Çocukların okuldan soğuma nedeni ‘akran zorbalığı' olabilir mi?

Günümüz dijital çağında çocukların yoğun şekilde maruz kaldığı sosyal medya içerikleri ve şiddet temalı dijital oyunlar, eğitim ortamlarını da tehdit etmeye başladı.

Uzmanlara göre son yıllarda özellikle okullarda yaşanan akran zorbalığı vakalarında ciddi bir artış gözleniyor. Sözlü, fiziksel, psikolojik ve siber boyutlara ulaşan zorbalık türleri, öğrencilerin hem akademik başarısını hem de ruh sağlığını derinden etkiliyor.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Uzmanı Özcan Aladağ, okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerin yaşadığı uyum sorunlarının, akran zorbalığıyla birleşerek daha büyük bir problem haline geldiğini belirtti.

“ZORBALIK, OKULA UYUM SÜRECİNİ ZORLAŞTIRIYOR”

Aladağ, yaptığı değerlendirmede, okula uyum güçlüğü yaşayan öğrencilerin aynı zamanda zorbalık eğilimi gösterebildiğini vurgularken şu sözleri kullandı:

“Okula uyum sağlayamayan öğrenciler, çevrelerine karşı daha tepkisel olabiliyor. Bu da bazı çocukların zorbalığa yönelmesine yol açabiliyor. Öte yandan, zorbalığa maruz kalan öğrenciler de okuldan soğuyarak uzaklaşma eğilimi gösteriyor. Akademik başarısızlık, içine kapanma, özgüven eksikliği ve sosyal izolasyon gibi birçok psikolojik sorun da bu sürecin ardından ortaya çıkabiliyor.”

AKRAN ZORBALIĞI ÇEŞİTLENİYOR: FİZİKSELDEN SOSYALE, SİBERDEN PSİKOLOJİK BOYUTA

Zorbalığın tek bir türü olmadığını ifade eden Aladağ, öğrenciler arasında yaygınlaşan zorbalık biçimlerini şöyle sıraladı:

Fiziksel zorbalık: Vurma, itme, eşyaları kırma gibi doğrudan şiddet içeren davranışlar.
Sözlü zorbalık: Alay etme, hakaret, lakap takma, küfür gibi ifadelerle yapılan psikolojik baskılar.
Sosyal zorbalık: Dışlama, yalnız bırakma, oyunlara almama gibi ilişkisel zarar verme durumları.
Siber zorbalık: Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları ve internet üzerinden yapılan tehdit, ifşa, alay, dışlama gibi dijital ortamda gerçekleşen saldırılar.

Aladağ, “Özellikle son dönemde çocukların sosyal medyada kontrolsüz şekilde zaman geçirmesi, siber zorbalığı artırmış durumda. Öğrenciler bu platformlarda gördükleri davranışları taklit ediyor, hatta bazen bu zorbalıkları oyun gibi görüyorlar. Bu durum eğitim ortamında ciddi bir tehdit unsuru oluşturuyor” diyerek, teknolojik bağımlılığın bu sorunun en büyük tetikleyicilerinden biri olduğunu belirtti.

BELİRTİLERE DİKKAT: SESSİZ KALAN ÇOCUK TEHLİKEDE OLABİLİR

Zorbalığa maruz kalan öğrencilerin genellikle açıkça konuşmadığını ancak bazı davranış değişiklikleriyle durumun fark edilebileceğini vurgulayan Aladağ, şu uyarılarda bulundu:

Okula gitmek istememe, sürekli hastalık bahanesi üretme (karın ağrısı, baş ağrısı vb.)
Sessizleşme, içe kapanma, sosyal ilişkilerde geri çekilme
Kendi eşyalarının kaybolması ya da zarar görmesi
Olaylar hakkında tutarsız ifadeler verme
Özgüven kaybı ve depresif davranışlar

Aladağ, “Zorbalığa uğrayan öğrenciler genellikle konuşmaktan çekinir. Bu nedenle hem öğretmenlerin hem de ailelerin çok dikkatli gözlem yapmaları gerekir. Her davranışın altında bir mesaj olabilir” diye belirtti.

AİLE VE ÖĞRETMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Aladağ, bu sorunla mücadelede ailelerin ve öğretmenlerin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti. Ailelerin çocuklarıyla vakit geçirmeleri, onları dinlemeleri ve sosyal medya kullanımını kontrol altına almaları gerektiğini söyleyen Aladağ, şunları kaydetti:

“Aileler çocuklarıyla her gün düzenli olarak konuşmalı. Çocuk okulda ne yaşamış, kiminle vakit geçirmiş, kendini nasıl hissetmiş bunları öğrenmeli. Bunun için de önce ebeveynlerin sosyal medyadan ve teknolojiden uzaklaşarak çocuklarına gerçekten zaman ayırmaları gerekiyor. Çocuklar dijital ortamlarda maruz kaldıkları içerikleri gerçek hayatlarında uygulamaya çalışıyor. Bu nedenle sosyal medya denetimi artık lüks değil, zorunluluktur.”

PROFESYONEL DESTEK ŞART

Sorunun büyümesi durumunda ailelerin çekinmeden psikolojik danışmanlık desteği alması gerektiğini vurgulayan Aladağ, “Zorbalığın etkileri zamanla büyür. Erken müdahale edilmezse, çocuklarda travma, okul fobisi, anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi daha ciddi problemler gelişebilir” uyarısında bulundu.

TOPLUMSAL FARKINDALIK ARTMALI

Uzmanlara göre akran zorbalığıyla mücadele yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olarak ele alınması gerekiyor. Medyada şiddet içeriklerinin denetlenmesi, okullarda bilinçlendirme eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve ailelerin çocuk gelişimi konusunda daha fazla bilgilendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Akran zorbalığı sadece bir okul problemi değil çocukların geleceğini etkileyen derin bir psikolojik mesele oluyor. Her bireyin, özellikle eğitimcilerin ve ebeveynlerin bu konuda bilinçlenmesi ve erken adım atması, gelecek nesillerin daha sağlıklı bireyler olarak yetişmesi adına hayati önem taşıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber