Gençler dikkat! Sosyal medya, gerçek ile kurgu ayrımını yapmanızı güçleştiriyor

Ankaralı Psikolog Sera Aydaş, sosyal medyanın gençler üzerinde olumsuz iz bıraktığına dikkat çekerek "Gençler sürekli olarak dijital platformdalar ve çoğunlukla bu kurgulanmış, filtrelenmiş dediğimiz ideal hayatlarla karşılaşıyorlar. Bu yüzden gerçek ile kurgu ayrımı yapmakta zorlanıyorlar" dedi.

Hobi edinmenin ve sosyalleşmenin, olumsuz etkiyi azaltabileceğine dikkat çeken Psikolog Sera Aydaş, Yeni Ankara muhabirine şöyle konuştu:

"GENÇLER YETERSİZLİK VE DEĞERSİZLİK DUYGULARI BESLEMEYE BAŞLIYORLAR"

Gelecek kaygısı; gençlerin eğitim hayatında motivasyon düşüklüğü, erteleme davranışları, konsantrasyon problemiyle kendini belli edebiliyor. Aslında eğitim sadece akademik başarı değil. Aynı zamanda bu özgüvenin, öz düzenlemenin, hedef belirlemenin geliştiği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu belirsizlik duygusu ağır bastığında gençler 'zaten işe yaramayacak' düşüncesiyle çaba göstermeyi bırakabiliyorlar. Sosyal hayatta ise gençler özellikle de sosyal medyanın etkisiyle bir baskı altında. Gençler sürekli olarak dijital platformdalar ve çoğunlukla bu kurgulanmış, filtrelenmiş dediğimiz ideal hayatlarla karşılaşıyorlar. İçerik üreticilerinin tatil fotoğrafları, başarı hikayeleri, beden estetiği ve ilişkileri ile karşılaşıyorlar ve her şey mükemmelmiş gibi sunuluyor. Bu durumlar gençlerde kıyaslama davranışını artırıyor. 'Ben neden böyle değilim' düşüncesiyle yetersizlik ve değersizlik duyguları beslemeye başlıyorlar.

"SOSYAL MEDYA BİR VİTRİN GÖRÜNTÜSÜDÜR"

Özellikle ergenlik dönemindeki danışanlarımda sosyal medya nedeniyle aşırı mutsuzluk, kendinden utanma, beden algısı bozulmaları gözlemliyorum. Sosyal medya detoksu, bilişsel çalışmalar, öz şefkat uygulamaları ile aslında bu döngü kırılabilecek bir noktaya getirilebilir. Gençlere sosyal medyanın vitrin görüntüsü hakkında eğitim verilmesi örneğin iyi olur. Gerçek ile kurgunun farkı üzerine bir bilinç oluşturulmuş olur. Bu kıyaslamaların aslında yersiz olduğu kavranmalı. Sosyal medyada geçirilen süre sınırlandırılmalı. Gençlerin gerçek ilişkiler kurabileceği alanlar desteklenebilir.

Hobiler ve sosyalleşme kaygıyı doğrudan ortadan kaldırmaz ama kaygıyı düzenleyici bir rol oynar. Beyindeki ödül sistemi aktive olduğunda stres hormonlarında doğal bir azalma gözlemlenir. Bu aktiviteler bir kaçış olarak değil, bireyin yaşam anlamını ve doyumunu artırmak için kullandığında uzun vadeli faydalar sağlar.