Lösemi artık korkutucu bir hastalık değil!

Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla açıklamada bulunan uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekerek, “Lösemi artık tedavi edilebilen bir hastalık. Zamanında fark edilirse, her çocuğun yeniden hayata tutunması mümkün” mesajını verdi.

2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan uzmanlar, löseminin artık eskisi kadar korkutucu bir hastalık olmadığını, tıptaki gelişmeler ve yenilikçi tedavi yöntemleri sayesinde hastaların büyük kısmının tamamen iyileşebildiğini belirtti.

Uzmanlar, löseminin kemik iliğinde kan hücrelerinin üretiminden sorumlu kök hücrelerde meydana gelen genetik değişimlerle oluştuğunu ifade ederek, “Bu mutasyonlar hücrelerin ölümsüzleşmesine neden oluyor ve kemik iliğini istila ediyor. Normal hücreler yerine işlevsiz milyonlarca hücre üretiliyor, bu da löseminin klinik tablosunu oluşturuyor” dedi.

Uzmanlar, löseminin en sık 2-5 yaş arası çocuklarda görüldüğünü belirterek, “Ateş, kemik ağrısı, kilo kaybı, boyunda şişlik, morluk, burun kanaması, diş eti kanaması, halsizlik ve solgunluk gibi belirtiler löseminin habercisi olabilir. Bu tür şikayetleri olan çocuklar mutlaka bir uzmana götürülmeli” uyarısında bulundu.

“TEDAVİDE BAŞARI ORANI YÜZDE 90’A ÇIKTI”

Uzmanlar, lösemide geçmişe oranla tedavi başarısının büyük oranda arttığını vurgulayarak şu bilgileri paylaştı:

“Lösemiler eskiden korkutucu kanserler grubundaydı. Ancak bugün gelişen teknoloji, hedefe yönelik ilaçlar ve destekleyici tedaviler sayesinde hastaların yaklaşık yüzde 90’ı tamamen iyileşme şansına sahip. Elbette yüzde 10’luk bir hasta grubunda tedaviye direnç görülebiliyor, ancak bu hastalar için de yenilikçi tedavi yöntemleri üzerinde çalışıyoruz.”

Tanı sürecinde hastanın öyküsü, fizik muayene, kan ve kemik iliği tahlillerinin büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, her hastaya aynı tedavinin uygulanmadığını, düşük, orta ve yüksek risk gruplarına göre kişiye özel bir planlama yapıldığını söyledi.

“SADECE TIBBİ DEĞİL, PSİKOLOJİK DESTEK DE ŞART”

Lösemi tedavisinin yaklaşık iki yıl sürdüğünü hatırlatan uzmanlar, sadece medikal tedavinin yeterli olmadığını, hastaların ve ailelerinin psikolojik ve sosyal açıdan da desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber