nitelikte. Türkiye tamamen uluslararası ticarete yönelen ve ekonomik, teknolojik, finansal anlamda büyüme hedefleri olan bir ülke. Böyle bir durumda sınırda karbon düzenleme mekanizmalarından uzak durmak ve görmezden gelmek doğru değil." dedi.
UYGULAMA ÇOK PAYDAŞLI YAPIYLA YÜRÜTÜLECEK
İklim Kanunu’nun uygulanmasında, koordinasyonun İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yürütüleceği, ancak ilgili tüm kamu kurumlarının sorumluluk üstleneceği belirtildi. Böylelikle çok paydaşlı bir yönetim modelinin hayata geçirilmesi planlanıyor.
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu, çevresel sürdürülebilirliği teşvik etme amacıyla yürürlüğe girmiş bulunuyor. Kanun, bireylerden sanayi kuruluşlarına kadar geniş bir etki alanına sahip olmakla birlikte, uygulamada detayların ve kurumlar arası koordinasyonun belirleyici olacağı ifade ediliyor. Kanunun etkilerinin orta ve uzun vadede daha net görülmesi bekleniyor.