DEM Parti'den Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş hakkında net çıkış
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TBMM grup toplantısında Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, geçtiğimiz perşembe günü Kocaeli Dilovası'ndaki parfüm dolum tesisinde çıkan yangında hayatını kaybeden altı yurttaşın ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. Oruç, vefat edenler arasında emekli olması gereken 65 yaşında bir kişi ile iki çocuğun bulunduğuna dikkat çekerek, bu olayın "iş kazası değil, iş cinayeti" olduğunu vurguladı ve durumu "kapitalist sistemin acımasız tablosu" olarak nitelendirdi. Hatimoğulları ayrıca, grevdeki Tapeten Mensucat ve TPI Kompozit işçilerini selamlayarak, mücadelelerinin destekçisi olduklarını belirtti.
AB RAPORU: TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ ALARM VERİYOR
AB'nin Türkiye 2025 Raporu'nu değerlendiren Hatimoğulları, raporun Türkiye'nin "röntgeni" olduğunu savundu. Rapordaki tespitlerin net olduğunu belirten Oruç, demokraside, hukukta, haklarda ve özgürlüklerde geriye gidiş olduğunu aktardı. 2018'den beri AB ile müzakerelerin donmuş durumda olduğunu hatırlatarak, raporda "ciddi ve derin endişeler", "yargıda kriz", "demokrasiden çöküş" ve "temel haklarda alarm" verildiğini söyledi. Dışişleri Bakanlığının rapora "ön yargılı" yanıt verdiğini aktaran Oruç, bu durumun Türkiye'nin kötüye gidişini gösterdiğini ifade etti.
SİYASAL TUTUKLAMALAR VE YARGI ELEŞTİRİSİ
Konuşmasında yargının siyasallaşmasına sert tepki gösteren Hatimoğulları, Gezi tutuklularının bir saniye dahi içeride kalmaması gerektiğini dile getirdi. Adalet Bakanı'nın "bazı davalar siyasallaştırılıyor" yorumuna yanıt veren Hatimoğulları, "Selahattinleri ve Figenleri Can Atalay’ları AİHM'nin ve AYM'nin kararlarına rağmen içeride tutarak siyasal kararlar alan sizler değil misiniz? Yargıyı da bu davaları da siyasallaştıran düpedüz sizsiniz." dedi.
Ekrem İmamoğlu ve seçilmiş belediye başkanları hakkındaki iddianamelerin de yargının siyasallaştığının göstergesi olduğunu belirterek, tüm siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi. Oruç, alt mahkemenin Tayfun Kahraman davasında AYM'yi yetki gaspıyla suçlamasını ise "akıl tutulması" olarak değerlendirdi.
BARIŞ SÜRECİNDE ÖCALAN VURGUSU VE KOMİSYON ÇAĞRISI
Barış Süreci ve Kürt sorununun çözümü konusuna da değinen Hatimoğulları Oruç, barış stratejisinin "silahların gölgesinden tamamen çıkıp demokratik siyasetin ışığına yürümesi." gerektiğini vurguladı. Oruç, Abdullah Öcalan'ın barış için verdiği mücadelenin stratejik bir tercih olduğunu belirterek, 1 Ekim 2024’te başlayan süreçte Öcalan'ın yapıcı ve pozitif bir dil kurduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin komisyon önerisine atıfta bulunan Oruç, "Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin?" diye sordu ve Meclis'te kurulacak bir komisyonun gecikmeksizin İmralı'ya giderek görüşme yapması gerektiğini yineledi. Oruç, 13 aydır süreç devam ederken bir ölü haberi alınmamasının büyük bir motivasyon nedeni olduğunu ifade etti.
BÜTÇE VE ASGARİ ÜCRET PROTESTOSU
İktidarın 2026 bütçesini "istikrar ve refah bütçesi" olarak tanımlamasını eleştiren Hatimoğulları, bütçenin sermayeye, yandaşa ve faiz lobilerine aktarmada istikrar gösterdiğini, emekçiye ise yoksulluk getirdiğini savundu. Oruç, yurttaşların 2026'da günde 43 milyar TL vergi ödeyeceğine dikkat çekti. Asgari ücretin hedef enflasyona göre belirlenmesini kabul etmediklerini belirterek, asgari ücretin yoksulluk sınırının en az yarısı, yani en az 46 bin TL olması ve yıl içinde güncellenmesi gerektiğini savundu. Ayrıca basit usulde vergilendirilen esnafın gerçek usule geçirilmesini eleştirerek, bu karardan derhal vazgeçilmesini istedi.
"EKMEK VE BARIŞ İÇİN" KAMPANYA BAŞLIYOR
Hatimoğulları, yoksulluk ve eşitsizliğin bütçesi olan 2026 bütçesine karşı güçlü bir muhalefet yürüttüklerini belirterek, 12 Kasım'dan itibaren "Ekmek ve Barış İçin" kampanyası başlattıklarını duyurdu. Bu kampanya kapsamında tüm yerellerde yoğun eylemler ve etkinlikler düzenlenecek. Oruç, aralık ayının ortasında ise bu eylemleri dört koldan Ankara'ya görkemli bir yürüyüşle taçlandıracaklarını açıkladı.
"DEPREMZEDELER YALNIZ DEĞİL"
Konuşmasının sonunda deprem bölgesindeki mağduriyetlere de değinen Oruç, İskenderun Numune Mahallesi sakinlerinin heyelan riski nedeniyle evlerinin boşaltılmasına karşın borçlandırılmadan yeni ev verilmesi ve kira desteği taleplerini Meclis kürsüsünden dile getirdi. Ayrıca Hatay'da konteynerlarda yaşayan kamu emekçilerine "bir hafta içinde konteynerları boşaltın" mesajı gönderilmesini "vicdansızlık" olarak niteledi ve depremzedelerin yalnız olmadığını belirtti.