Reflü ve mide fıtığı vakalarında endişe veren artış! Belirtilere dikkat
Türkiye’de reflü ve mide fıtığı vakalarının görülme sıklığı son yıllarda ciddi oranda arttı. Uzmanlar, bu hastalıkların yalnızca mide yanmasıyla sınırlı kalmadığını, boğazda takılma hissinden ses kısıklığına kadar uzanan çok sayıda atipik belirtiyle kendini gösterebildiğini vurguladı.
Mide fıtığı (hiatal herni) ve gastroözofageal reflü (GERD), yaşam kalitesini en çok etkileyen sindirim sistemi rahatsızlıklarının başında geliyor. Uzmanlara göre, bu hastalıkların görülme sıklığı obezite, hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme alışkanlıklarının artmasıyla son 20 yılda 2-3 kat yükseldi.
REFLÜ TÜRKİYE’DE HER 5 KİŞİDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Uzmanlar, reflü hastalığının Türkiye’de erişkin nüfusta yüzde 15-20 arasında bir yaygınlığa ulaştığını belirtirken, mide fıtığının ise genel toplumda yüzde 10-20 arasında görüldüğünü; bu oranın 60 yaş üstü bireylerde yüzde 50’ye kadar çıkabildiğini açıkladı.
YANMA YOKSA REFLÜ YOK SANILMASIN
Uzmanlara göre, birçok hasta reflünün yalnızca mide yanması veya ağıza acı su gelmesi gibi klasik belirtilerle ortaya çıktığını düşünüyor. Oysa kronik öksürük, ses kısıklığı, diş çürükleri ve boğazda takılma hissi gibi atipik belirtiler de reflünün önemli işaretleri arasında yer alıyor. Bu belirtilerin göz ardı edilmesi, tanının gecikmesine ve hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor.
TEHLİKE ALARMI
Tanıda hastanın öyküsünün büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, özellikle yutma güçlüğü, kilo kaybı, mide kanaması veya kansızlık gibi “alarm semptomları” bulunan hastalarda endoskopinin vakit kaybetmeden yapılması gerektiğini vurguladı.
Reflü tedavisinde sıkça kullanılan proton pompa inhibitörlerinin (PPİ) kısa vadede güvenli olduğu ancak uzun süreli kullanımda bazı riskler taşıdığına da dikkat çekildi. B12, magnezyum ve kalsiyum eksiklikleri, osteoporoz, böbrek sorunları ve bağırsak enfeksiyonları bu riskler arasında sıralanırken; son dönemde kalp-damar hastalıkları ve demans ile olası bağlantılar üzerine de araştırmalar sürüyor.
CERRAHİSİZ ÇÖZÜM YOLDA!
Geleneksel cerrahi müdahalelere alternatif olarak geliştirilen endoskopik yöntemler reflü hastaları için yeni bir umut kapısı aralıyor.
Henüz standart tedavi olarak kabul edilmeyen bu yöntemlerin, seçilmiş hastalarda oldukça başarılı sonuçlar verebildiğini belirten uzmanlar, gelecekte bu tekniklerin daha yaygın ve erişilebilir hale gelmesini beklediklerini ifade etti.
Uzmanlar, reflü gibi kronik hastalıkların yönetiminde geleceğin daha az invaziv, cerrahi dışı ve ilaçsız tedavi yöntemlerine doğru kaydığını belirterek şu uyarıyı yaptı:
“Uzun süreli ilaç kullanımının doğurabileceği sağlık riskleri arttıkça, endoskopik yöntemlerin standart tedavi seçenekleri arasına girmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu sürece hem hekimlerin hem hastaların hazır olması gerekiyor.”