Devlet protokolü aşıldı mı? Barzani ziyareti üç bakanlığı sorgulattı

İzmir Milletvekili Av. Murat Bakan, 29 Kasım 2025’te Şırnak/Cizre’de düzenlenen bir program kapsamında Türkiye’ye gelen Mesud Barzani’ye, üniformalı ve uzun namlulu silahlı peşmerge unsurlarının eşlik ettiğine ilişkin görüntülerin ortaya çıkması üzerine Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı için üç ayrı soru önergesi verdi.

Bakan, Barzani’nin bugün ne Irak merkezi hükümetinde ne de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde resmi bir görevinin bulunmadığını hatırlatarak, “silahlı ve üniformalı bir yabancı gücün Türkiye topraklarında faaliyet göstermesinin devlet ciddiyetini ve egemenlik haklarını zedelediğini” belirtti.

Uluslararası teamüllere göre, bir ülkeye gelen misafirlerin güvenliğinin tamamen ev sahibi devlet tarafından sağlandığını vurgulayan Bakan, “Kendi silahlı birliğiyle Türkiye’ye giriş yapan hiçbir siyasi aktörün, hele ki resmi görevi olmayan bir kişinin bu şekilde korunması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Görüntülerin ardından kamuoyunda yükselen tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı'nın iki müfettiş görevlendirdiğini hatırlatan Bakan, “Bu durum kurumların süreçten haberdar olup olmadığı sorusunu daha da kritik hale getirmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekili Murat Bakan, yaşananların “protokol zaafiyeti, güvenlik açığı ve egemenlik ihlali” olduğunu belirterek üç bakanlığa şu soruları yöneltti:

MİLLİ SAVUNMA BAKANI YAŞAR GÜLER’E SORULAR

Barzani’ye eşlik eden silahlı unsurların Türkiye’ye girişine hangi makamların izin verdiğini soran Bakan, şu başlıklarda yanıt istedi:

Silahlı ve üniformalı peşmerge unsurlarının sınırdan girişine kim izin verdi?
Bu kişiler için yazılı bir talep, özel protokol ya da istisnai bir güvenlik anlaşması yapıldı mı?
Uzun namlulu silahlar sınır kapısında kayıt altına alındı mı, envanter tutuldu mu?
Güvenlik tedbirlerini kim koordine etti, valilik ve emniyet birimleri sürece dahil edildi mi?
Türk güvenlik güçleri yeterliyken neden yabancı silahlı birimlerden destek alındı?
Barzani’ye “devlet başkanı düzeyinde” koruma sağlanmasının gerekçesi nedir?
Milli Savunma Bakanlığı bu ziyarete ilişkin bir güvenlik değerlendirmesi yaptı mı?
Bu uygulamanın geleceğe emsal teşkil edip etmeyeceği nasıl değerlendirilmektedir?
Sorumlular hakkında idari inceleme başlatılacak mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN’A SORULAR

Bakan’ın Dışişlerine yönelttiği sorular ise ziyaretin diplomatik boyutuna odaklandı:

Yabancı silahlı unsurların Türkiye’ye girişinden Bakanlığın haberi var mıydı?
Bu kişilere diplomatik statü, geçiş izni veya muafiyet tanındı mı?
Irak merkezi yönetimi ya da IKBY ile diplomatik yazışma yapıldı mı?
Peşmerge unsurlarının Türkiye’ye silahlı şekilde girişine dair mutabakat sağlandı mı?
Barzani’nin “devlet başkanı protokolüyle” karşılanmasının gerekçesi nedir?
Bu kişilere diplomatik dokunulmazlık tanınmış mıdır?
Protokol Genel Müdürlüğü süreci değerlendirdi mi?
Dışişleri’nin bu süreçte diğer bakanlıklarla koordinasyonu oldu mu?
Yaşananların Türkiye’nin uluslararası itibarı açısından etkisi nasıl değerlendirilmektedir?

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA’YA SORULAR

Murat Bakan, İçişleri Bakanlığının iki müfettiş görevlendirdiğini hatırlatarak şu soruları yöneltti:

Silahlı peşmerge unsurlarının ülkeye girişine kim izin verdi?
Müfettiş görevlendirilmesi Bakanlığın süreçten önceden haberdar olmadığını mı gösteriyor?
Silah taşıma izni için İçişleri veya Emniyet’ten bir onay alındı mı?
Sınırda silah envanteri tutuldu mu?
Güvenlik tedbirlerini kim organize etti, valilik ve emniyet birimleri bu süreçte devre dışı mı bırakıldı?
Türk güvenlik güçleri yeterliyken neden yabancı bir gücün korumasına izin verildi?
Barzani’ye devlet başkanı düzeyinde koruma sağlanmasının gerekçesi nedir?
Bu kişiler Türkiye'de hangi güzergâhlarda dolaştı, gözetim yapıldı mı?
İçişleri’nin MSB ve Dışişleri ile koordinasyonu oldu mu?
Yaşananların tekrar etmemesi için ne tür düzenlemeler yapılacak?

“EGEMENLİK VE DEVLET PROTOKOLLERİ İHLAL EDİLDİ”

Milletvekili Murat Bakan, olayın Türkiye’nin egemenlik ilkeleri açısından son derece kritik olduğunu vurgulayarak, “Yabancı bir siyasi yapıya bağlı silahlı unsurların Türkiye’de serbestçe dolaşması kabul edilemez. Bu tür durumların tekrar etmemesi için devlet kurumlarının sorumluluğu açıktır.” ifadelerini kullandı.