Profesyonel kaleciden Dünya ve Avrupa şampiyonluğu

Ampute Milli Takımı ile Dünya ve Avrupa şampiyonlukları yaşayan eski profesyonel kaleci Erhan Kuşkapan, kariyer yolculuğunu Yeni Ankara'ya anlattı.

Profesyonel kalecilik kariyerinden sonra Ampute Milli Takımı’yla hem dünya hem Avrupa şampiyonlukları yaşayan Erhan Kuşkapan, futbolu sadece sahada değil, okulda da öğrenmiş bir isim. Teorisini pratiğe taşıyan yaklaşımıyla Türkiye ve Makedonya’da antrenörlük kariyerine devam ediyor.

ANTRENÖRLÜK KARİYERİNDE BAŞARI

Ampute A Milli Takımı eski antrenörü ve eski profesyonel futbolcu kariyer yolculuğunu Yeni Ankara'ya anlattı. 1988’de Ankara'da doğan Erhan Kuşkapan, Gazi Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü mezunu ve profesyonel olarak 15 yıl boyunca ülkemizde kalecilik yaptı. Kuşkapan, Ampute Futbol A Milli Takımı ile kazandığı 1 Dünya ve 2 Avrupa ve Kupası ile, bu branşta dünyada en çok kupa kaldıran antrenör ünvanını elinde bulunduruyor.

BİN 112 DAKİKA BOYUNCA GOL YEMEME REKORU

Sportif direktörlüğünü Fenerbahçe’nin efsane ismi Moussa Sow, teknik direktörlüğünü ise bir diğer tanıdık isim Mert Nobre'nin üstlendiği kadrosunda Alper Potuk, Nabil Dirar ve Erten Ersu gibi isimleri barındıran Gostivar'da kaleci antrenörlüğü görevini üstlenen Erhan Kuşkapan, bin 112 dakika boyunca gol yememe rekorunu kırarak takımın başarısında önemli rol üstlendi.

Erhan Kuşkapan, "2020-2021 sezonunda Türkiye profesyonel liglerinde görev alan en genç teknik adam olarak da yer aldım. Futbol kariyerimi hem sahada profesyonel olarak alaylı hem de akademik eğitimimi mektepli bir antrenör olarak sürdürüyorum" dedi.

SAHADA VE BİLİMDE DENGE ŞART

Futbolculuk yıllarından itibaren bir antrenörün sahip olması gereken temel özellikleri net bir şekilde gözlemleme fırsatı bulduğunu aktaran Kuşkapan, “1998’de futbola başladım ve sayısız antrenörle çalışma fırsatı yakaladım. Bazı antrenörler uygulamada çok başarılıydı, ancak yaptıkları çalışmalar antrenman bilimine aykırıydı. Kendilerini yenilememiş, geçmişte doğru bildikleri yanlışları bugüne taşımışlardı. Diğer taraftan, bazı antrenörler ise antrenman bilimi konusunda çok donanımlıydı ama uygulamada ve saha empatisinde eksikti, çünkü o sahaya hiç çıkmamış formayı giymemişlerdi" dedi.

"KİTAP OLMADAN SAHA, SAHA OLMADAN KİTAP OLMAZ"

Bu iki uç noktadan hareketle modern futbol antrenörlüğü için kritik bir denge gerektiğini savunan Kuşkapan, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bir teknik ekibin hem alaylı hem mektepli isimlerden oluşması şart. Güncel bilimsel bilgiler ile saha tecrübesi harmanlanmalı ve bu doğrultuda antrenmanlar planlanmalı. Aksi takdirde işin bir tarafı hep eksik kalır. Kitap olmadan saha, saha olmadan kitap olmaz."

SPORCULARIN SAKATLIK RİSKİ

Kuşkapan’a göre futbolun en önemli gerekliliklerinden biri de yeniliğe açıklık ve sürekli öğrenme. Bu görüşünü şu örnekle açıklıyor:

“Eskiden, ülkemizin Süper Lig takımlarında dahi idmanların başında ve sonunda statik stretching (gevşeme) hareketleri yaptırılırdı ancak günümüzde bilim diyor ki, çalışan kaslar hipertrofiye (vücuttaki kas hücrelerinde meydana gelen hacim artışı) uğruyor, bu yüzden stretching hareketleri dinamik yapılmalı. Aksi halde sporcular sakatlık riskiyle karşı karşıya kalabilir. Güncel bilimsel gelişmeleri takip etmezsek ne sporcuların ne takımların gelişiminden, hatta ülke futbolunun ilerlemesinden söz edemeyiz."

"YERİNDE SAYMAK GERİYE GİTMEKTİR"

Türkiye futbolunda gelişimin eğiticilerin eğitimine öncelik verilmesiyle mümkün olabileceğini aktaran Kuşkapan, “Bir antrenör ‘Tamam, artık oldum’ diyemez. Sürekli yeniliklere açık olmalı ve güncel bilgilere kolay erişebilmelidir. Yerinde saymak geriye gitmektir" şeklinde konuştu.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber