Nevin Balta Yeni Ankara’ya konuştu: “Kültürümüzü tükettik, yaşamımız basitleşti”
Türk dili ve tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan yazar Nevin Balta, Yeni Ankara’ya yaptığı açıklamada, “Kadın Başlıkları” kitabında Türk kadınının giyim kuşamından toplumsal statüsüne uzanan kültürel mirası anlattı.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan ve Basın Tarihi alanında yüksek lisans yapan Nevin Balta, Türk dili ve tarihi üzerine yaptığı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Uzun yıllar Türk Dil Kurumu’nda uzman olarak görev yapan Balta, Türk Dili, Türk Dünyası ve Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten gibi önemli dergilerin yayına hazırlanmasında görev aldı. Ardından Türk Tarih Kurumu Yayın Şubesi’nde beş yıl boyunca yüzlerce eserin yayına hazırlanmasına katkıda bulundu.
“Tarih ve dil alanlarına duyduğum ilgi beni yazıya yönlendirdi” diyen Balta, özellikle Anadolu kadını üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyor. Kurtuluş Savaşı’nın Güney Cephesi’ni, Suriye’nin Fransız işgali dönemini ve yer adlarını konu alan çalışmaları bulunan yazar, Gaziantep’in yer adlarına ilişkin kitabının ikinci baskısının Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yayıma hazırlandığını belirtiyor.
KADIN BAŞLIKLARINDAN TOPLUMSAL STATÜYE
Balta’nın son dönemdeki en dikkat çekici eseri, “Kadın Başlıkları” adlı kitabı oldu. Kitapta, Türk kültüründe kadın başlıklarının tarih boyunca taşıdığı sembolik anlamlar ele alınıyor.
Balta, kadınların baş süslemelerinin toplumsal statüyü yansıttığını belirterek şöyle diyor:
“Kadınların başlıkları, toplum içindeki konumlarını gösterirdi; evli mi, bekâr mı, dul mu, genç mi olduklarını anlardınız. Saray hanımlarının başlıklarıyla köylü kadınların başlıkları farklıydı. Zengin kadınlar altın, inci, pırlanta taşlarla süslenmiş fesler takarken, halktan kadınlar taklitlerini kullanırdı.”
OSMANLI DÖNEMİNDE RENKLERLE AYRIŞAN KİMLİKLER
Balta, Osmanlı döneminde giyimin sadece bir süs değil, aynı zamanda sosyal bir gösterge olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Osmanlı’da Müslüman ve gayrimüslim kadınlar kıyafetleriyle ayırt edilirdi. Gayrimüslim kadınların ferace ve ayakkabı renkleri, padişah fermanıyla belirlenirdi. Bu durum, kimliğin rengini bile belirleyen bir uygulamaydı.”
“KÜLTÜRÜMÜZÜ TÜKETTİK, YAŞAMIMIZ BASİTLEŞTİ”
Yazara göre, giyim kuşam bir toplumun kültürel belleğinin en güçlü göstergelerinden biri. Geçmişe göre şu an sadeleşmeden ziyade "kültürsüzleşme" yaşıyoruz diyen Balta, şunları kaydetti:
“Eskiden kadınların başlarında yazmalar, süslemeler olurdu; her renk ve desen bir anlam taşırdı. Şimdi sadeleşme değil, kültürsüzleşme yaşıyoruz. Bir zamanlar ipek gömlek, kolalı cepken giyen kadın bugün bir tişörtle geçiştiriyor. Bu, sadece giyim değil, kültürün yitimi demek.”
“GEÇMİŞİMİZİ BİLMEDEN BUGÜNÜ ANLAYAMAYIZ”
“Ben istiyorum ki okurlarımız tarihimizi öğrensin. Türk kadınının yaşam biçimini, konuşmasını, üretimini, giyimini anlasın. Çünkü giyim kuşam sadece moda değil, bir dönemin sosyolojisidir. Biz geçmişimizi bilmeden bugünü anlayamayız.”
Her kitabında tarihsel belleği kadın merkezli bir bakışla ele alan Balta, unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerleri gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. “Toplumun kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak benim için bir sorumluluk,” diyen Balta, araştırmalarını bu bilinçle sürdürüyor.