Bir şiirle başlayan 23 yıl! AK Parti’nin iktidar hikâyesi

Bir zamanlar “şiir okuduğu için mahkûm edilen lider”di… Bugün, 23 yıldır Türkiye’yi yöneten en uzun soluklu iktidarın başında. 3 Kasım 2002’de başlayan AK Parti dönemi; reform vaatlerinden sistem değişikliğine, krizlerden yeniden yükselişe uzanan çetin bir yolculuğun hikâyesi.

AK Parti, 14 Ağustos 2001’de Bilkent Otel’de yapılan toplantıyla siyasi sahneye çıktığında, Türkiye koalisyonlarla yorulmuş, ekonomik krizlerin gölgesinde yönünü arayan bir ülkeydi.

Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve arkadaşları, Fazilet Partisinden ayrılarak “yenilikçi” bir çizgide yeni bir hareket başlattı.

Partinin adı “Adalet ve Kalkınma Partisi” oldu. Erdoğan, kürsüde “Ve bugünden sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” dediğinde, sadece bir partinin değil, bir dönemin kapısı aralanıyordu.

O sırada Erdoğan siyasi yasaklıydı. 1997’de Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle 10 ay hapis cezasına çarptırılmış, dört ay cezaevinde kalmıştı. Bu ceza, onu 2002 seçimlerinde aday olamaz hale getirmişti.

3 Kasım 2002’de yapılan seçimlerde AK Parti yüzde 34,3 oy alarak tek başına iktidara geldi. İlk hükümeti Abdullah Gül kurdu; kısa süre sonra Erdoğan’ın yasağı kaldırıldı ve 15 Mart 2003’te başbakanlık koltuğuna oturmasıyla Türkiye’nin siyasi rotası köklü biçimde değişti.

2007–2011 YILLARI ARASINDA SANDIKTAN GÜÇ ALAN İKTİDAR

2007 seçimleri, AK Parti’nin siyasal güven tazelemesiydi. Yüzde 46,5 oy oranı ile ikinci kez tek başına iktidar olan parti, aynı yıl Genelkurmay’ın internet sitesinden yayımladığı “e-muhtıra”ya rağmen geri adım atmadı.

Ardından gelen 2007 referandumuyla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edildi. 2010 anayasa referandumuysa, yargı sisteminde köklü değişiklikler getirdi ve Erdoğan’ın “yeni anayasa” vizyonunun ilk adımı oldu.

Bu yıllarda Türkiye, hem ekonomik büyüme rakamlarıyla hem de Avrupa Birliği süreciyle dikkat çekiyordu. Ancak ilerleyen yıllarda “reform” kelimesinin yerini “güç konsolidasyonu” aldı.

GEZİ PARKI VE İKTİDARIN KIRILMA NOKTASI

2013 yazında, Taksim Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın kesilmesine karşı başlayan protestolar, kısa sürede ülke geneline yayılan bir halk hareketine dönüştü.

Polis müdahalesiyle tırmanan olaylarda sekiz kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Erdoğan, eylemcilere “çapulcu” diyerek sert çıkarken, iktidarın dili ilk kez bu kadar keskinleşti. O döneme kadar “reformcu” kimliğiyle öne çıkan AK Parti, Gezi süreciyle birlikte güvenlik odaklı bir yönetim anlayışına geçti.

15 TEMMUZ DARBESİ VE OLAĞANÜSTÜ HAL DÖNEMİ

7 Haziran 2015 seçimleri, AK Parti’nin ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybettiği seçim oldu. Ancak o yaz Türkiye tarihinin en ağır terör saldırılarıyla sarsıldı; Suruç’ta 33, Ankara Garı’nda 109 kişi hayatını kaybetti. 1 Kasım 2015’te yenilenen seçimde AK Parti yüzde 49,5 oyla yeniden tek başına iktidara döndü.

Fakat asıl dönüm noktası, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşandı. FETÖ yapılanmasının ordu içindeki mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi, halkın sokaklara çıkmasıyla bastırıldı. 246 kişi yaşamını yitirdi, 2 binden fazla kişi yaralandı. Darbe girişimi sonrası ilan edilen olağanüstü hal iki yıl sürdü; devletin kurumsal yapısı, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişin zeminini hazırladı.

TÜRKİYE YENİ SİSTEME GEÇTİ

16 Nisan 2017’de yapılan referandumda yüzde 51,4 “evet” oyuyla başkanlık sistemi kabul edildi. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’nda toplandı, başbakanlık kaldırıldı.

Yeni sistemin ilk seçiminde, 24 Haziran 2018’de Erdoğan yüzde 52,6 oyla Türkiye’nin “ilk başkanı” oldu. Bu tarih, parlamenter sistemin sona erdiği ve tüm yönetim yetkisinin tek elde toplandığı yeni dönemin başlangıcıydı.

2019 SEÇİMLERİ İLE BİRLİKTE SANDIKTA DEĞİŞEN DENGE

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin ardından yapılan 31 Mart 2019 yerel seçimleri, AK Parti açısından bir dönüm noktasıydı. Ankara ve İstanbul’un el değiştirmesi, siyasette güç dengelerini yeniden tanımladı.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçim zaferleri, muhalefetin moralini yükseltti. İstanbul seçimlerinin iptali ve 23 Haziran’da yenilenmesi, “sandık iradesi” tartışmalarını beraberinde getirdi.

14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde Erdoğan, ilk turda salt çoğunluğu sağlayamadı; ancak 28 Mayıs’ta yapılan ikinci turda yüzde 52,1 oyla yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.

Bu sonuç, AK Parti’nin yirmi yılı aşkın süredir devam eden iktidarını korusa da 2024 yerel seçimlerinde tablo değişti. CHP, yüzde 37,8 oy oranıyla 1977’den bu yana ilk kez Türkiye’nin birinci partisi oldu, AK Parti yüzde 35,4 ile ikinci sıraya geriledi.

AK PARTİ 23 YILININ MUHASEBESİ

AK Parti’nin 23 yıllık iktidarı, Türkiye’nin demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir sürekliliği temsil ediyor. Kuruluş yıllarında “adalet, kalkınma ve özgürlük” söylemleriyle şekillenen bu uzun iktidar dönemi, zamanla güç yoğunlaşması, ifade özgürlüğü ve ekonomik yönetim tartışmalarıyla bambaşka bir hatta evrildi.

Bugün, partinin kurucusu Recep Tayyip Erdoğan hâlâ Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı. Ancak 2024 seçimlerinin ortaya koyduğu tablo, toplumun önemli bir kesiminin artık “değişim” talebini yüksek sesle dile getirdiğini gösteriyor. Erdoğan’ın ise 2001’deki o meşhur cümlesi hâlâ hafızalarda yankılanıyor:

“Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber